Paylaş
Önce kıymetini bilemediğimiz, neredeyse yok ettiğimiz doğanın şimdi peşinde koşuyoruz.
İki hafta kadar önce Milas’ta gerçek anlamda tam bir kaçış noktasında bir hafta sonu geçirdim. Ancak havanın kararmaya yüz tuttuğu saatlerde patika yolda ilerlerken kaygılanmadığımı söyleyemem. Fakat tepeye varıp çocukluğumdan beri alışkın olduğum, doğanın ortasında gerçek çiftlik gibi kokan bir çiftlikle, kediler ve köpeklerle karşılanınca tüm kaygılarım sona erdi.
İki gün boyunca zeytin, mantar ve ot topladık, uzun yürüyüşler yaptık. Harayı, ağılı dolaştık. Kitaplarımızı okuduk. Ayakucumuzda çiftliğin sakinleri kedilerle, köpeklerle uyuduk. Muhteşem lezzette sabah kahvaltıları ettik. Akşamları öykünün asıl kahramanları Ayşe Deliismail Çiftliği’nin sahipleri Deniz ve Zeynep Durmay’la sohbet edip lezzetli yemekler yedik...
ÇİFTLİKTEKİ HAYVANLAR KESİLMİYOR
Eski sanayici ve işadamı Deniz Durmay ve eşi iç mimar Zeynep Durmay, Milas’ın Kayaderesi köyünde denizden 400 metre yükseklikte, ormanın hemen yanı başındaki Memecik cinsi zeytin ağaçlarıyla çevrelenmiş taşlık araziyi 2011’de almışlar. Cevizlik kurmuş, bostan yapmışlar. Doğal tarımla mevsimlik sebzelerini yetiştiriyorlar.
Tavuk, ördek, kaz, keçi, inek besliyorlar.
Peynir, zeytinyağı, sabun, nar ekşileri ve reçelleri kendi üretimleri.
Uluslararası Avrupa hukuku uzmanı hukuk danışmanı kızları Serin Preleviç de atlarını çiftliğe getirmiş. İsteyen manejde profesyonel binicilerden ders alıyor, isteyen at biniyor. İki katlı, dört odalı Ayşe Deliismail Çiftliği’nde hafta sonları konaklanabiliyor.
Restoran bölümü ise ayrı bir alanda ve açık mutfaklı.
Konakladığımız iki gün boyunca yemekleri Kenan Yağlıoğlu yaptı. Restoranın başında ise Ferhat Derya var.
Aynı zamanda at eğitmeni olan Hazan Karaağaç çiftliğin koordinatörlüğünü de üstlenmiş. Eşi Hamza Karaağaç ise atlardan sorumlu.
Çiftlikte yetişen hiçbir hayvanın eti yenmiyor.
Onlar başka üreticilerden temin ediliyor. Kediler ve köpeklerin büyük bölümü de Bodrum’da yazlıkçılar tarafından terk edilip sokaklara ya da barınaklara bırakılanlar.
Aile tam anlamıyla hayvansever.
Ayşe Deliismail adı nereden geliyor derseniz, Deniz Bey çiftliğe, aile Rize’den İstanbul’a göç ettiğinde torunlarını tek bir keçinin sütüyle büyüten anneannesinin adını vermiş.
İthal somona karşı yerli Karadeniz alası
Uzun yıllar Norveç’te yaşadığım için somon balığını çok severim. Ancak yine de üç bir yanı denizlerle çevrili bir ülkede nerede alışveriş yapsam nerede yemek yesem her yerde ithal somonla karşılaşmaktan sıkılmadığımı söyleyemem.
Bir süre önce raflarda karides, kalamar, ahtapot, hamsi gibi işlenmiş deniz ürünleriyle tanıdığım Kocaman markasının ürettiği füme Karadeniz alası görünce hemen alıp denedim.
Çok lezzetli buldum. Ardından Kocaman Balıkçılık’ın sahibi Osman Kocaman’ı aradım.
‘Yerli Karadeniz alası’ gökkuşağı alabalığının 300-400 gram ağırlığındayken denizdeki kafeslere aktarılıp kasım-mayıs ayları arasında 3-4 kilo ağırlığa getirilene dek beslenip büyütülmesiyle elde ediliyormuş.
Bu ürünü hem Japonya’ya ihraç ediyor hem de Bandırma’daki tesislerinde füme yapıp paketleyerek ithal Norveç somon fümeye bir alternatif olarak sunuyorlarmış.
Daha deneme fırsatı bulamadım ama raflara isli midye de çıkmış. Ama midyeler Şili’den geliyormuş.
Kocaman’lar Bandırma’da üç kuşaktır balıkçılık yapan bir aile. Üretimlerinin neredeyse yüzde 90’ını AB ülkeleri, ABD, Kanada ve Uzak Doğu olmak üzere 33 ülkeye ihraç ediyorlarmış.
Genç bir girişimci
Bir yıl kadar önce Hacı Sayid Baklavaları’nın oğlu Mehmet Dinçerler’le tanışmıştım. Gloria Jean’s Coffees’in sahibi olduğundan söz etmişti ama vakit dardı, konuşamamıştık.
Bir süre önce Mehmet Dinçerler arayıp beşinci yıllarını kutladıklarını, anlatmak istediği şeyler olduğunu söyledi, buluştuk.
Avustralya kökenli Gloria Jean’s Coffees Türkiye’ye 1999 yılında girdi. 2011 yılında ise tüm şubelerini kapatarak ülkeden çıkmaya karar verdi.
Mehmet Dinçerler markanın Türkiye isim hakkını sıfır şubeyle satın aldı.
Beş yıl içinde 23 kentte 65 şubeye ulaştı. 2014-2015 yılında dünyada en çok gelişen ülke ödülünü aldı. Ortaköy şubeleri dünya genelinde örnek şube seçildi.
Hedefleri 2019’da 30 şube daha açmak ve sürdürülebilir bir biçimde tüm ülkeye yayılmak.
Yakında ortağı Fulya Garipoğlu ile birlikte Amerika’da pudingleriyle ünlü Magnolia Bakery’nin bir şubesini açıyorlarmış.
Henüz 29 yaşında olan Mehmet, sosyal sorumluluk projelerine de vakit ayırmayı ihmal etmiyor.
Bir arkadaşıyla Tanzanya’nın köylerinde su kuyuları açıyorlarmış. Gençlerin başarıları, bilinçle çalışmaları insanın geleceğe umutla bakmasını sağlıyor...
Paylaş