Bir avuç toprak

Dünyanın her yerinde yaşanan miras, ihanet, cinayet, katliam, terör, savaş, göç haberlerini ve hikâyelerini okudukça, seyrettikçe Praglı yazar Jan Neruda’nın “Eski Prag Öyküleri” adlı kısa hikâyelerini hatırlıyorum.

Haberin Devamı

Birçok karakterin farklı yerlerde benzerlerine şahit oluyorum.

Sanki hepsini tanıyorum.

Ve hepsiyle bir yerlerde gibiyim.

*

Hayatımızdan geçip giden insanların avucumuza bıraktıklarını düşündükçe nereye gidersek gidelim, her yerde insanın da gökyüzünün rengi gibi aynı olduğunu anlıyorum.

Açgözlü, miskin, huysuz, ikiyüzlü, yalancı, hırsız, karalayıcı, operasyonel, gösterişçi, şöhret düşkünü, aldatan ve aldananların sadece yaşadığı şehirler, evler, sokaklar ve caddelerinin farklı olduğunu da...

*

‘Dünyabozan’ hikâyesindeki Dr. Heribert gibi sayısız insanla karşılaştığımızda “ateşin oduna, denizlerin suya doyduğu” ama insanın gözünün hiç doymadığı gerçeğine de her gün yeni bir örnekle şahit oluyorum.

“Bir avuç toprak doyursun gözünü” sözünü söyleyen Anadolu insanının yaşayarak, görerek bu noktaya nasıl vardığını da anlıyorum...

*

Haberin Devamı

Ölüm bitiriyor bazı insanların hayat yolculuklarını...

Yaşarken kasıp kavuranların iki metrelik kendi çukurlarına girdiklerinde ne defter ve ne de kalemleri bir işe yaramıyor artık...

Gogol’un “Neva Bulvarı” hikâyesindeki “Düşümüzdeki insanlar gerçek dünyaya ne kadar uyarlarsa bunlar da Petersburg sakinlerine o kadar benziyor” tarifine ne kadar da çok benziyor yaşadıklarımız...

İyi insanlara dair tüm anlatılanlar, yazılıp çizilenler hep ya düşlerimizde ya kahramanların ya da evliyaların hikâyelerinde kalmış.

Ve sanki hayallerimiz bizimle bir yerlerde dalga geçmiş...

*

Seyirci bir kalabalığın hayatımızın ortasından geçip gittiğini de yaşadıkça daha iyi anlıyorum.

Sokaklarda amaçsızca, her şeye kör ve sağır, duygusuzca dolaşıp duranlar, dostlarının bir yere düşmesini adeta bekliyor...

Gogol hikâyesinde Neva Bulvarı’nı şöyle özetliyor:

Kaderimiz bize ne garip oyunlar oynuyor!

Ancak en garibi Neva Bulvarı’nda oynanır.

Her şey yalan, her şey hayal, hiçbir şey göründüğü gibi değil!

*

Yüzün yüzden utanmadığı her dönem varmış meğerse ve hiç kimse ders almamış ve yanlışından dönmemiş.

Son nefesi verdiklerinde ve gözlerindeki perdeler çekilip kabre indirildiklerinde, insanların yüzüne önce bir avuç toprak atmalarının nedeni de bu.

Haberin Devamı

“Gözünü toprak doyursun” diye...

Nefis ölmedikçe ne kazanmaya ne harcamaya ne kaybetmeye ne satmaya ve ne de almaya kimse doymuyor...

Son sözü bir avuç toprak söylüyor...

Şair Atilla Yargıcı’nın “İyi ki varsın ölüm” sözü düşüyor aklımıza...

Yazarın Tüm Yazıları