Uçmak...

Nefsimin arzularına hâkimiyet kurmanın önemini henüz tam idrak edememiştim. Elimdeki gücü, zihnimin doğal isteklerine akıtmak yerine, nefsimin arzularına kullanma gafletine düştüm. Başıma neler neler geldi...

Haberin Devamı

Çocuk aklı işte… 5-6 yaşlarındayım. Annemler evde yoktu. Anneannem içerde odada uyukluyordu. Şişli’deki evimizin salonunda ‘Sony’ bir radyo/kasetçalarımız vardı. Slow müzik henüz ölmemişti. Annemin ‘kadife sesli’ diye çok sevdiği Julio İglesias kasedini taktım ve ‘play’ butonuna bastım. Salonun ışıklarını kapadım, halının üzerinde yere bağdaş kurup oturdum. Uçacaktım! Allah’tan pencereden falan atlamaya kalkmamışım da nasılsa zihin gücüyle havalanabileceğime inanmışım. Gözlerimi kapadım, ıkındım, sıkındım, kafamda bir zonklama, göğsümde bir heyecan oldu ama bir milim bile havalanamadım. İlk meditasyon ve uçma deneyimim böyle dürtüsel şekilde gelişmiş ve hüsranla sonuçlanmıştı. Kim bilir anneannemin anlattığı hangi masal ya da belki de tamamen içsel bir itki, emindim uçmanın bir yolu olduğuna.
Ergenlik çağında böyle sizi arkadaşlarınızın yanında komik duruma düşürebilecek şeyleri pek anlatmazsınız. Sohbetler, o günlerde geçer akçe neyse onun üzerinden yapılır, birçok hayaliniz de ‘çocukça’ olduğu için rafa kaldırılır, toplumun şartlama çalışmaları sizi şekillendirmeye çoktan başlamıştır. Yenilmek üzere olduğunu fark etmez çoğumuz.

Haberin Devamı

TRANSANDANTAL MEDİTASYON

Ancaak, Allah yardım ederse iş başka… Nitekim 16-17 yaşındayken gazetede bir ilan dikkatimi çekti; ‘Transandantal Meditasyon (T.M.)- Maharişi Birleşik Alan Teknolojisi Derneği.’ Doğunun sırlı öğretileriyle ilgili birkaç kitap okumuştum. Meditasyon kelimesi aşinaydı. Dayanamayıp aradım. Bilgi almak istiyordum. O da nesi, bu meditasyon hallerinin içinde ‘yogi uçuşu’ olarak bilinen ileri teknikler de yeni yeni öğretilmeye başlamaktaymış. Bastım derneğe gittim. Tanıtım videoları izlettiler. ‘Uçan Yogi’leri ilk o zaman gördüm. Bu uçma tekniğinin ilk basamağı olan ‘hoplama’ öğretiliyordu henüz ama anlık da olsa ‘uçma’ denebilirdi buna. Tav olmuştum fakat kurs parasıydı, aileden izindi, okuldu derken, başıma gelen sıkıntılar, iş, aşk, seyahatler, ertelene ertelene sene 1996’yı bulduk.
26 yaşında, daha başka meditasyon deneyimlerinin ardından T.M. öğrenmek nasip oldu. Şansım yaver gitmeye başlamıştı. O sene Hintli hocalar ‘yogi uçuşu’nun da öğretildiği ‘T.M. Sidhi’ kursu vermeye geliyordu. İşten izin alabildim, para buldum ve kursa yazıldım. İki aylık eğitimin son 15 günü Uludağ’da yatılı yapılıyordu.
Ustam Satya Prakash Verma, Maharişi’nin yanında yetişmiş değerli ‘Siddha’ eğitmenlerindendi. Kurs boyunca hem tercümanı hem de grubumuzun lideri olmuştum. Kısa bir süre sonra sorulan sorulara ustam ağzını açmadan onun bir baş işaretiyle cevap verebilir hale gelmiştim. Tasavvufta buna ‘rabıta’ denir. Zihinlerimiz aynı kaynağa açılabiliyor ve ‘tüm olasılıklar’ alanından, ‘ortak bilinç’ alanından bağ kuruyordu.

Haberin Devamı

Uçmak...

