Okulda zorbalığa kim dur diyecek?

“Sınıfta aşağılanmaya, alaya hayır / Öğretmenler, rahat bıraksanıza çocukları / Hey Hoca! Çocukları rahat bıraksana!”

Haberin Devamı

Pink Floyd 1979 yılında, tüm dünyada ses getiren şarkısı “Another Brick in the Wall” ile öğretmenlere böyle sesleniyordu. Roger Waters, şarkıyı yazarken ne eğitime, ne de öğretmenlere karşı çıkmayı düşünmediğini; amacının “zihinleri karartan kötü öğretmenleri kınamak” olduğunu belirtmişti. Elbette onun bu sarsıcı şarkıyı yazması tesadüf değildi. O tarihte bile Britanya’da öğretmenler, öğrencileri sopa veya bir tür kırbaçla cezalandırabiliyordu. Üstelik bu gizli saklı, yasak bir davranış değildi ve eğitimin parçasıydı. Pink Floyd’un liste başı olduğu yıllarda başlatılan çabalar sonuç verdi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1982’de bu tür cezaları yasakladı. Karar, İngiltere’de devlet okullarında 1987’de uygulamaya geçerken özel okullarda ancak 1999’da kaldırıldı. Ve sonunda gerçekten de “öğretmenler rahat bıraktılar çocukları”. Bu fevkalade ‘çağdaş’ bir gelişmeydi ve her şey ‘kişilikli, özgür, yaratıcı’ bireyler yetiştirme yolunda iyiye gidiyordu. Ta ki öğretmenlerden boşalan baskı alanı, okuldaki ‘zorba’ çocuklara geçinceye kadar!

 

Haberin Devamı

1885’TEN 21.YÜZYIL’A

 

Elbette ‘zorba’ öğrencilerin diğer öğrencilere eziyeti 1980’lerde başlamadı. Şiddet ve taciz, okul ve eğitim tarihi kadar eski olsa gerek. Dalga geçme, alay etme, küçümseme-aşağılama, hakaret, dışlama, şiddet, sözlü veya fiziki taciz… Bu tür davranışlarla öğrencilerin birbiri üstünde baskı kurmasının çok vahim sonuçları olabiliyor. İngiltere’de 1885 yılında Cambridge King’s College’da üst sınıfların küçüklere uyguladığı zorbalık (bullying), 12 yaşındaki bir öğrencinin ölümüne yol açmıştı. Zaman makinesini ileri sardığımızda, akran zorbalığının 1990’lardan sonra hızla yükselişe geçtiğini görüyoruz. Son 10 yılda özellikle ABD’de ‘bullying’ sonucu, 13-17 yaşlarında intihar vak’aları (bullycide) görülüyor. Tabii hayattaki mağdurların duygusal ve fiziki acılarını unutmamak gerek. Türkiye’de buna cinayet ve yaralamayla sonuçlanan okul içi şiddet olaylarını da katabiliriz. Üstelik artık taciz sadece okul binalarıyla sınırlı değil: Bir de siber-zorbalık (cyber-bullying), yani sosyal medyadaki baskılar var!

 

Haberin Devamı

ÖZEL OKULLARIN AÇMAZI

 

Elbette öğretmenler ve okul yöneticileri de bu sorunun farkında. Hele de özel okullarda… İngiltere örneğinde ‘zengin veletleri’ni ‘yola getirmenin’, ‘avamın çocuklarına’ hakim olmaktan zor olduğu görülüyor. Bugün çatışan iki öğrencinin, yaklaşık yarım milyon liralık (12 yıl üzerinden) ticari değeri olduğunu unutmamak gerek. Öğrencilerin aynı zamanda ‘müşteri’ olduğu özel okullar ve tabii öğretmenler, çağdaş eğitimin gerekleriyle disiplin arasında hayli zorlanıyor. Üstelik bir de öğrenci velisi faktörü var. ‘Çocukluk hali, olmuş işte’ diyerek kapatılmaya çalışılan konular, çözüme kavuşmadığı taktirde adli makamlara kadar taşınabiliyor.

 

Haberin Devamı


DAYILAR VE BABALAR

 

Türkçe’deki zorbalığa dair iki deyim aslında bize çok şey anlatıyor: Dayılanmak ve babalanmak. ‘Kabadayılığın’, yani zorbalığın akrabalık kavramlarıyla açıklanması çok doğal. Çünkü şiddet eğilimi ailede doğuyor; okulda öğreniliyor; sokakta keskinleşiyor. Elbette çözüm, 1970’lere dönüp öğretmenin eline sopayı, kemeri geri vermek değil. Çağın gereklerine uygun önlemler için yetki doğal olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nda. (Tabii konu, Özel Okullar Birliği’ni, okul yönetimlerini, eğitim uzmanlarını, pedagogları, medyayı, TV programcılarını ve okul aile birliklerini de ilgilendiriyor.) Bakanlığın bu soruna yönelik genelgeleri ve programları olsa da henüz kalıcı çözümden uzakta gibiyiz.

 

 

Haberin Devamı

ŞİDDET COĞRAFYASINDA

 

Tüm bu anlatılanlara, “Ukrayna-Rusya sınırından Yemen’e uzanan şiddet coğrafyasının ortasındayken, kim takar çocukların koridorda itişip-kakışmasını” diyenler olabilir. Ama sözlüğe bakmak bile meselenin insanlığa etkisini anlatmaya yeter. “Zorba = Gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan, müstebit, mütegallibe, despot... (TDK Sözlüğü)” Malum, fizik boşluk kabul etmez. Düzensizlik ve otorite boşluğu genellikle otokratlık ve despotlukla dolar. Öyleyse, çocuklarımız ve geleceğimiz için her birlikte ‘okullarda zorbalığa hayır’ demeliyiz. Harekete geçme zamanı…

 

 

Yazarın Tüm Yazıları