Daha ‘usta işi’ bir proje beklerdim

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın “çılgın projesi” dün bütün gazetelerin manşetindeydi.

Haberin Devamı

Bu açıdan Başbakan’ın iyi bir seçim atağı yaptığını söyleyebiliriz. Aynı öneriyi Bülent Ecevit yaptığında gazetelerin birinci sayfasında iki üç sütunluk küçük bir yer bulabildiğini de hatırlatayım.
Bugün gazete köşelerinde projeyi “işte gerçek büyük adam vizyonu” diye alkışlayanların o tarihte bu proje için neler söylediklerini de yakında gazetelerde okur, eğleniriz.
Gazetelerdeki haberlere göre üniversitedeki hocalar ve uzmanlar projeyi pek tutmamışlar. Ama iş adamları, özellikle de müteahhitler projeye “bayılmışlar”!
Bu da normal! Çok ciddi bir hafriyat işi var ve en ballı para da bu işlerde kazanılır. Yola “10 milyar dolarlık kazı” diye çıkarsınız, dolgusuydu, kaya çıktıydı derken bir de bakmışsınız 20 milyar dolar harcamışsınız.
Bu iş gazetelere yansıdığına göre 10 milyar dolar ile 20 milyar dolar arasında bir paraya mal olacak.
Kaynak da “gemiler geçecek, şu kadar para verecek” şeklinde açıklanıyor. Nasrettin Hoca’nın dikenlere takılacak koyun tüylerinden yararlanarak borçlarını ödeme planı gibi bir proje.
 Bu rakama ulaşırken de Panama Kanalı’nın gelirinden söz ediliyor. Panama Kanalı’nın gemileri bütün bir Güney Amerika kıtasını dolaşmaktan kurtardığı gerçeği ihmal ediliyor gibi geldi bana.
 Ben Başbakan’dan daha gerçekçi bir proje beklerdim, malum artık “ustalık” dönemini yaşadığını söylüyor, daha “usta işi bir proje” iyi olurdu.
Mesela Türkiye’yi dünyanın en eğitimli genç nüfusuna sahip kılmak gibi bir proje geleceğe yönelik olarak daha yararlı olurdu.
 Bir not da proje açıklanınca Çatalca’daki emlakçilerin peşine düşenler için yazayım: Çok geç kaldınız, atı alan çoktan Çatalca’yı geçmiştir!

Haberin Devamı

Şehit Er Sevag’ın cenaze töreni

BATMAN’da şehit düşen er Sevag Şahin Balıkçı için düzenlenen cenaze töreninin gazetelere yansıyış biçimine dikkatinizi çekmek istiyorum:
Hürriyet: Şehidin babası tabutuna örtülen bayrağı öperek aldı.
Sabah: Kilisedeki ayini yöneten rahip: “Bugün birbirimizi anlama günü olsun.”
Milliyet: Türk bayrağı ile uğurlandı. Kilisedeki törene çok sayıda TSK mensubu katıldı.
Akşam: Şehit er Sevag çanlarla uğurlandı. Törene çok sayıda asker katıldı.
Vatan: Kilisede şehit cenazesi.
Radikal: Askerler uğurladı.
Haber Türk: Kilisedeki cenazede bakan ve general.
Posta: Kilisede askeri tören.
Star: Kilisede şehit asker cenazesi.
Yeni Şafak: Kiliseden uğurlandı.
Taraf: Ermeni şehide kilise töreni.
Bir şehidin babasının tabuta örtülen bayrağı öperek alması, askerlerin de törene katılması, hatta içlerinde general rütbeli bir subayın da bulunması, bir Hıristiyan’ın cenaze töreninin kilisede yapılmasının neresi haberdir?
Müslüman bir er olduğunda cenazenin camiden kaldırıldığına vurgu yapılıyor mu? Bir şehit cenazesine çok sayıda askerin katılması normal bir durum değil mi?
Bu haberi böyle bir bakışla vermek ayrımcılığın ve ırkçılığın iliklerimize kadar işlediğini ortaya koyuyor.
Onun “farklı” olduğunu vurgulamak, bu farkın üzerinden giderek haberi vermek gazetelerimiz için iyi bir sınav olmadı.

Haberin Devamı

Bu tezgâh ders olmalı

MHP’li iki milletvekili adayının bir internet sitesinde yayımlanan görüntüleri üzerine istifa etmeleri, Türkiye’de siyaset yapmak isteyenleri nelerin beklediğini gösteren bir örnek oldu.
Böylece Deniz Baykal’dan sonra iki siyasetçi daha gizlice çekilmiş özel görüntüleri yüzünden infaz edilmiş oldular.
İki MHP’linin MHP’nin güçlü olduğu bölgelerde liste başı olması, bu skandaldan kimin yararlanacağı konusunda spekülasyonlara da yol açacak, bu tezgâhın arkasında siyasi amaçlar aranacak. Bu son derece normal!
Çünkü öyle bir dönemden geçiyoruz. Telefonlar dinleniyor, insanların özel hayatları izleniyor ve bunlar günü geldiği zaman servise sokuluyor.
TBMM tatile girmeden önce bu tür kayıtların yayınlanmasını meşrulaştıracak bir yasal düzenleme yapılacaktı.
Uyarılar sayesinde bu hatadan son anda vazgeçildi. Ama aynı düzenlemenin tekrar getirilmek istenmeyeceğinin bir garantisi yok.
O zaman yazmıştım, yine yazayım: Bu tür kayıtları yayınlamayı meşru kılacak düzenlemelerin gün gelip kimi vuracağı belli olmaz. Bunların yayınlanmasını kolaylaştırmak değil, tam tersine bu tür görüntüleri ve telefon konuşmalarını kayıt ederek yayınlayanlara karşı daha ağır müeyyideler getirmek gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları