×
Gerekçeleri de kuşların ölümüne varan zararlara neden olması. Nitekim bazı belediyeler kutlamalarda havai fişek kullanılmayacağını açıklamıştı. Son olarak Sakarya’da 10 cana mal olan havai fişek fabrikası faciasında konu acı bir şekilde yine gündeme geldi. Belediyeler ardı ardına havai fişeğe karşı olduklarını açıkladı.
BELEDİYELER BIRAKIYOR
Bizim bölgede İzmir Büyükşehir, Çiğli, Güzelbahçe, Çeşme, Dikili, Manisa, Çanakkale, Datça, Marmaris, Milas, Didim belediyeleri herhangi bir nedenle havai fişek kullanılmayacağını açıkladı. (Daha fazla belediye de olabilir, bunlar benim öğrenebildiklerim. Farklı belediyeler olursa ileride açıklarım.) Bazı başkanlar da belediyelerin kullanmamasının yeterli olmayacağını, havai fişeğin genelde yasaklanmasına çalışacaklarını bildirdi.
SAYI ARTACAK GİBİ
Gerçekten de özel kutlamalarda bile havai fişek patlatıldığına tanık oluyoruz zaman zaman. Genelde havai fişek denetimi yapılıyor mu, kullanımı için izin gerekli mi tam ayrıntıları bilemiyorum. Ama mutlaka bir kuralı vardır diye düşünüyorum. Görünen o ki, havai fişeğe karşı olan belediyelerin sayısı giderek artacak.
GÖZTEPE’YE ALKIŞ
Bu arada İzmir’de Göztepe Kulübü bu konuda öncü oldu. Göztepe, HAYTAP ile kutlamalarda havai fişek kullanılmaması anlaşması yapmış. HAYTAP sosyal medya hesabından da açıklama yapılmış:
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, yerli ve yabancı herkesi kıyı temizliğine davet etti. Yaz aylarında insan yoğunluğunun arttığını, ellerindeki olanaklar çerçevesinde temizlik konusunda titiz davrandıklarını belirten Başkan Ergin, şunları söyledi:
YAŞAYAN HERKESE DAVET
“Özellikle kıyılarımızın, plajlarımızın temiz tutulması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Çevreye duyarlı sivil toplum örgütleri ile temizlik kampanyaları düzenliyoruz. Ayvalık’ta yaşayan veya tatil yapan, denizinden, kumundan, güneşinden ve doğal güzelliklerinden yararlanan yerli yabancı doğaseverleri bu temizlik kampanyasına davet ediyorum. Çünkü daha temiz bir Ayvalık mümkün.”
OTOBÜSLER TAŞIYACAK
Yarın saat saat 15.00’te Ayvalık eski Tansaş önündeki duraklardan kalkacak olan araçlar, kıyı temizliğine katılacak doğaseverleri Cunda Pateriça Yedikuyular bölgesine taşıyacak.
Dünya bira sektörü için önemli olan ‘+1 Dinlendirme tekniği’ dünyanın önde gelen Bira Standartları Enstitüsü VLB Berlin tarafından onaylandı. Patent için başvurulan, ‘+1 Dinlendirme’nin dünya biracılığındaki üçüncü üretim tekniği olması bekleniyor.
İKİ YILLIK ÇALIŞMA
Anadolu Efes’e özgü bir teknik olan yöntemi Ar-Ge çalışmaları iki yıl sürdü. Yeni teknikle üretim sürecine özel bir aşama eklendi, malt dinlenme süresi iki katına çıkarıldı. Böylelikle malt lezzetinin biraya daha fazla geçmesi sağlandı. Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş yeni üretim tekniğine ilişkin şunları söyledi:
SÖZ SAHİBİ OLMAYA KATKI
“Yarım asırlık geçmişimizde her zaman daha iyisini yapmak için çalıştık ve çalışmaya da devam edeceğiz. Şirketimiz bünyesinde uluslararası sertifikaya sahip 32 degüstatörümüz ve 6’sı kadın 28 bira ustamız, 65 mühendisimiz bulunuyor. Bu arkadaşlarımız her ay ondan fazla yeni ürün ve üretim tekniği denemesi yapıyor. Ar-Ge merkezimizin önümüzdeki dönemde çalışanlarımızın yanısıra sektör için de bir araştırma, geliştirme ve deneyim paylaşım platformu olmasını hedefliyoruz. Türkiye’nin dünya bira pazarında daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlamak istiyoruz.”
Telafi eğitimi özel okullarda 15 Ağustos tarihinde başlayacak. Okulların da Eylül ayında açılması planlanıyormuş. Ancak bazı bilim insanları salgın belasıyla ilgili son rakamları endişe verici bulup, okulların açılma zamanının yeniden düşünülmesi gerektiğini vurguluyor.
