Türkiye’yi takip etmedikleri belli

HER zaman söylemişimdir, bir politikacının kendi ülkesinde olup bitenleri izlemesi yeterli değildir.

Haberin Devamı

Dünyada neler oluyor, dünyanın başka ülkelerinde neler cereyan ediyor, siyasi aktörler bu olaylar karşısında nasıl bir tutum takınıyor?
Bunları titizlikle izlemelidirler ki kendilerine dersler çıkarabilsinler, evrensel siyasetin öğrettiklerinden yararlanabilsinler.
Alın size bir örnek:
Meksika Devlet Başkanı Pena Nieto’nun eşi Angelica Riverna’nın 7 milyon dolar değerinde bir malikâne satın aldığı ortaya çıktı.
İddialara göre hanımefendiye bu malikâneyi, tren ihalesini rakipsiz olarak kazanan Çin devlet şirketi ile ortak olan bir Meksikalı şirket satın almış.
Tabii ortalık ayağa kalkmış, devlet başkanı tren ihalesini iptal etmek zorunda kalmış.
Oysa dünyayı izleseydi, Türkiye gibi bir ülke bulunduğunu, bu ülkedeki iktidar siyasetçilerinin bu tür iddialarla mücadele için etkili yöntemler geliştirmiş olduğunu öğrenir, ona göre davranırdı.
Mesela diyebilirdi ki “o villa çok eski, 20 yıldır var”!
“Zaten benim de değil, bir arkadaşımın, sağ olsun ailecek orada kalmamıza da izin veriyor”
demeyi de ihmal etmezdi.
Tabii Meksikalılar, Müslüman olmadıkları için “Oğlumun sünnetinde gelen altınları bozdurup peşinat yaptık, üzerini de çalışarak ödeyeceğiz” deme olanağına sahip değillerdi.
Ama şunu diyebilirlerdi: “Bizim kızı evlendirdik, sağ olsun damat ileride oturalım diye bu villayı bizim için satın aldı”!
Sonra da atağa geçebilirlerdi: “Bu iddiayı ortaya atanlar Meksika’nın gelişmiş tren yollarına sahip olmasını engellemek istiyorlar!”
Hatta bunun arkasında “bir üst akıl” arayıp, “Bu tren yolunun yapılmasını Guatemala istemiyor, çünkü bizim yerimize NAFTA’ya girmeye hazırlanıyorlar” diyebilirlerdi.
Dünkü gazetelerden bir örnek daha:
Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, devlet olanaklarını kullanarak emekliliğinde yaşamak için 24 milyon dolar harcayıp bir “köy” yaptırmış.
Güney Afrika hükümeti, bunun başkanın emekliliğinde güvenliği için gerekli olduğunu söylemiş ama kamu denetçileri harcamaların devlete geri ödenmesi kararını vermiş.
Belli ki kamu denetçileri kurumunda bir “paralel yapı” oluşmuş.
Hükümet de bunu ifşa edeceğine salak gibi tutmuş “güvenlik vırt zırt” diye laf geveliyor.
Gitsene paralel yapının üzerine!
Hadi bunu akıl edemedin, “Devlet başkanının köyü demirbaşa kayıtlı olacak, alıp yanında götürecek değil ya” demeyi de mi akıl edemiyorsun?
Dedim ya, politikacı dediğin dünyanın başka yerlerinde neler dönüyor, neler oluyor mutlaka iyi takip etmek zorundadır!

Haberin Devamı

Zeytinlere tecavüz eden kimdir?

Haberin Devamı

YIRCA köyünde 6 bin zeytin ağacını, bir gecede yerle bir eden Kolin’in patronu Celal Koloğlu’nu, 17 Aralık operasyonundan sonra internette yayınlanan bir telefon konuşması kaydından hatırlıyorum.
Bu telefon konuşmasını internette bulup dinleyebilirsiniz, burada yayınlamayı uygun bulmuyorum.
Koloğlu’nun telefonda konuştuğu kişi Cengiz İnşaat’ın patronu Mehmet Cengiz idi.
Bu telefon konuşmalarının gazete ve televizyonlardan oluşan bir medya grubunu satın almak için havuz kurdurulması ile ilgili olduğu ileri sürülmüştü.
Konuşmanın sonunda Cengiz, “Milletin a... k... sen merak etme” diyor, Koloğlu da “İnşallah, inşallah” diyerek onaylıyordu.
Ve şimdi aynı kişi karşımıza Danıştay kararını önceden öğrenip, zeytinleri yerle bir ederek çıkıyor.
Bir küfrü bile “inşallah inşallah” diye karşılayan bir tipten daha farklı davranmasını da zaten bekleyemezdik gibi geliyor bana.

Haberin Devamı

İhtiyaçsa, Başbakanlığın ihtiyacıydı

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı için orman çiftliği arazisine mahkeme kararlarına karşı kaçak olarak yapılan sarayı savundu: “Bu bina ülkemiz için bir ihtiyaçtı, o nedenle yapıldı.”
Bir an için söylediklerinin doğru olduğunu, bunun bir “ihtiyaçtan kaynaklandığını” düşünelim.
Herkes gibi kendisi de çok iyi hatırlıyor olmalı ki bu bina “Başbakanlık” için yapıldı.
Başbakanlık hizmet birimlerini bir araya getirmek, böylece Ankara’daki değişik binalara dağılmış birimleri bir araya getirmek amaçlandı.
Gerekliydi ya da değildi, bina Başbakanlık için yapıldı!
Ama şimdi “yetkisiz ve sorumsuz” Cumhurbaşkanı, Başbakanlığın ihtiyacı için yapılan bu binaya el koydu.
Anayasal düzen değişmediği sürece, yani hayalindeki başkanlık sistemini kurmadığı sürece bu bina Cumhurbaşkanlığı için bir lüks!
Cumhurbaşkanı’nın yetkileri belli, bu yetkilerini kullanıp, görevini yerine getirirken ihtiyaç duyacağı birimler belli.
Ve onlar da zaten Çankaya Köşkü yerleşkesi içinde kendilerine bir yer bulmuşlar, çok partili parlamenter sistem yürürlükte olduğundan beri de orada çalışıp, işlerini görebiliyorlardı.
Bina Abdullah Gül’ün döneminde bitmiş olsaydı, kendisi Başbakan olarak, “Abdullah Bey kardeşim, siz cumhurbaşkanısınız, ihtiyacınız vardır, buyurun bu binada çalışın” mı diyecekti?
Bir de binanın maliyetini, Maliye Bakanı’na sorsa iyi olur, çünkü yanlış biliyor.


Yazarın Tüm Yazıları