Paylaş
İLK ADIMI ATTIRAN KİŞİ
“15, 16 ve 17’nci yüzyıllarda Avrupa’daki Türk imajı keyif vericiydi. Türklerin estetik ve mistik yaşam tarzı, askeri ve siyasi üstünlükleri, hoşgörülü tavırları onları cazip hale getiriyordu. Müzik dahilerinin bestelerindeki yeniçeri havasındaki ritim, Türk usulü törelerin saraylardaki ihtişamı, balolardaki giyim kuşam tarzı, ilk konulu balenin Türklerin yaşam tarzını anlatması, önemli olaylardı. Türkler o zamanlar Avrupalı’nın yaşam tarzına nasıl renklilik, sanatsal ve kültürel farklılık getirdiyse, 20’nci yüzyılın ilk yarısında da İngiliz balesinin kurucusu Dame Ninette de Valois de (Madam) Türk insanının sanatsal ve kültürel çağdaşlığı yakalamasında öncülüğünü yapıp, kurumsal olarak devlet balesine ilk adımı attırmıştı.
KABUL EDEN İLK ÜLKEYİZ
Bu amaçlar doğrultusunda, Türkiye’ye davet edilen tiyatro ve müzik bilimcileri Hindemith ve Cari Ebert, Türk köylü danslarının potansiyelini, insanların bu mevzudaki yeteneklerinin uluslararası boyuta taşınması için konservatuvarda bale bölümü açılmasını şart koşmuştu. Konservatuvarda gerçek anlamda bale bölümünün açılması 1950’li yıllarda İngiliz Kraliyet Balesi’nin kurucusu ve çağdaş dünya balesinin öncüsü Madam’ın önderliğinde oldu. Türkiye, bale sanatını kabul eden İslam dini ve kültürüne bağlı ülkelerden ilkidir.
SAYGILARINA TANIK OLDUM
1898’de İrlanda’da doğan Madam, 2001’de 102 yaşında yaşamını noktalamıştır. Anılarını yazdığı, ‘Step by Step’ adlı kitabında 1947’de Türk balesini kurmak için davet edildiği zaman kendinden başka kimsenin bu işi ciddiye almadığını, kocasının onun masallar ülkesine gitmesine razı olmadığını anlatır. 1967-68 ve 1968-69 yıllarında Madam’ın verdiği burslarla Londra’da Kraliyet Balesi’nde çalışırken Nureyev, Margot Fonteyn ve Sir Frederick Ashton’un ona olan saygılarını, İngiltere’deki bütün dansçıların onu nasıl baş tacı yaptıklarına şahit oldum.
KRALİÇEDEN SONRA EN TANINAN
Covent Garden Opera binasında temsil seyretmeye geldiği zaman insanların ayağa kalkıp onu alkışlamaları, böyle değerli bir insanın Türkiye’ye gelip bin bir zorlukla binlerce Türk seyircisinin sanatsal ve kültürel alandaki görüşlerine renk katması beni çok gururlandırmıştı.
* Madam, İngiltere’de kraliçeden sonra en sevilen ve tanınan insandı. Londra’nın simgesi olan Covent Garden Opera binasında, Madam’ın özel locası vardı. Kraliyet ailesine ait locanın tam karşısındadır. Londra’ya Madam’ın bursuyla gelen Türk dansçıları, temsilleri hep buradan izlerdi.
* Madam her zaman şöyle derdi: ‘Seyrettiğiniz baleyi anlamak için konusunu okumak ihtiyacındaysanız, koreograf eseri başarıyla sahneye koymamış demektir.’
‘TÜRK ASILLI’ DİYE ANILIRDI
* Senelerce İngiltere’den Türkiye’ye her gelişinde, bavullar dolusu tütü (balerin giysisi), point shoe (bale ayakkabısı) getirir, Türk dansçılarına dünyanın en iyi orkestra şeflerinin koreograflarının ve hocaların Türkiye’de çalışmalarını bir ricasıyla sağlardı.
* İngiltere’de sanat ve bale çevrelerinde, Madam’ın Türkiye’ye olan ilgisi, Türk insanına gönül vermişliği sebebiyle sanat eleştirmenleri tarafından şaka yollu da olsa, ‘Türk asıllıdır’ sözü çok yaygındı.
ÖZELLİKLERİN KIYMETİNİ BİLELİM
Bu değerli insanın bu kadar çok güzel olaylara imza atması, biz sanatseverler için onu unutmamak, unutturmamak en büyük vazifemiz olmalı. Onu şükran ve özlemle anıyoruz.
Dünya Dans Günü’nde, sevdiklerinizi, büyüklerinizi dansa kaldıralım onları şaşırtalım. Vals, Tango, Zeybek, Horon, gibi danslarımızla içimizi ısıtalım. Bu altın değerindeki özelliklerimizin her zaman kıymetini bilelim. Devlet Balesi’nin Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya ve Samsun’daki bale temsillerini kaçırmayın.”
Paylaş