Paylaş
Aile içi evliliklerin, çocuk yaşta evlendirilen kadınların “çok normal” algılandığı, kadınların ikinci sınıf vatandaş kategorisinde değerlendirildiği, cehaletin yönettiği bir ülkede kitap içinden “ahlaksızlık” cımbızlanıyor.
Akıl ve mantık kaideleriyle değil, bastırılmış hislerle şekillenmiş bir beyin haritası, ülkenin resmi eğitimini biçimlendiriyor.
Dahası, kitap okumayan bir ülkenin eğitim sistemi içinde yer alan bir grup öğretmen, ödev söz konusu olduğunda internetten kitap özeti arayan bir neslin o hiç okumadıkları kitaplardan zarar göreceğini iddia ediyor.
Bu insanlar, klasiklerin varlığından ancak dizisi çekilir de, Beren Saat oynarsa haberdar olan bir neslin, Şeker Portakalı’ndan zarar göreceğini sanıyor.
Tek kültür-sanat aktivitesi alışveriş merkezinde sinemaya gitmek olan yeni neslin öğretmenleri, öğrencilerinin Fareler ve İnsanlar’dan kötü etkileneceğini düşünüyor.
Hayatını oyalanmakla geçirmenin normal olduğunu düşünen milyonlar, bize “yeni normaller” öğretiyor.
Bunlara hiç şaşırmayın. Cehaletin ne boyutlara ulaştığını, halimizin ne kadar acıklı olduğunu gösteren günlük olayların bir parçası.
Daha neler göreceğiz, neler gelecek başımıza, sadece bir ön gösterimi. Umutsuzluğun ayak sesleri...
Her gün yetmiyor sokakta gördüklerimiz.
Yetmiyor bizi yönetenlerin insanın beyin damarlarını çatlatan sözleri.
Zaman makinesini icat etmekle övünmeliyiz bence.
Dünyanın keşfedilmediği, eldeki sınırlı bilgiyle insanoğlunun kendi hayatını şekillendirdiği, doğru bilinen yanlışların insanların düşüncelerine hakim olduğu zamanlara geri dönmeyi başardık.
Bir daha çıkmamacasına karanlığa gömülmek üzereyiz.
Bu işte emeği olan herkesin sırtını sıvazlayarak elini sıkar, iki yanağından öperim.
Cahil örgütlenmesi
İnsanın, eğitildikçe ehlileşmesi zorlaşır. Bir kalıba sokamazsınız çünkü aklı çalışır. Düşünen eğitimli insanların bir araya gelmesi ne yazık ki pek zordur.
Herkesin “çok bildiği” bir toplulukta, düşünceler, fikirler çarpışır, egolar büyür ve bir arada durmak imkansızlaşır.
Kendine güvenen, eğitimli, dünyayı akıl ve mantık gözlükleriyle gören insanların bir araya gelmesi ve güçlü durması, çoğu zaman bu sebeplerde ötürü neredeyse imkansızdır. Çünkü büyük resmi görmeyecek kadar şişerler.
Kendi içlerindeki gruplaşmalarla uğraşırken, bir bakarlar kendi hayatları elden gitmiştir.
Çünkü öbür yanda cahiller örgütlenmiş, memleket almış başını gitmiştir.
Evet, “Cahil örgütlenmesi” çok korkutucu bir meseledir. Diğerlerine göre biraz daha akıllı olan cahiller, daha az cahillerin başına geçer ve onları uyutmanın çeşitli biçimlerini dener ve başarılı olur. Vaktiyle akıl-mantık kaidelerine göre iş yapan, bilime inanan, açık fikirli insanlar bir türlü birlik olamamış, cehaletin hakimiyetine müsaade etmiştir.
Sonra bir gün uyanırlar. Uyandıklarında ise, çocuklara hayatı öğreten kitaplara sansür talep edildiği bir ülke bulmuşlardır.
Çaresizliklerini fark ederler ve Twitter’da birlik olurlar. Çağ itibariyle yapabilecekleri en iyi şey 140 karakterde hislerini paylaşmaktır çünkü. Belki sosyal medya bir rüzgar yaratır, cehaletle oya gibi örülmüş yeni dünyanın dönmesini biraz yavaşlatır diye...
“Geçmiş olsun” demekten başka var mıdır dersiniz, derdimize hızlı bir çare?
Paylaş