SANKİ GEVŞETTİK GİBİ
Zaten İzmir’de Kordon’da, Karşıyaka ve Bostanlı’da, Göztepe sahilinde özellikle akşamları miting havasındaki, asker uğurlamalarındaki görüntüler, maske zorunlu mesafe önlemlerini beceremediğimiz ya da iyiden iyiye gevşettiğimizi ortaya koyuyor. Geçtiğimiz iki hafta sonu gerçekleşen sınavlarda çocuklarını bekleyen velilerin oluşturduğu tabloların sonuçları da ne olacak belli değil.
AB BİZİ PAS GEÇTİ
Bu arada Avrupa Birliği de kısıtlamayı kaldırdığı 14 ülke arasında Türkiye’yi saymadı, turizmciler çok haklı olarak büyük tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy günü birliğine Almanya’ya giderek Türkiye’de alınan sıkı önlemleri anlattı, sonuç ne olur bilemem.
İKİ TARAFA DA İYİ OLUR
Bu gruptakiler artık seyahat edebilecek. Nasıl mı? “Turizm Amaçlı Seyahat İzin Belgesi” alarak. Bu belge Alo 199 Vefa Sosyal Destek Hattı’ndan ya da e-Devlet’ten İçişleri Bakanlığı e-başvuru sistemine girerek alınabilecekmiş. Valiliklere, kaymakamlıklara gitmeye gerek yokmuş.
ZORUNLU BELGELER
Buraya kadar her şey güzel... Devam edelim. Başvuru formunda otel tatili, yazlık/devremülk, kiralık ev/villa ya da karavan tatili gerekçelerinden biri seçilecekmiş.. Otel tatili için rezervasyon belgeleri, yazlık/devremülk için tapu örnekleri, kiralık ev/villa tatili için kira sözleşmesi, karavan için sahiplik belgesi ya da kira sözleşmesi zorunlu olarak başvuru sırasında sisteme yüklenecekmiş.
YA OLANAK YOKSA
Anlayamadığım konu, kent dışında bir arkadaşınıza, yakınınıza konuk giderseniz, birisini ziyaret etmek isterseniz, “Şöyle bir yola koyulalım, beğendiğimiz güzel bir yerde kalırız” derseniz ne olacak? O belgeler kişiyi izlemek için isteniyor da, benim sunduğum seçeneklerde ne yapılacak? Gidilen yerde bir ay zorunlu kalınacak mı? Konuk olunacak yerin adresini bildirmek yetmiyor mu? Genelgede sayılan tatil türlerinden birisi şart mı? Yazlık ev/villa/ karavan edinme, kiralama, otel rezervasyonu olanağı yoksa nasıl bir yol izlenecek? Aklıma takıldı, yanıt bulamadım.
Neden mi? Bodrum’da bir otelde, oda ve yemek dışında, iki kişilik plaj ücreti günlük bin, aylık 24 bin liraymış. Buna 4 sandalye ya da 3 şezlong, ikişer plaj havlusu, 2 kez sıcak-soğuk havlu servisi, meyve tabağı, yiyecek içecekte yüzde 10 indirim dahilmiş. Bu tarife için, ‘Gayet normal’, ‘Serbest piyasa ekonomisi’ diyenler oldu, ama çoğunluk doğal olarak aşırı buldu. ‘Kiminin şezlongu, çene yorar’ diyorum” diye devam etmiştim.
Efendim bu şezlong tarifesi konuşulurken ardından döner, ayran, pide fiyatları ardı ardına geldi. Ve Hürriyet’te Burak Coşan Bodrum ve Çeşme’de plaj kulübü ücretlerini, (içinde ne var, ne yok) gibi ayrıntılarıyla iletti.
YİYİP İÇİP YAKINIYORLAR
Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon, sosyal medyada gördüğüm kadarıyla, bu haberlerden yakınmış haklı olarak. (Unutmamak gerek, bu tür yerlerde yiyip içenler, sonrasında tarifeleri bilmezmiş gibi ‘aşırı pahalı’ diye fiyatları paylaşıyor. Bu da doğaldır, haber olarak yansıyor medyaya.)
KRİZDEN DAHA TEHLİKELİ
Kocadon, “Bodrum çok pahalı” algısının ilçe esnafına büyük zarar verdiğini savunmuş: “Ekonomik kriz salgını coronavirüsten daha tehlikeli olmaya başladı. Bodrum otelcileri olarak 115 bin yatağımız, 80 bin sigortalı çalışanımız ve 20 binin üzerinde esnafımız var. Pandemi sürecinden nasıl kurtuluruz, kar etmeyi bırakın, nasıl ayakta kalırız diye düşünürken bir de ilçeye yönelik bu haberlerin acısını çekmeye başladık. En kısa zamanda Bodrum’daki yerel yönetim ve STK’larla bir araya gelerek, ilçemizi doğru tanıtmak, doğru bilgilerle ülkemize ve dünyaya duyurmak amacıyla bir komisyon kuracağız. Bu komisyon gerekirse her iki haftada bir ilçede olup bitenlerle ilgili doğru bilgileri kamuoyu ile paylaşacak.”
