Paylaş
Çocuk-doğa ilişkisi zayıfladıkça çocukların algı/duyu dünyası da zayıflıyor, çocuklarda dikkat bozukluğu ve depresyon vakaları artıyor, doğayı tanımayan, kendisini onun bir parçası olarak görmeyen, doğaya kayıtsız bir nesil yetişiyor.
Açık alanda, özellikle de doğada olmayan çocukların fiziksel aktivite düzeyi düşüyor.
Yapılan son araştırmalara göre, çocukların neredeyse tamamı uzmanlar tarafından önerilen fiziksel aktivite düzeyinin altında
kalıyorlar.
Bunun sonucunda çocukların hareketsiz yaşama bağlı şişmanlık ve obezite gibi fizyolojik problemlerle karşılaşma ihtimalleri artıyor.
Anlayacağınız, çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimi için doğa ve açık alan faaliyetlerinin önemi çok büyük.
Doğa eğitimi işte bu yüzden önemli.
Doğada eğitim gören çocuklar fiziksel anlamda daha aktif oldukları gibi, zihinsel olarak da doğadan olumlu etkileniyorlar.
Doğa eğitimi alan çocukların konsantrasyon yetenekleri artıyor; bu da başka problemleri çözebilmelerine yarıyor.
Doğa eğitimi alan çocukların yaratıcılık becerileri artıyor. Bu, problem çözme yetilerinin gelişmesini sağlıyor.
Doğada yapılan eğitimler çocukların sadece davranışlarını değil, yaşam tarzları ile ilgili seçimlerini de etkiliyor.
Dolayısıyla bu eğitim sadece bireysel değil, toplumsal yaşam tarzı değişimini de sağlama potansiyeline sahip.
En basitinden çocuk, toprağın içinde canlıların yaşadığını görüyor; bir yere otobüs yerine uçakla giderse iklim değişikliğine etki edeceğini öğreniyor ya da plastik poşet yerine bez poşet kullanırsa doğaya zarar vermeyeceğini fark ediyor.
Hangi yaprağın hangi ağaca ait olduğu, hangi ağacın nerelerde yaşadığı, sebze yetiştirirken gübre kullanılırsa bunun sağlığına nasıl etki ettiği gibi bilgileri ediniyor.
Nihayetinde çocuk, doğanın onun dışında bir şey olmadığını, kendisinin doğanın içinde bir canlı, doğanın bir parçası olduğunu idrak ediyor.
Bir eyleminin doğadaki diğer sistemleri de etkileyebileceğini görüyor ve gelecekte bu doğa yaşasın istiyorsa ona göre davranması gerektiğini anlıyor.
Doğa eğitiminde öğrendiklerini çocuklar yetişkinlere göre daha çabuk içselleştiriyorlar.
Bilgi, çocuklarda doğrudan davranışa dönüşüyor.
Yetişkinlerde bu biraz daha uzun sürüyor, çünkü davranışlarımız çocuk yaşta oluşuyor ve sonradan bunları değiştirmek zaman alabiliyor.
Oysa çocuk kendisi çevre bilincini çabuk kazanabildiği gibi, ailesini de bu anlamda etkilemeyi başarıyor.
Türkiye’de eğitim sisteminde çevre eğitimi öğrencilerin çevre konusundaki bilinçlenmelerine yeterli etkiyi sağlayamıyor.
Bunun en önemli nedeni, çevre eğitimlerinin doğayla ilgili olmasına rağmen doğayla bütünleşik olmaması.
Buradan hareketle, TEMA Vakfı 20 yıldan fazla süredir okul öncesinden liseye kadar eğitim sistemimizin her basamağı için doğada daha çok vakit geçirmeye teşvik eden doğa eğitim programları geliştiriyor ve gönüllü öğretmenlerce uygulanmasına destek oluyor.
Bu eğitim 81 ilde, yılda 75 bin çocuğa ulaşıyor. Bu sayının artmasından başka bir dileğimiz olamaz.
Paylaş