Paylaş
İSLAM öncesi Arap kültüründe cömertlik, çok övülen bir davranıştı. Hatta bu konuda zenginler arasında kıyasıya rekabet vardı. Ne var ki bu yarışın arkasındaki asıl etken, güç gösterisiydi. Önde gelenler, kendi kabilelerinin üstünlüğünü diğerlerine göstermek için bağışta bulunurlardı. Üstelik cömertliklerini dosta-düşmana yüksek sesle duyururlardı.
CÖMERTLİĞİN SEBEBİ
Elbette bağışın her türlüsü, ondan yararlanan fakirler için kıymetlidir. Verilme nedeni her ne olursa olsun... Ne var ki “hayırlarda yarışın” diyen İslam, cömertliğin boyutunu değiştirmiştir. Başkalarının saygısını ve minnetini kazanmak için yapılan hayırseverliğin yerini çok farklı bir anlayış alacaktır: “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz; sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz (İnsan, 9).”
*
İslam’da yapılan bağışla ilgili böbürlenmemek ve başa kakmamak, esastır. Cömertlik, riyadan arındırılmalıdır: “İnsanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın (Bakara, 264)”. Osmanlı’daki sadaka taşı gibi uygulamalar, “bir elin verdiğini öbür elin bilmemesi” hassasiyetine dayanırdı.
HAYIRSEVERLİK KÜLTÜRÜ
Fârâbî, kâinatın Allah’ın cömertliğinin bir tecellisi olduğu düşüncesindedir. Hz. Peygamber’in ifadesiyle: “Allah cömerttir, cömertleri sever.” İslam kültüründe cömertlikle bağlantılı o kadar çok kavram ve ibadet vardır ki: Hayır, infak, ikram... Zekât, fitre, sadaka, hibe, vakıf, fidye-kefaret... Cömertliğin tersi olan cimrilik ise, tam bir “gönül hastalığı” olarak görülmüştür.
KANTARIN TOPUZU
Cömertlik en güzel davranışlardan olmakla birlikte “her şeyini” vermek yanlış bulunur: “Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın (İsra, 29)”. Hz. Peygamber de elde avuçta ne varsa dağıtmanın yanlışlığını vurgular: “Sadakanın en hayırlısı, ihtiyaç fazlası maldan verilendir.” Zaten cömertlik, sadece mal çokluğuyla ilgili görülmemiştir. “Yarım hurma bile olsa” yapılan her samimi hayır, kıymetlidir.
HER İYİLİK SADAKADIR
Hayır ve yardımlaşma dendiğinde akla önce maddi yardımlar gelse aslında sadakanın kapsamı bundan çok daha geniştir. Kuran “iyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardımlaşın (Maide, 2)” derken, Hz. Peygamber de aynı doğrultuda “Her iyilik/güzel iş bir sadakadır” demiştir. Birinin aracına binmesine yardımcı olmak; eşyasını taşıyıp aracına yüklemek; birine yol tarif etmek; gözü görmeyenlere rehberlik etmek; insanlara su getirmek; ağaç dikip hayvanları beslemek; yolda ayağa takılabilecek şeyleri kaldırmak... Bunun gibi yardım amaçlı tüm davranışlar, Müslümanlıkta sadakadır.
*
Öyle ki İslam’da güzel söz ve güler yüz bile tek başına sadaka kabul edilir. Ailesine, dostlarına, çevresine sevgisini göstermek veya iki kişinin arasını düzeltmek... Ve tabii her mahlukata şefkatli davranmak... Tüm bunlar sadakadır. Ayrıca başkalarına zaman ayırarak bildiklerini, ilmini paylaşan; faydalı bir tavsiyede bulunan da sadaka vermiş olur.
GÖNÜLDEN VERMEK
Elbette, eli açık olmak yanında “gönülden vermek” de önemlidir. Hacı Bektaş-ı Veli’ye göre, cömertlik dört türlüdür: Mal cömertliği, zenginlerde bulunur. İkincisi beden cömertliğidir; gazilerde bulunur. Can cömertliği, âşıklardadır. Dördüncüsüyse gönül cömertliğidir ve ariflerde bulunur. Yani “Gönülden vermek” ne kadar makbul bir davranışsa “gönlünü vermek” de o kadar değerlidir. Zaten konu gönül olduğunda “az veren” de candandır, “çok veren” de...
RAMAZAN HAYIRLARI
RAMAZAN, cömertlik ayıdır. Alvarlı Efe’nin dizeleriyle: “Ramazanda bulur İslam şerafet / Ramazanda eden mümin sehavet (cömertlik).” Bu ayda yardımlar doruğa çıkar: Fitre (fatır sadakası), bayramdan önce verilmesi beklenen, ramazan ayına mahsus bir sadakadır. Sağlık nedeniyle oruç tutamayanlar ayrıca “fidye” olarak ihtiyaç sahiplerinin yemek masraflarını karşılar. Yıl boyunca gerçekleştirilebilen bir mali ibadet olsa da, zekâtını ramazan ayında verenler çoktur. Ramazan boyunca fakir fukara dışında aileye, yakınlara ve komşulara bol bol ikramda bulunmak; ayrıca gençleri ve çocukları bayramda hediyelerle sevindirmek ramazanın ayrılmaz parçasıdır.
ESMA-İ HÜSNA
El-Berr
Lütuf ve ihsanı bol olan, sonsuz iyilik sahibi.
BİR AYET
“Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir.”
(Bakara, 272)
BİR HADİS
Sadaka vermek, malı eksiltmez. (Müslim, Birr, 69)
Paylaş