AYDINLATMAK İYİ GELEBİLİR
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Aşı Bilimi Derneği Başkanı, bu korona virüse karşı aşı çalışması yapan ekipteki Prof. Dr. Yüksel Gürüz... Başta sağlık olmak üzere, herkesin derdine derman olabilmek için telefon numaralarını ve elektronik posta adresini kamuoyuyla paylaştı. Prof. Gürüz’ün ayrıntılı öyküsü var, özetlemek gerekir... Küçükleri korumayı, haksızlıkları engellemeyi ilke edinerek büyüdüğünü anlatıyor. Söz Gürüz’de:
BAL’DA YATILI OKUMAK
“Esas gelişim evde başlasa da okul hayatı çok müthiş bir heykeltıraş... Fazlalıkları, egoları, şımarıklıkları öyle bir törpülüyor ki, anlayamıyorsun. BAL’da yatılı okumak, ailemin bana çizdiği en önemli yoldu. Tüm arkadaşlarımız, dünyanın neresinde olursa olsun çok sıkı takipteyiz. Bu yıl mezuniyetimizin 40. yılı, büyük toplantı ve kep giyme törenimiz Kovid-19 nedeniyle yalan oldu. Topladığımız parayı BALEV hesabına bağışladık, ihtiyaç sahibi kardeşlerimize burs olsun diye.
ANNEMİN DE HAYALİYDİ
Çok sevilen ve tanınan bir baba, mükemmel ötesi akıllı ve saygın bir anne ile büyümek hayatın karşısında beni hep güçlü kıldı. Babam etrafına ışık saçan bir sevgi yumağıydı, herkesin Hakkı ağabeyiydi. Annem bu şirin adamın evlilik teklifini kabul ederek çok istediği doktor olmak hayalinden vazgeçmişti.
KİMSEYİ ÇEVİRMEDİM
Hekim olmak bir vazgeçişti benim için. Hayatımın büyük bir bölümü hastalarıma, kalanı aileme aitti. Gün geldi 24 saat uyumadım, yemek yiyecek vaktim olmadı. Ailemden gördüğüm gibi, kimseyi kapımdan çevirmedim. Çalan telefonu açmamazlık yapmadım, cevapsız çağrılara geri döndüm. Benim bu huyumu bilenler, her sorunlarında (sosyal, tıbbi, ekonomik) hep beni arar. Gücüm yettiğince insanlara cevap vermek en büyük mutluluk kaynağım.
YAŞAMLARA KATKI GÖREVİ
Geçen hafta da yazdım. Maske takmayı sevenimiz var mı? Elbette ve doğal olarak çoğunluğun, daha doğrusu hepimizin yanıtı “hayır” değil mi? Peki bu sıcaklarda neden takıyoruz maskeleri? Çünkü işin uzmanları başta olmak üzere, tüm etkililer, yetkililer; “Maske şart” diyor. Her fırsatta, “maske, mesafe, temizlik üçlüsüne dikkat” diye uyarılıyoruz. Peki dinliyor muyuz? Ehhh, şöyle böyle... Doğru yanıtsa; “Gerektiği gibi takmıyoruz, dikkat etmiyoruz...”
CİDDİYE ALMALIYIZ
İlk fırsatta burnumuzun altına indiriyoruz, sonra da boynumuza... Çıkarıp koluna takan var... Ve maskesizler var... Yani maskeyi ağız ve burunlarına da, kafalarına da takmayanlar... En küçüğünden en büyüğüne, çevrelerindeki herkese zarar verebileceklerinin bilincinde olmayanlar var. Bu maske işini hepimiz çok ciddiye almalıyız. Almayanları uyarmalıyız.
TEK ŞART ZORUNLULUK
Birçok ilde maskesiz dışarı çıkmak yasaklandı. İzmir’de bir aydır belirli cadde, bulvar gibi yerlerde de maskesiz dolaşmak yasak aslında. Ama şu caddede zorunlu, bu sokakta değil gibi yaptırımlarla olmadı. TEK ÇARE: MASKENİN ZORUNLU OLMASI. (Belki yürüyüşlerde zorunlu sağlık mesafesine dikkat edilerek arada sırada nefeslenmek için indirilebilir.)