“İstihbarat şefi burada olduğuna göre konuşacak bir şeyimiz kalmıyor. O size zaten her şeyi anlatmıştır.”
Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyet bu espriye güldü mü bilmiyorum ama Hakan Fidan’ın yüzü kızarmış olmalı.
Ve bence Putin espri yapmamış, buna espri değil olsa olsa “dokundurma” diyebiliriz.
Latife dediğin şey, latif olmalı. Bu daha çok hicve benziyor.
Eski Başbakan ve şimdiki Cumhurbaşkanı “Kürt sorunu yok, terör sorunu vardır” diyordu, Başbakan Yıldırım bir adım ileri attı, “Kürt vatandaşlarımızın PKK sorunu var” dedi.
Kürt vatandaşlarımızın PKK sorunu olduğu bir gerçek, bunu reddedemeyiz.
Şiddetten başka bir politikası olmayan bir örgüt bu. Bu konuya sonra yine döneriz.
Başbakan’ın “O fırsatı kaçırdılar” diye söz ettiği fırsat “barış süreci” olmalı.
Alpay’ın tutuklanma nedeni de Aslı Erdoğan ile aynı: Özgür Gündem gazetesinin “Yayın Danışma Kurulu” üyesi olmak.
Böylece “silahlı terör örgütüne üye olmuş” sayılıyorlar ve hapse atılıyorlar.
Savcılığın elinde, soruşturma dosyasına koyabileceği başka bir şey de yok zaten.
Niye tutuklandıkları da bir muamma.
Bunun için bir bildiri yayınlamış, şöyle diyor:
“Kapasitesi sınırlı ve güvenlik açısından sıkıntılı olabileceği anlaşılan bir otelin toplantı salonu yerine sahibi devlet ve millet olan bir kongre salonunda bu toplantının yapılacak olmasının nasıl yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını zedeleyeceğini anlamakta zorluk çekmekteyiz.”
Başkan’ın anlayabilmesine yardımcı olmak için ta en başından başlamak istiyorum:
Biliyorum Başkan Bey, hukuk fakültesinde okurken Magna Carta adı verilen bir belgenin varlığından haberdar olmuştur.
Gerçi bir süredir New York’tayım ve buradan bakınca bu “sorunun” halledilmiş olması biraz komik de geliyor bana ama yine de sevinmeliyiz, sonuç olarak kadın polislerin de artık istedikleri gibi saçlarını ve gıdılarını bir örtüyle gizleyerek görevlerini yapmaya devam etme olanakları var.
Bu bir inanç konusu ve inançlar tartışılabilecek meseleler değildir.
Önemli olan, özgürlüklerin sadece belli bir inanç ya da görüş sahipleri için değil, herkes için geçerli olup olmadığıdır.
Bu vesileyle memleketimizde naif bir tartışma başladığını da gazetelerde okudum: “Türbanlı kadın polis tarafsız olabilir mi?” başlıklı bu münazara konusu ilgimi çekti.
İnsanları etkilemek, heyecanlandırmak için kahramanlık, yiğitlik öykülerinin abartılarak anlatılması, her zaman kafamın bir yerlerinde alarm zillerinin çalmasına neden olur.
Şimdi bazı okurlar “Solcusun tabii ondan” diyebilirler ki solcu hamasetten de hazzetmem.
Che Guevara menkıbeleri, devrimci türkülerle kendinden geçmeler de bana göre değildir.
Şöyle düşünürüm:
Böylece IŞİD ile sınır komşuluğumuz da sona ermiş bulunuyor, bunun da hayırlı bir iş olduğuna kuşku yok.
Gerçi sınırımızın “sağlamlığı” konusu biraz tartışmalı, şeriatçı militanlar bu sınırdan yıllardır istedikleri gibi girip çıkabiliyorlar ama olsun. IŞİD ile komşu olmamak iyidir!
Cumhurbaşkanı, bu harekâtın sadece IŞİD’e değil, sınırımızın güneyinde Akdeniz’e kadar bir “Kürt koridoru” yapmak isteyen PKK-PYD’ye karşı da olduğunu söyledi.
Çünkü şu anda Türkiye’nin en büyük endişesi, Kuzey Suriye’de, Kuzey Irak’ta olduğu gibi bir Kürt özerk bölgesinin oluşması ve bunun da Kuzey Irak’taki gibi devletleşmeye yönelmesi.