Sevmediği işe hapsolanlar

Eğer sevdiğiniz bir işte çalışıyorsanız, Türkiye’deki şanslı kesimdensiniz demektir. Biz “Yaptığı işi sevmeme” hikayeleriyle büyüdük, sonra işini sevmeyen insanlar nasıl yaratılır, bizzat şahit olduk...

Haberin Devamı

Çoğumuz onlardan biri olduk.
Üniversitede puanımızın yettiği yerlere girdik, okuduğumuz bölümden apayrı mesleklere yöneldik...
Şanslı olanlarımız sevdiği mesleği sonradan buldu.
Ben de kendimi şanslılardan sayarım.
“İçimde başka bir meslek yatıyor” diyenlerin pek çoğu pek çok farklı sebepten ötürü kendi becerisinin peşinden koşamadı.
Sonuç, bizden önceki nesillerin başına gelenle aynı...
Kendi yeteneklerinden uzakta bir mesleğe yönelmek durumunda kalmış, dolayısıyla mutsuz kalabalıklar...
Öğrencileri test kitaplarına hapseden, neyi neden öğrendiğini anlatmayan bir sistem yerine öğrencileri yeteneğine göre yönlendirseydik bugün ne durumda olurduk?
Şüphesiz bambaşka bir yerde.
Matematikçiyi satış elemanı, yazarı muhasebeci, ressamı bankacı, müzisyeni tüccar yapan bir sistemde, yaratıcı dünyaya ait tüm kavramlar “hobi” olarak kalıyor.
Bu durum sporda da böyle.
Bir spor dalına yönelse dünyayı yerinden oynatacak çocuklarımız, sınav kazanma odaklı çalışma sistemiyle ömürlerini harcadıkları için, onların sonu da matematikçi satış elemanı, ressam bankacı, müzisyen tüccar kardeşlerinden farklı olmuyor.
Çalışan herkes başka bir iş yapmanın hayalini kurduğu bir ülkede, sporun farklı dallarına yeteneği ve eğilimi olan çocukları ve daha da önemlisi, onlara spor yaptıracak kişiler olan anneleri ikna eden projeler, hayatımızı uzun vadede değiştirecek.
P&G’nin altı yıldır süren “Olimpik Anneler” isimli bir kampanyası var.
Amaç, aileleri spor konusunda bilinçlendirmek ve çocukların doğru yönlendirilebilmesini sağlayabilmek.
2015 yılında 8.3 milyon anneye erişmeyi başardılar.
Türkiye’de ilk defa düzenlenen seminerler ile anneleri çocuklarını spora nasıl yönlendirebileceklerini anlattılar.
Olimpik annelerle paralel yürüyen “Teşekkürler Anne” kampanyası ise sporcuların başarı kaynağının, esasında anneler olduğu fikrinden doğmuş.
Bu düşünceden yola çıkarak P&G, dünyada yıllardır çok sayıda sporcu ve annesine sponsor oluyor, bu sene ise Rio Olimpiyat Oyunları’nda milli güreşçimiz Taha Akgül ve annesine destek verecek.

Haberin Devamı

Olimpiyat sergisini görün

Haberin Devamı

Çocuğu yeteneklerine göre yönlendirmeyen bir eğitim sisteminde, anneler aracılığıyla çocukları spora yönlendirecek, çocukları özendirecek sosyal sorumluluk projelerinin değeri çok büyük.
“Teşekkürler anne” projesi kapsamında, harika bir sergi sürüyor Akasya AVM’de.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi desteğiyle hayata geçirilen P&G Olimpiyatlar Sergisi’nde Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Lozan’daki merkezinden gelen spor tarihinin kilometre taşları olan önemli parçalar var.
Bugüne kadar Türkiye’de 6 ilde 40 bin kişi sergiyi gezdi, artık serginin yeni evi İstanbul.
Muhammed Ali’nin 1971’deki o unutulmaz maçında kullandığı eldivenleri, Yaşar Doğu’nun forması, Michael Jordan’ın ayakkabıları, olimpiyat meşaleleri, olimpiyat tarihinden önemli bilgiler ve bilhassa çocukların olimpiyat rekorlarını birebir deneyimleyebileceği veya göreceği interaktif alanlar...
Sergiyi gezen çocukların büyülenmemesine olanak yok.
İster genç, ister geç yaşta keşfedilsin, spora bir biçimde bulaşmış herkesten aynı sözü duyarsınız: Spor, hayatları değiştirir, dönüştürür.
Bu sergi olimpiyatlar yoluyla, hem yetişkinlere, hem de çocuklara bunu anlatıyor.
Sergi, 31 Ağustos’a kadar, açık, en kısa zamanda görün, çocuklarınızı götürün...

Yazarın Tüm Yazıları