101 yıl önce o gün, Mustafa Kemal Atatürk, milli mücadeleyi başlatmak üzere Samsun’a çıktı. 19 Mayıs 1919, Ulusal Kurtuluş’un başladığı gündür. 19 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti’nin de temelinin atıldığı gündür. Öyle önemli bir gündür ki, Atatürk, doğum gününü soranlara 19 Mayıs’ı işaret etmiştir. Sonuç olarak bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Atatürk’ün doğum günüdür. Atatürk, bu önemli günü gençlere armağan ederek, onlara ne denli güvendiğini de göstermiştir.
BAYRAKLARIMIZI ASALIM
Gelelim bugünlere... 23 Nisan’da olduğu gibi, 19 Mayıs’ta da çoğumuz salgın yüzünden 15 ildeki sokağa çıkma kısıtlamasıyla evlerde olacağız. Ama evde olmak, bu önemli günü kutlamamıza engel değil. 23 Nisan’daki gibi pencereleri, balkonları bayraklarla süsleyelim, İstiklal Marşı’nı söyleyelim, “Dağ Başını Duman Almış” diyelim, Atatürk ve arkadaşlarına teşekkür edelim.
BU SEFERLİK ‘KAZA’ YAPALIM
Önümüzdeki hafta sonu, kutsal ramazan ayı da sona eriyor. 24 Mayıs Pazar günü Ramazan Bayramı başlıyor. Geçen sefer de dile getirmeye çalıştım. Bu bayram evlerde kalalım. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpmeyi, birbirimize sarılmayı erteleyelim. Bu seferlik bayramı telefonla, ya da başka iletişim araçlarıyla kutlayalım. Bu olanağı olmayanlar bu seferlik bağrına taş bassın. Hep birlikte, “Çoluğumuzun çocuğumuzun, herkesin sağlığı için evlerde kalalım” diyelim. Önerimi de yineliyorum. Kaza orucunu örnek alalım. Virüs belasından sonra belirlenecek bir tarihte, “Kaza bayramlaşması” gerçekleştirelim...
-----
Bazıları gevşiyor, bazılarının da zamanla aynı yolu izleyeceği söyleniyor. Bunlardan en önemlisi sokağa çıkma kısıtlaması. Önce aniden başladı, sonra programa girdi, 23 Nisan’da 4 günlük olanı bile yaşandı. 65 ve üstü yaştakiler önceki güne kadar yaklaşık iki aydır evlerdeydi. Ve önemli günler geliyor... Ramazan Bayramı’yla başlayayım.
DOĞAL KOŞULLARDA TAMAM DA
24-25-26 Mayıs, yani pazar, pazartesi, salı günleri bayram. Arife günü de 23 Mayıs Cumartesi. Kapı gibi dört günlük tatil. Ramazan sonrası gelenektir bayramlaşmak. Kimimiz büyüklerimize gider, kimimizin küçükleri gelir... Ailece toplananımız da vardır. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperiz, sarılırız birbirimize. Bu kısıtlamalardan sonra muhabbet mutlaka katlanacaktır. Çok da doğaldır... Ama koşullar doğal değil...
DÖRT GÜN KISITLAMA GELMELİ
Salgın belası var... Dikkat etmek, maske takmak, kişilerle aramızda zorunlu güvenlik mesafesi bırakmak var. O zaman bu bayram fedakarlık yapmak var. (Çok büyük olasılıkla büyüklerimiz de böyle düşünüyordur) Nedir? Bayramda sokağa çıkmamak. Yani dört gün sokağa çıkma kısıtlaması... Olur mu olur... Çok da iyi olur.
“Koronavirüs salgını sebebiyle vefat eden sağlık personeli çocuklarına burs vereceğimizi duyurmuştuk. Sizlerin desteği sayesinde bugün itibari ile ‘Emanetiniz Emanetimizdir’ hesabındaki toplam tutar 674 bin 610,80 TL’ye ulaştı!
