- Dünyanın birçok ülkesinde yapılan sempozyumlarda uluslararası uzmanlar Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edebileceğini yıllar önce söylüyordu ama kimse inanamıyordu...
- Rusya bu savaşın adeta provasını 2014 yılında yaptı ve Kırım’ı aldı...
Yine de kimse bu savaşın tekrarlanacağına inanmıyordu...
*
25 yıldan beri uluslararası toplantılarda enerji uzmanları Rusya’nın sahip olduğu enerji ve tahıl kaynaklarını bir gün silah gibi tehdit unsuru olarak kullanabileceğini de söylüyordu ama AB’yi yönetenler yine inanmıyordu.
“Rusya hantal bir devlet, parası yok, imkânı yok, askeri gücü yok” yalanlarını söyleyenlere inanmayı tercih eden AB, şimdi şapkasını önüne almış düşünüyor...
*
Rusya’nın yeni bir savaşa cesaret etmeyeceğini, blöf yaptığını iddia edenlerin hiçbiri aylardan beri ortalıkta gözükmüyor...
Avrupa’daki ülkelerde gaz, petrol sıkıntısıyla başlayan üretim sorunları ekonomiye ve finansal tablolara yansıyor...
Bir yandan ulaşım ve havacılık sektöründe yaşanan grevler diğer yandan bankacılık alanında başlayan işten çıkartmalarla siyasi yönetimler ne yapacağını şaşırmış durumda...
*
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock kış aylarında yaşanabilecek en büyük tehlikeye dikkat çekerek âdeta dünyayı uyarıyor...
Rusya’dan gaz akışının dondurulmasının olası iç siyasi sonuçlarına dikkat çeken Bakan Baerbock Rusya’dan gaz alamadıkları zaman halk ayaklanmalarıyla uğraşacaklarını söylüyor...
Bakan Baerbock, bütün umutlarını Kuzey Akım 1 doğalgaz boru hattının bakımı için -kaçınılmaz seçenek olarak- türbin konusunda Kanada’yla yapılan görüşmelere bağlamış...
*
Avrupa’yı kış aylarında zor günler bekliyor...
İran ve Rusya ile masaya oturup birçok konuda anlaşmaya çalışan Türkiye’nin arkasından sayısız oyun oynamayı alışkanlık haline getirenlerin tek derdi yalnızlaştırmak...
*
Irak’ta 9 kişinin öldürüldüğü meçhul saldırıyı kim yaptı?
Irak yönetimi saldırının hemen ardından Türkiye’nin yaptığını açıklıyor...
“Saldırı kimin işine geliyorsa onlar yapmıştır” şeklinde klasik bir bakışın ötesinde somut delillere ulaşması gerekiyor.
Somut kanıt olmadan Türkiye’yi hedef gösteren Irak yönetimi “Türkiye’nin saldırıyı kabul etmeyişi kötü bir şaka” deyip halkı kışkırtarak sokaklara döküyor ve Türk bayrağını yaktırıyor...
*
Türkiye saldırıyı reddetmesine rağmen Irak yönetimi ekonomik yaptırımlardan söz ediyor...
Bilmedikleri konular hakkında çıkardıkları polemiklerle geçinen, meşhur olan, yazan, çizen, konuşan aydın kesimi, her geçen gün bir çam devirmeyi sürdürüyor.
Sonu tükenmeyen bu kervana şair Ataol Behramoğlu da katılmış.
*
Kurban Bayramı’nda kuzuları kesmenin nasıl bir bayram olduğunu sorgulamış.
Sabahtan akşama kadar market veya kasaptan et ve tavuk ürünlerini alanlar, akşamları farklı restoranlarda balık ve et keyfi yapanlar, bu tarz söylemleriyle kendilerini ne kadar komik duruma düşürdüklerini düşünemiyor.
*
Allah’ın işine karışmak, dini ve kitabı değiştirmek isteyenlerin ezan, cami, din veya ibadetlerle ilgili bunalımları bir türlü bitmedi...
Kaç asırdan beri bunlarla uğraşılıyor.
Yangınların birçok yerde hâlâ sürdüğü, tarım sektörünün zor durumda kaldığı ve büyük bir gıda krizinin kapıda beklediği söyleniyor...
- 50 derecenin üzerindeki sıcaklıkta ziraat faaliyetlerinin yapılamayacağına dikkat çeken uzmanlar ise, küresel ısınmanın Avrupa’yı etkisi altına aldığını ama dünyanın bu sorunu pek de ciddiye almadığını vurguluyor...
*
Rusya’ya karşı yaptırımlarda bulunmanın bedelini ağır ödeyen Avrupa gaz ve petrol sıkıntısı yüzünden üretim sektörlerinde büyük sıkıntı çekiliyor.
- Kış günlerinde ise Avrupa’yı hem ısınma hem de üretim sektöründe daha zor günler bekliyor.
- Ukrayna’nın yanında yer almanın ve Rusya’yı köşeye sıkıştırıp dize getirme hayallerinin geri dönüşüm hesaplarını iyi yapamayan Avrupa’nın birçok ülkesinde siyasi kriz yaşanıyor...
Bazı sektörlerde başlayan grevler ise daha büyük bir krizin habercisi gibi...
- İngiltere, İtalya’dan sonra Almanya ve Fransa’da da yönetimlere tepkiler artıyor...
Zor beğenenler...
Kırk dereden su getirip uyduruk gerekçeler uyduranlara müşkülpesent deniyor...
Müşkül ise zorluk ve engel demek...
Emek vermeden, alınteri dökmeden, hiçbir işe katkısı olmadan yaşayan müşkülpesentler, önüne hazır gelen hiçbir şeyi de beğenmez.
*
Böyle yaşayanların sayısı dünyanın her yerinde kalabalıklaşıyor.
Ne kuşağı denilirse denilsin, sabahtan akşama kadar elindeki telefondan bir türlü ayrılamayan, aklını, yüreğini, fikrini, evini, yatını, uçağını, gezdiğini, yediğini, giydiğini, sözünü, düşüncesini, düşüncesizliğini, terbiyesizliğini, küfürünü, öfkesini, siyasetini, partisini, dindarlığını ya da dinsizliğini, ırkçılığını, yanlışını, günahını, parasını veya parasızlığını kısacası tüm varlığını akıllı telefona yükleyerek yaşayan müşkülpesentler sosyal medyanın sayısız adreslerinde gün geçiriyor...
*
Birçok karakterin farklı yerlerde benzerlerine şahit oluyorum.
Sanki hepsini tanıyorum.
Ve hepsiyle bir yerlerde gibiyim.
*
Hayatımızdan geçip giden insanların avucumuza bıraktıklarını düşündükçe nereye gidersek gidelim, her yerde insanın da gökyüzünün rengi gibi aynı olduğunu anlıyorum.
Açgözlü, miskin, huysuz, ikiyüzlü, yalancı, hırsız, karalayıcı, operasyonel, gösterişçi, şöhret düşkünü, aldatan ve aldananların sadece yaşadığı şehirler, evler, sokaklar ve caddelerinin farklı olduğunu da...
*
‘Dünyabozan’
Yüzünü ötelere dönemeyenler yine de çok seviliyor ama bir yere de varılamıyor...
Bilginler diyor ki:
Dünya melundur...
*
Milyarlarca insanı huzursuz, yerinden ve yurdundan edenler melun dünyanın ve oyuncaklarının esiri olmuş...
Dünyaya ve malına, mülküne, şöhretine düşkün olanlarda merhametin olmayışı bu yüzden...
İçi ateş ile doldurulan dünyaya dönük yaşıyorlar...
Yanıyorlar farkında olmadan...