KERAMET ÖZELLİKLERİ

‘Siddha’lar latif bilinç hallerinin deneyimiyle kabaca ‘keramet’ diyebileceğimiz özellikler gösterebilirler, bu özellikler; durugörü, telepati, atomdan daha küçük hale gelmek, devasa boyutlara büyüyebilmek, madde oluşturmak, uçmak, yaralanmamak, kendini herhangi bir yere nakledebilmek, duvardan geçmek, arzuları gerçekleştirmek şeklinde olabilir. Siddhi’leri uygulayanlara ‘Siddha’ denir ve ‘Siddha’ların esas çalışması ‘aydınlanma’ yani ‘birlik bilinci’ üzerine olup, bahsettiğim haller bu çalışmanın yan ürünleridir. Bilinç ‘derin meditasyon’ halinde hem uyku hem uyanıklık hem de rüya hallerini bir arada deneyimler. Zamanla ‘birlik bilinci’ alanına dalış çıkışlar yerini o alanda düşüncelere hâkimiyete ve sonra da o alandan hareket edebilmeye bırakır. Bu deneyimleme pek anlatılamaz olduğu için teknik açıklamalarla sizi daha fazla yormayayım.
Özetle yatılı kursun üçüncü günü oda arkadaşım ve ben ilk havalanan üç kişiden biriydik. Bedenim önceleri kontrolsüz bir biçimde arkasına yay takılmış gibi oradan oraya zıplıyordu. Kahkaha atmaktan kendimi alamıyordum. Sonraları bunu kontrol etmeyi öğrendik. Bu sırada zihin Maharişi’nin deyimiyle ‘kabarcıklanan (köpüren) mutluluk’ halini yaşar. Beden yorulmaz, zihin-beden ilişkisi en üst düzeydedir. Bu tekniklerin düzenli uygulanmasıyla gündelik hayatımıza yansıyan etkilerin bazıları; Sağlığın iyileşmesi, toplumsal uyumlulukta artış, yaşlanmanın yavaşlatılması, daha az yaparak daha çok başarma, iç huzur, canlılık…

Haberin Devamı

UĞRAŞTIKÇA BATIYORDUM

Gerçi uyarmışlardı ama nefsimin arzularına hâkimiyet kurmanın önemini henüz tam idrak edememiştim. Elimdeki gücü, zihnimin doğal ve gerçek isteklerine akmak yerine, nefsimin arzuları yönünde kullanma gafletine düştüm. Başıma neler neler geldi. İsteklerim oluyordu; mesela beğendiğim kız bana çekiliyordu, olmasını istediğim iş gerçekleşiyordu… Ama ne pahasına? Bir anda hesaplayamadığım sonuçlar doğurmaya başladı isteklerim. Arzuladığım kız bela olmuştu, gerçekleşen işler bambaşka kayıplara yol açtı. Sanki evrenin hassas dengesine bir çomak sokmuştum. Uğraştıkça batıyordum. Eşeklik ettiğimi anladım ve zorlama isteklerimi ittirmeyi durdurdum. Yaptığım uygulamanın doğasına aykırı davranmıştım.
Gerçek bir ‘Siddha’ kendisinden zuhur eden kerametleri göstermeye çalışmaz, hatta sırlar. İsteklerin kalbi olanları zaten kendiliğinden öne çıkar, müdahale başınıza bela açar. Tek yapmanız gereken zihninizi ve kalbinizi temiz tutmaktır. Gerisi kendiliğinden olur. Her şey ‘çabasız çaba’ yoluyla başarılır. Maharishi “İste ve vazgeç” der. Bahsettiğim tüm kerametler ‘sufi’ yolunda da normal karşılanır, ustalar kendilerinden gerçekleşen kerametleri nefslerine mal etmedikleri için ustadırlar. Allah’ın lütfudur bunlar, üzerine almazsın, marifetin neyse, nefs terbiyesi yoksa mahfına yol açabilir. Aman dikkat!
 Derviş Baba, “Evladım, uçmaksa kuşlar da uçuyor, suyun üstünde gitmekse bunu balıklar da yapıyor, nefsine hâkim olamadıktan sonra bunların ne kıymeti var” demişti.
Gerçekten, Allah’a kul olmak ve O’nun varlığında yok olmaktan daha yüce ne olabilir? Gösteriş ve manevi kibir paçanızı ilmi çok olan ‘şeytan’a hizmete götürür. Rabbim bizi tevazuyu kaybetmeyenlerden eylesin, ayağımızı kaydırmasın. Uçmak kolay, adam olmak zor! Meditasyonlarıma bu bilinçle devam ediyorum, size de sağlığınız için tavsiye edebilirim. Jai GuruDev!
Bilgi için: tm@maharishi.org.tr

Yazarın Tüm Yazıları