Paylaş
2014’ten beri kadınlara soyadı ayrımcılığına karşı mücadele ediyor.
24 yıldır evli olmasına rağmen, soyadının evlilik nedenli olarak rızası dışında değiştirilmesini hiçbir zaman benimseyememişti.
2014 yılında Anayasa Mahkemesi, evli bir avukat kadının yaptığı bireysel başvuru üzerine kadının evlilik öncesi soyadını tek başına kullanamamasını Anayasa’nın 17’nci maddesine, yani kişinin ‘maddi ve manevi varlığını koruma hakkına’ aykırı saydı; kadının soyadının kendi rızası dışında değiştirilmesinin kadına karşı bir hak ihlali olarak kabul etmiş oldu.
Bu karardan cesaret alan Ababay, avukatı Ersel Oraner ile sadece evlenmeden önceki soyadını kullanma talebiyle davasını açtı. “Anayasa Mahkemesi’nin kapı gibi kararına güvendiğim için birkaç ayda soyadıma kavuşacağıma emindim” diyor, “Lakin daha davayı açarken Adalet Bakanlığı’nın UYAP sisteminde böyle bir dava türü tanımlı olmadığı için davamızı başka bir isimle sisteme kaydettiler. O zaman anladım ki, sistem henüz bu davaya sıcak bakmıyor, buna bir isim verme gereğini bile duymamış!”
Davayı açtıkları dönemde, biri İstanbul, diğeri Ankara’da olmak üzere iki benzer dava daha olduğunu öğrendiler. Yani o tarihte koca ülkede, Ababay gibi soyadını geri almak için başvuran yalnızca iki kadın vardı. Ababay üçüncüsü oldu.
Dosyanın düştüğü hâkim daha ilk duruşmada dosyaya şöyle bir göz attı ve “Bu ne davası şimdi? Bu, kamu düzenini bozar” diyerek fikrini beyan etti.
Kavga kıyamet ilerleyen davada üçüncü celsenin sonunda, hâkim bey “Ben Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulayamam” diyerek davayı reddetti.
Ababay da ret kararını temyiz etti. Bir yıl sonra Yargıtay kararı bozdu. Ama “Kocasına sor” diyerek Ababay’ın soyadı hakkını doğrudan eşinin rızasına bağladı. Bunun üzerine mahkeme, mecburen Yargıtay kararına uyarak, Ababay’ın eşi Sami Kariyo’yu mahkemeye çağırdı.
Eşi mahkemeye gittiğinde, hâkim ona şu soruyu sordu: “Eşin soyadını değiştirmek istiyor. Sen bu işe razı mısın?”
Eşi, “Elbette razıyım, eşimi destekliyorum” deyince dava mecburen kabul oldu. Ancak duruşmadan sonra hâkim “187. madde hâlâ yürürlükteyken bu karar hiç içime sinmiyor” demeyi de ihmal etmedi. Sonrasında karar kesinleşti.
İki buçuk yıllık mücadelenin sonunda, kısa bir süre önce Ababay, sadece evlenmeden önceki soyadının bulunduğu yeni nüfus kâğıdını eline aldı.
Nüfus müdürlüğündeki kadın memur “Buna neden gerek gördünüz ki? Eşiniz kabul etti mi? Çok tuhaf” dedi.
24 yıl sonra Dürin Ababay mücadeleyi kazandı ama neticede, yasal hakkı olan soyadını yine ancak iki erkeğin desteğiyle alabildi; eşi ile avukatının.
“Sevgili dostum rahmetli Duygu Asena’ya selam ederek şunu açıkça söyleyebilirim ki, kadının yalnızca adı değil, soyadı da yok” diyor Ababay ama...
Eklemeden de edemiyor: “Gün gelecek, bizden daha genç olanlar, ‘Biliyor musunuz, bir zamanlar ülkemizde evli kadınlar kocalarının rızası olmadan kendi soyadlarını kullanamazlarmış’ diye anlatacaklar.”
Ben hedefi biraz daha yükselteyim madem...
Gün gelecek, bu ülkede kadınlar çocuklarına kendi soyadlarını verebilecekler.
Kadınlar eşitlik mücadelelerini sürdürdükçe ve yaygınlaştırdıkça, bu kaçınılmaz. Birileri istedikleri kadar önlerini tıkamaya çalışsın.
Akacak kan damarda durmaz.
Paylaş