12 ÖĞRENCİ İÇİN
İhtiyaç sahibi öğrencilerin bize başvurmalarını beklemedik; her aileye tek tek ulaştık, hepimiz adına baş sağlığı diledik. Burs desteğine ihtiyaç duyan ailelerden istediğimiz belgeler geldi. Ve mayıs ayı itibari ile 12 öğrenciye tüm eğitim hayatı boyunca sürecek burs verilmeye başlandı.
BOYNU BÜKÜK KALMASIN
Bu öğrencilerin aylık ödenecek burs rakamlarını normalimizin iki katı olarak belirledik: Aylık ilköğretim 600 TL, lise 800 TL, üniversite 1000 TL, tıp ve diş hekimliği fakültesi 1400 TL. Vefat haberini yeni duyduğumuz ya da ulaşmaya çalıştığımız kişilerden de bu sayılara eklenenler olacaktır. Daha fazla bağışa ihtiyacımız olacağı aşikar. Bu hesap pandemi boyunca açık kalacaktır. Destek bekliyoruz. Artık o çocuklar bizim çocuklarımız, boynu bükük bir çocuk bile bırakmayalım.
BİLGİLERİ ULAŞTIRIN
Sıkıntıdan öte, uzmanlar bu kişilerin hareket etmesi, güneş görmesi gerektiğini vurguluyor. Çünkü herkes sitelerde, bahçeli, balkonlu evlerde oturmuyor. Hareket, güneşlenme olanağı bulamayan var. O zaman ne yapmak gerek? Kısıtlama günlerinde herkesin içeride, +65’in ise dışarıda olması. Tabii ki sosyal mesafeyi koruma, maske takma gibi kurallara uymak koşuluyla. İzin verilebilir bu yaş grubuna çağrım var:
HAVA ALIN, GÜNEŞLENİN
“Kadınlar, hemen konu komşuya gitmeye kalkmayın. Bu süreyi hava alıp güneşten yararlanmak için harcayın. Komşuları sonra da görebilirsiniz. Erkekler, kahvehane gibi yerler kapalı, parklarda banklar kalktı. Siz de bu sürenin tadına varan arkadaşlarınızla sosyalleşmeye kalkışmayın. Kadın ve erkekler, bu sürede çoluk çocuk, torun torbayla özlem gidermeye kalkışmayın, onları görmeye koşmayın. O zaman izin amacından sapar, virüse karşı alınması gereken önlemler de unutulabilir. Haaa unutmadan, araç kullanmayacaksınız, araçla gezmeyeceksiniz...”
Sonuç olarak, izinde çok ama çok dikkatli olmak gerek... Yoksa beklenen yarar, zarara dönüşür.
BİR YAKINMA BİR ÇAĞRI
Kan stokları tükendi
Bu kabus virüs günlerinde ve de kutsal Ramazan ayında vatandaşın iyi niyetini paraya çevirmek isteyen varsa, bir an önce yakalanacağından eminim. Bu fırsatçılığın çok az düzeyde kalmış olmasını umuyorum, yeltenen varsa, “İnsaf yahu, yuhh” diyorum..
HUKUK İŞLEMİ BAŞLATILDI
Ve Oran’ın duyurusu: “Değerli Çeşme ailem. Benim adıma ve belediyemizin ismini kullanarak ‘Bağış’ - ‘Yardım’ adı altında sizlerden para talep edenlere itibar etmeyiniz. Çeşme Belediyesi’nin hiç bir biriminin böyle bir çalışması yoktur. Tüm personelimizle, büyük bir dayanışma içerisinde bu zor günleri en az hasarla geçirmesi için mücadele ettiğimiz böyle bir dönemde, adımı ve makamımı kullanarak çıkar sağlamaya çalışan kişi veya kişiler hakkında gerekli hukuki işlem başlatılmıştır.”
