SÜREKLİ GÜLEN FİDANDI
Yıllardır birlikte çalıştığım, acı, tatlı çok şey paylaştığımız, bizim İbrahim Irmak’ın büyük oğlu Çağlayan’dan. Arada karşıma çıkan, bizim ailenin tek tek hatırını sorup selam ileten Füsun’un büyük oğlu Çağlayan’dan. Ve birlikte çalıştığımız bizim deli dolu Tolga’nın ağabeyi Çağlayan’dan. Ve Çağlayan... Her zaman mahcup gibi. Sürekli gülen. Çevresine olumlu hava estiren. Gencecik. Fidan. Yaşamının baharında. Çağlayarak yaşama veda etti.”
SEN DE BİR MUM YAK
İbrahim Irmak, 13 Mart’ın en kara günü olduğunu vurguluyor, 32 yaşındaki Çağlayan’ın on yıl önce o gün yaşamını yitirdiğini anımsatıyor. Irmak, oğlunun adını yaşatmak için köylere, parklara kütüphaneler kurduklarını anlatıyor: “Dostlarımızla orada buluşuyoruz. ‘Aydınlanma yolunda sen de bir mum yak’ diyoruz.
ADINI YAŞATMAK İÇİN
‘Al götür oku getir’ prensibiyle çalışan kütüphanelerle, çocuklarımızın yetişmesini istiyoruz. ‘Ne kadar çok kitap okursa çocuklarımız, o kadar aydınlık olur yolları’ diye düşünüyoruz. Ve oğlum Çağlayan Irmak’ın adını yaşatmak için son nefesimize kadar sürdürmeye kararlıyız. Bu proje benim yaşamak için tek dayanağım. Hayata tutunmak için tek umudum… Ne kadar çok kütüphane açarsak, o kadar çok mutlu oluyorum.”
SERGİ VE UNUTULMAZ SÖZLER
İzmir Güzelyalı’da da farklı ve güzel bir anma töreni vardı. Mahalle sakinleri, sabah Fuat Göztepe Parkı’nda buluştu. Güzelyalı Muhtarı Nedim Altan, her yıl olduğu gibi, Atatürk’ün birlikte saygıyla anılacağını duyurmuştu. Parkta bu kez Atatürk resimleri sergisi de vardı. Saat 09.05’te parktaki Atatürk büstünün önünde toplananlar, saygıyla O’nu andı. Atatürk’ün, “Ben, bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim” sözleri anımsandı bir kez daha.
HER ZAMAN YAŞATACAĞIZ
Ve söz Muhtar Nedim Altan’da: “Her yıl Ata’mızı mahalle sakinleriyle anıyoruz. Bu yıl Konak Belediyesi’nden edindiğimiz Atatürk’ümüzün resimlerini de mahalle sakinlerimizle paylaştık Ata’mızın heykeli önünde kendisine minnettarlığımızı dile getirmeye, duygusallığımızı paylaşmaya çalıştık. Ruhu şad olsun! Başkanımız Abdül Batur’a da teşekkür ediyoruz. Ata’mızı unutmayacağız, her zaman yaşatacağız!”
-------------
İLLERE GÖRE TABLO
Balıkesir: 360.64, Uşak: 188.13, Manisa: 211.29, Denizli: 162.74, Çanakkale: 222.33, İzmir: 64.81, Aydın: 49.24, Muğla: 50.86.
Bir önceki tabloya göre Çanakkale’de gözle görülür artış var, Uşak’ta da azalma. Diğerlerinde kayda değer olmayan iniş ve çıkışlar var. Ancak genel tabloya bakıldığında, her gün 200 civarında can yitirdiğimizi, yeni hasta sayısının 30 bine yaklaştığını görüyoruz.
Rakamlara bakarken, futbol ve basketbol maçlarında, stat ve salonlara tam kapasite seyirci alınacağını öğrendim. Tiyatro, konser gibi etkinliklerde de seyirci kısıtlaması kalkıyormuş. Başta aşı olmak üzere gerekli tüm denetimler yapılacak, önlemlere dikkat edilecekmiş. Bir yandan içim ferahladı gibi. “Demek ki her şey yolunda” diye düşündüm. Ama gözüm rakamlara gidince bu düşünceyi hemen kovaladım kafamdan.
HERKES KENDİNDEN SORUMLU
GEREKLİ PARA TOPLANDI
“Sonunda mutlu sona ulaşıldı. Biga Ticaret Sanayi Odası Başkanı Şadan Doğan altı saatlik canlı yayında çok büyük bağış topladı. Bigalı iş insanı Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Ahmet Alp için gerekli 2.1 milyon dolar, yani 20 milyon liranın toplandığını duyurdu, ‘Bir ilçe bunu başardı, kaymakamlık, Belediye Başkanı Bülent Erdoğan ve Şadan Doğan başta olmak üzere herkese tebrikler’ dedi.
YAŞ SINIRI AŞILMADAN
Ahmet Alp, 3 Aralık’taki doğum gününün öncesinde iki yaşına girmeden önce ilacına kavuşacak, tedavi için en kısa sürede Dubai’ye gidilecek. Baba Recep Güven, başta canlı yayında 2 milyon 200 bin lira topladığını söylediği Şadan Doğan ve tüm katkıda bulunanları teşekkür etti, ‘Çok mutluyuz. Bu şekilde olacağını tahmin edemiyorduk. Çok büyük bir miktardı’ dedi.
