Paylaş
- İnsanların birbirine yazdığı mesajların samimiyet derecesinden kim kiminle ne kadar arkadaş/kankalık müessesesi var mı yoksa “mecburiyetten kibarlık” mı söz konusu, hepsinin açıkça seçildiği yerdir.
- Sosyalleşmediğiniz zaman kim, nerede, ne yapmış birinci ağızdan öğrenmenizi sağlar.
- “Yurtdışı seyahatine gidiyorum ve bunu herkesin bilmesini istiyorum” hissini tatmin etme aracıdır. İngiliz bilim adamları, yurtdışına seyahate çıkanların yüzde 87’sinin mutlaka “........ yolcusu kalmasın” cümlesini Twitter’da paylaştığını açıkladı. Misal, Barcelona yolcusu kalmasın...
Hayır gören de Barcelona’ya Harem Otogar’dan otobüsle gidiyor sanacak. Anladık, yurtdışına gidiyorsun ve çok heyecanlısın da şu “yolcu kalmasın” muhabbeti yerine daha yaratıcı bir şeyler bulsak diyorum.
- Çevrenizdeki insanlar ve az görüştüğünüz kişilerle ilgili detaylı/gerekli/gereksiz bilgi kaynağıdır. Misal, üç gün önce yaptığım ıspanağın içine yanlışlıkla paket lastiği düşürüp onu pişirdiğimi, üstelik afiyetle yediğimi yaklaşık 35 bin kişi anında öğrendi. Ne gerek var efendim, öyle değil mi hah hah haaaaay.
- Doğru kullanıldığında Türkiye ve dünyadan havadisleri alacağınız güzel bir mecradır. Fakat takip ettiğiniz insanlar Twitter’ı SMS aracı olarak kullandıkları zaman ana sayfanız ilginizin olmadığı konuşmalarla doluverir, işte o zaman can sıkıcıdır.
Öte yandan “ünlü mention-laşması”nı izlemek de eğlencelidir, “anında magazin” sağlar.
Böylelerine ne yapmalı?
Hayvanlara işkence yapan adamların aramızda elini kolunu sallaya sallaya gezmesinden sıkılmadınız mı? Son olarak motosikletin arkasına yavru köpek bağlayıp onu işkence ede ede öldürmekten beter eden caniyi okuduk.
Allah aşkına, söyler misiniz, canı olan bir varlığa bunu yapabiliyor olmanın altında nasıl bir ruh hastalığı yatar? Tedavisi var mıdır? Yoksa bunu bir hayvana yapabilen bir insana, benzer acıyı tatmasını mı sağlamalıdır? Ne anlatır bir caniye başka bir canlıya çektirdiği acının büyüklüğünü?
“Makyajsız yakalandı”
Adriana Lima, “Yok Böyle Dans” için hazırladığı özel dans gösterisinin provasında makyajsız yakalanmış. Şimdi biz bu arkadaşın makyajsız haline bakıp sevinmeli miyiz, yoksa ağlamalı mıyız bilemedim.
Açıkçası “ünlüler makyajsız yakalandı” haberlerini okuduğumda benim aklıma sadece erkeklerin hiç makyaj yapmaması ve bunun rahatlığını sürmeleri geliyor. Yahu kadın sporcular maça çıkarken bile makyaj yapıyor!
Bu nasıl adalettir dünya, sorarım sana. Biz şurada göz altına kapatıcı sürmeden, allıkla yanak kızartmadan çıksak hemen “Hasta mısın?”
Direkt vebalı muamelesi.
Artık “yeni çağ hastalıkları” arasına “kadınların makyajsız gezmesi”ni de ekliyorum.
Paylaş