OTİZMLİLERİN BULUŞMASI
“2017’de İZOT Mini’nin de kurulmasıyla ortalama 60 otizmli gencimiz ve çocuğumuzla, tamamı gönüllü eğitimcilerimizin desteğiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Müzik aracılığıyla biraraya gelen otizmli bireylerin sosyalleşmesi ve toplumsal farkındalık oluşması açısından İZOT’un rolü oldukça önemlidir.
BÜYÜK DESTEK GÖRDÜK
Sonra İzmir’in dağlarına çiçekler açtırdık. Sokağa çıkmak yasaktı. 23-24 Nisan’da bakkal ve marketlerin saat 14.00’e kadar açık olabileceği duyurulmuştu. Yürüme uzaklığındaki bu işyerlerine gidip alışveriş yapılabilecekti. Ama genelde, “Saat 14.00’e kadar sokağa çıkmakta sakınca yok” diye anlaşıldı sanki bu duyuru. Yaşlısı genci sokaktaydı, gezinircesine. Bu amaçsız gezinenler gözüme battı açıkça. Neden mi?
İÇLERİ ACITAN MESAJ
İstanbul’da koronavirüs yüzünden yaşamını yitiren o doktorla kızlarının resmi geldi hep gözümün önüne.. Dr. Yavuz Kalaycı’dan söz ediyorum. Önce annesiyle babası yaşamını yitirmişti virüs belasından, O da yakalandı ve kurtulamadı. Arkadaşlarına son mesajı içleri yaktı; “Kızlarım küçük, sahip çıkarsınız değil mi?” İzmir’de ardı ardına yaşamlarını virüs belasından yitiren iki doktor kardeş Nuri ve Muharrem İdiz de düştü aklıma. Bu yüzden yasak saatinde dışarıda amaçsız gezinenlere için için öfkelendim, “Girin evlerinize” diye bağırasım geldi. İçimi dökmüş oldum şimdi.
HERKES EVİNDE KALMALI
Ve de bu virüslü günlerde sağlık çalışanlarının ne kadar değerli olduklarını bir kez daha anladığımızı düşündüm. “Bu korona belasıyla savaşta yaşamını yitirenlerin şehit sayılması gerekir. Geride kalanlarına da sahip çıkılmalıdır” dedim kendi kendime. Böyle olması gerekmez mi? Ve de nokta: Evinizde kalın. Zorunlu olmadıkça çıkmayın.
SON SÖZ: Bu zorlu günlerde çalışmak zorunda olan herkese, güvenlik görevlilerine, belediyelerin çalışanlarına, yöneticilere kolay gelsin!
Atatürk bu önemli günün bayramını çocuklara armağan etti. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı korinavirüs salgını yüzünden bu yıl meydanlarda, törenlerle kutlanamayacak.
BİRLİKTE İSTİKLAL MARŞI
23 Nisan nedeniyle birçok belediye çocuklara bayrak; boyama kitapları dağıttı. Evlerin, balkonların, pencerelerin bayraklarla donatılması, süslenmesi çağrısı yapıldı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop da herkesi 23 Nisan’da saat 21.00’de evlerinde balkonları, pencerelere çıkarak İstiklal Marşı’nı söylemeye çağırdı.
BAYRAKLYARI ASALIM
Bana göre yapılması gereken bugünden tezi yok, bayraklarımızı asmak, dileyenlerin balkonlarını pencerelerini süslemesi, 23 Nisan’da, 100’ncü yıl coşkusuyla birlikte İstiklal Marşı’nı söylemek. O gururu birlikte yaşamak, Atatürk ve arkadaşlarını anmak, “Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan” demek. Böylelikle bu zor günlerde en önemli bayramlardan birisini birlikte kutlamanın mutluluğunu yaşamak. Bayramınız kutlu olsun! (Ramazan ayının da herkese iyilikler getirmesini diliyorum)