Murat Yetkin

HDP yanlışı ve bir sonraki

4 Kasım 2016
HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekillerinin 4 Kasımın ilk saatlerinde evlerinden gözaltına alınıp, daha sonra tutuklanması zaten yeterince ciddi bir gelişme.

 

Ama bu cümleyi başka türlü de kurmak mümkün; kuralım, bir de öyle okuyun, sesli okuyun hatta:


Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde üçüncü büyük gruba sahip muhalefet partisinin başkan ve milletvekilleri tutuklandı.


Nasıl geliyor kulağa?


Yazının Devamını Oku

Hükümet hala solcu peşinden koşacağına…

3 Kasım 2016
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ dün Meclis’te CHP’li Levent Gök’ün Cumhuriyet sorularını cevaplarken sıkıntısı yüzünden okunuyordu.


Bir gün önce, 2 Kasım'da CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke'nin gündeme taşıdığı, OdaTV'den Barış Pehlivan'ın haberi doğrulanıyordu. Evet, Cumhuriyet gazetesinin hem FETÖ, hem PKK ile irtibatlı olduğunu öne süren savcı Murat İnam’ın kendisi FETÖ soruşturması altındaydı.

 

Bakan pişmanlığını “Keşke olmasaydı, talihsizliktir” diyerek ifade etti, görevlendirmeyi başsavcılığın yaptığını söyledi.


Bozdağ her ne kadar “Savcının kendisi delil sayılmaz” diyerek durumu toparlamaya çalışsa da, Cumhuriyet soruşturması yara almış durumdadır.


Yazının Devamını Oku

AKP, CHP'yi sıkıştırmak için MHP'yi mi kullanmak istiyor?

1 Kasım 2016
Başbakan Binali Yıldırım, başkanlık sistemi anayasasına CHP'nin de katkısını istediklerini, ama olmazsa da yola devam edeceklerini söyledi.

Bunun görünürdeki anlamı açık.

 

AK Parti tek başına 330'u bulamadığına göre, geriye ittifak yapabileceği bir tek MHP kalır bu durumda.

 

MHP'nin ise açık bir ön koşulu var başkanlık anayasası üzerinde işbirliğini konuşmak için.

 

İlk dört maddeyi saymıyoruz artık. Ama Devlet Bahçeli dün Meclis grubuna konuşmasında idam cezasının geri getirilmesini öncelikle istediğini bir kez daha söyledi.

 

Yazının Devamını Oku

Ben dışarıdayım daha abi

31 Ekim 2016
Dün sabaha Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun evi basılarak gözaltına alındığı haberiyle haftaya başladık.


Haftayı zaten 7 şiddetinde Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) depremiyle kapamıştık.

 

Olağanüstü Halin getirdiği KHK imkânını sonuna dek zorlayarak savunma hakkının daha da kısıtlanması kendi başına bir heyulaydı.


Rektörlerin atanmasını Cumhurbaşkanı’na bırakan KHK da öyle…


Yazının Devamını Oku

Ölüm cezası en ağırı olur

30 Ekim 2016
Hayır, cezaların en ağırı olmaz, yapılabilecek hataların en ağırı olur.

 

Çünkü birincisi, ölüm cezası ceza değildir.

İkincisi hata yapıldığı anlaşılırsa geri dönüşü, telafisi yoktur.

 

Üçüncüsü, modern devlet intikamcı olmaz, olmamalıdır.

 

Yazının Devamını Oku

Darbe soruşturmasındaki yanlışlıklar

27 Ekim 2016
Bunu çıkıp başkası söylese başı derde girebilirdi, ama Başbakan Binali Yıldırım söyledi.

 

Yıldırım 23 Ekim’de bir grup televizyonun ortak yayınladığı basınla buluşmasındaki sözleri şöyle:

 

- “Şimdi bugün de aynı şey tekrar ediyor, aynı şey. O gün Balyoz davası, Ergenekon davasına dönelim, o darbeler vardı, o darbelerin olduğunu, yapılmak istendiğini biz biliyoruz. Ama bu FETÖ’cüler orada da yapacağını yaptı, işi sulandırdılar, sulandırdılar, sulandırdılar gerçek olan yalan oldu.

 

Bu sözler Başbakanın 15 Temmuz kanlı darbe girişimi hakkında sürmekte olan soruşturmaların “sulandırılacağına” dair endişeleri olduğunu gösteriyor.

 

Denebilir ki, ülkeyi yöneten, üstelik şu anda Olağanüstü Hal kurallarıyla yöneten başkası değil, kendisinin başında olduğu AK Parti hükümeti.

Yazının Devamını Oku

Suriye’de tehlikeli hareketler

27 Ekim 2016
Bir gün önce 25 Ekim’de ABD hedef Rakka dedi.

Oysa sıranın Irak’ta Musul’u IŞİD’den almak olduğu da ilan edilmişti.

Hatta aynı gün Paris’te, ABD öncülüğündeki koalisyonun Batılı güçleri bir Musul toplantısı yapmıştı.

Rusya, ABD’nin IŞİD’çilerin Musul’dan Rakka yönüne doğru, yani Suriye yönüne kaçabilmesi için açık koridor bıraktığını iddia ediyor, bunu protesto ediyor.

Türkiye’nin elindeki bilgiler de aynı yönde.

Yazının Devamını Oku

Türkiye’den ABD’ye: Gülen, şebekesini toparlıyor, tutuklayın

25 Ekim 2016
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ABD’deki temaslarındaki en önemli amacın, hemen iadenin sağlanmasından önce, geçici tutuklama yapılarak Gülen’in “şebekesine ulaşamayacak duruma getirilmesi” olduğunu söyledi.

 

Kurtulmuş, hükümetin iade sürecinin zaman alacağını anladığını, ancak “dünyanın dört bir tarafındaki şebekesini” yeniden toparlamaya başlayarak Türkiye’ye “açık ve yakın tehdit oluşturan” Gülen’in ABD’deki imkânlardan yararlanarak şebekesine talimat vermeye devam etmesinin önlenmesi gerektiğini söyledi.

 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş 25 Ekim’deki telefon görüşmemiz sırasında Ankara’nın Gülen dosyası hakkındaki son tutumunu şöyle açıkladı:

 

“Amerikalılar iadenin bir yargı meselesi olduğunu, siyasi iradeyle yapılamayacağını söylüyorlar. Biz de diyoruz ki, tamam, bunun farkındayız, yargı siyasetten bağımsızdır. Ama sizden bir siyasi niyet beyanı duymak istiyoruz. Türkiye’de darbe girişimine karşı demokrasinin yanında olduğunuzu gösteren bir tutum bekliyoruz.

 

“İşte bu siyasi beyan, geçici tutuklama olacaktır. Bunun hukuk, zemini de var; 1981 tarihli suçluların iadesi anlaşmasının 10’uncu maddesine göre hakkında tutuklama kararı verilmiş, aranan kişilerin, hukuki süreç devam ederken geçici olarak tutuklanması gerekiyor. Bunun süresi 60 gün, ama gerektiği takdirde uzatılabiliyor.”

Yazının Devamını Oku