NEFESE NEFES OLMAK
SİYASET ÜSTÜ KİMLİK
“Derneğimiz temel felsefe olarak; ‘tüm başlangıçlarınız nala çakılan bir mıhın ileride bir vatanı kurtarma ihtimali kadar inançlı olur ise sonuç kesindir’ ilkesini benimsemektedir. Bu nedenle sloganımız; #birmıhbirVATANkurtarır. Derneğimiz siyaset üstü bir kimliğe sahip olarak, partilere, tüm etnik ve dini oluşumlara aynı mesafede duracaktır. Derneğimizin kurucu ve çalışanlardan aradığımız tek kriter, ülkemizin kuruluş değerlerine ve kurucularına saygılı, cumhuriyet ve demokrasi taraftarı olmalarıdır.”
İZMİR’DE CANLANACAK
Derneğin kurucusu, üst düzey yöneticilikler de üstlenmiş 40 yıllık iş insanı Nurettin İnal, salgın yasakları yüzünden İstanbul’daki çalışmalarını durduran derneği yeniden canlandırmak için kolları sıvamış. İnal, Eylül 2021’de İzmir merkezli çalışmaları başlatmış! “Doğru amaçlar doğrultusunda bir araya gelmiş planlı ve inançlı kadroların elde edemeyeceği sonuç olamaz. Her teşebbüs bir başarı hikayesidir, Tüm başlangıçlarınız nala çakılan bir mıhın ileride vatanı kurtarma ihtimali kadar inançlı olursa sonuç kesindir.”
BÖYLESİNİ YAŞAMADIM
Böyle deprem yaşamadım. Sarsıntı ne zaman sona erecek diye bekledim. Korkmak ne kelime? Tırstım... Hani, ‘Yaşamım film şeridi gibi geçiverdi’ denir ya... Ona bile fırsat bulamadım. Sarsıntı durunca karımla haberleştik. Bu gibi durumlarda ilk aşamada bencil oluyor insan, çocukların, yakınların iyilik haberlerini aldık, rahatladık. Sokağa indim ben de. Ve haberler, duyumlar... Felaketin merkezi Bayraklı. Yıkılan apartmanlar var. Can pazarı kurulmuş, acil yardım ve kurtarma ekipleri olabilecek hızla orada.
BU İŞİN SİYASETİ OLMAZ
Yitirilen canlar yerine gelmez... Tümüne rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza acil sağlık diliyorum. Umarım İzmir faciasından ders alınır, ‘Acil kentsel dönüşüm’ için elden gelen yapılır, sorumluların peşine düşülür. Sonuç olarak yastayız dostlar. Bu işin siyasal çekişme, parti farkı, ‘En iyi biz çalıştık’ tartışması olmaz. Gün birlik, dayanışma, yaraları sarma görevi günüdür. Geçmiş olsun İzmir’e ve herkese.”
NERDE YANLIŞ YAPTIK
Sonra da, “Biz nerde yanlış yaptık, nerede, nerede” diye seslenmişim: “Seferihisar açıklarında oluşan ve 70-80 kilometre uzaklıktaki Bayraklı’yı vurup 114 canımızı alan depreme gelelim. Hani, ‘Bornova veya Bayraklı merkez olaydı’ diye kabus sorular sorulan... TBMM’de tüm partilerin katılımıyla araştırma komisyonu kurulmuş. Dilerim, Kayahan’ın şarkısındaki gibi, ‘Biz nerde yanlış yaptık, nerede, nerede, nerede’ sorusuyla başlanır işe.
EN YETKİLİ AĞIZDAN
Geçenlerde İzmir Trafikten Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Şamil Özsağulu ile sohbet olanağı buldum. Yıllar önce ilginç bir konu üzerine tanışmıştık. Neler yapıldığını, yapılacağını sordum. Öncelikle İzmir Emniyet Müdürü Mehmet Şahne’nin trafiğe çok önem verdiğini ve büyük destek verdiğini iletti. İşte, Şamil Özsağulu’dan İzmir’de trafikle ilgili dinlediklerimden özet:
YAKALANMA RİSKİ ARTIRILDI
* İlimizde trafik yoğunluğunun azaltılması için mevcut alt yapı sorunları da göz önünde bulundurularak ana arterler hatalı parklardan arındırılmak suretiyle şerit disiplininin sağlanması hedeflenmiştir.
* Trafik polisinin ilin her kesiminde görünür olması sağlanarak vatandaşın trafik kurallarına uyma eğilimi artırılmış, sivil denetimlerle de algılanabilir yakalanma riski duygusunun en üst düzeye çıkarılması hedeflenmiştir.
HELİKOPTER VE DRONE
“İzmir’i felç edecek olası bir grevin faturası toplu sözleşme görüşmelerini yürütenlerden çok Başkan Tunç Soyer’e kesilecektir. Soyer’in 1-2 gün içinde toplu sözleşmede tarafları ikna ederek uzlaşma sağlayacağına, metro-tramvay grevi başlamadan sorunu çözeceğine inanıyorum. Böyle de olmalıdır, çünkü İzmirli de olası bir grevin doğuracağı sıkıntıları hak etmiyor. Kolay gelsin!”
GERÇEK BİR MÜJDE
Greve saatler kala beklenen uzlaşma sağlandı ve Başkan Soyer’den açıklama geldi: “Sevgili hemşehrilerim, İzmir Metro A.Ş. ve İzmir Tramvayı emekçilerimizle anlaştığımızı müjdelemekten mutluluk duyuyorum. Vatandaşlarımızın mağdur olmadığı, işçilerimizin emeklerinin karşılığını aldığı bir sonuca varmaktan çok memnunum.”
Anlaşma gerçek bir müjde oldu, İzmirli hak etmediği sıkıntı çekmekten kurtuldu. Toplu sözleşmenin iyilikler getirmesini diliyorum. Taraflara teşekkürler!