Cehalet ve bencillik

KAFAMI kaldırıp ne zaman televizyona baksam...

Haberin Devamı

Bir kadın cinayeti haberi.
İzmir’den, Bursa’dan, İstanbul’dan, Gaziantep’ten, Batman’dan, Giresun’dan, Uşak’tan, Antalya’dan, Ağrı’dan, Kayseri’den...
Ekranda bir kadın fotoğrafı ve alttaki KJ’de hep benzer ifadeler:
“Barışmak istemediği sevgilisi tarafından öldürüldü.”
“Boşanmak istediği kocası öldürdü.”
“Ayrıldığı kocası/sevgilisi canını aldı.”
Silahla, av tüfeğiyle, testereyle, baltayla.
Suç aleti yelpazesi çok geniş. Balta da bu ara en yaygınlarından, sormayın.

*

Ülkemiz televizyonlarını izleyen, gazetelerini okuyan, internette iki dolanan herhangi birinin artık kadın cinayetlerinden habersiz olması imkân dahilinde değil.
Az biraz kadın cinayetlerini kendine dert edinen, buna canı sıkılanlar da kadın katili kocaların, eski kocaların, sevgililerin, eski sevgililerin...
“Karım bana küfretti. Erkeklik onurumu zedeledi” diyerek ağır tahrik indirimi aldığını...
“Akıl sağlığı yerinde değildir” raporu alarak cezadan yırttığını...
“Karım mini giydi, kalçalarını salladı” gerekçesiyle haksız tahrik indirimine hak kazandığını...
Üniversitede ‘vatana millete hayrı olacak’ bir bölümde okuduğu için gelecek indiriminden faydalandığını... (Bir katilin kime ne hayrı dokunacaksa artık...)
Hâkimin önünde ezik büzük durup önünü ilikledi, yalandan “Pişmanım” dedi, her cümlesine “Efendim”le başladı diye iyi halden cezasının iniverdiğini...
5, bilemediniz 10 yıl yatıp çıkacaklarını önden Google’layıp öğrendikleri için gönül rahatlığıyla o kadınların canını aldığını...
Birçoklarının cinayete intihar süsü verdiğini...
Bilirkişi raporlarının yetersizliğini...
Hâkimlerin pek çoğunun bir türlü bunları ‘tasarlanmış cinayet’ten saymadığını...
Her ay onlarca, bazen aynı günde 3 kadının öldürüldüğü memlekette daha iki yıl öncesine kadar yetkili ağızlardan “Öldürülen kadınlar münferittir” gibi inkâr cümlelerinin çıktığını...
Ve durumun vahametine rağmen hâlâ ‘ERKEK Meclis’imizden ‘Kadın Katillerine Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası’ yasasının çıkması yolunda pek kimsenin kılını kıpırdatmadığını...
Tüm bunları...
Bilmiyor olamaz.

*

Velhasılıkelam...
Programına iki kadın katilini çıkaran Seda Sayan ya Türkiye’de değil, Mars’ta yaşıyor...
Ya da canına kastedilen, saldırıya uğrayan, cinayete kurban giden kadınlar zerre kadar umurunda değil.
Reyting uğruna, kendi ekran ‘başarısı’ adına fırsatçılık yaparak mazlumları ve mağdurları gözünü kırpmadan harcayabiliyor.
Kızını kaybetmiş ailelerin, canının yarısını yitirmiş kardeşlerin, sahipsiz kalmış yavruların içindeki ateşi körüklüyor.
En tehlikelisi de potansiyel katillere cesaret veriyor.
Bunları söyleyenlere ise feryat figan ediyor:
“SEN KİMSİN? BEN SEDA SAYAN’IM! SENİ PİŞMAN EDERİM!!!”
Bu ülkede her kendini güçlü sananın, arkasına iri veya ufak bir grup takanın başvurduğu klasik söylem.
Neyse ki bu tehditler kadınlara pek sökmüyor “Anacım”.
Kadınların davasına destek veren, onu anlayan kadınlar ve erkekler bu ERKEK dünyada, ülkede ne kadar değerliyse...
Bu davaya köstek olan kadınlar bir o kadar ZARARLI.
Cehalet mi, bencillik mi bilmem ama...
-Ki belki her ikisinin harmanı.-
İnsan kendine ve yaşadığı topluma yabancılaşmayagörsün.
Zira o en fenası.

Yazarın Tüm Yazıları