Ve her yıl yayınladıkları raporlara göre bu rakam daha artıyor...
Koronavirüs ile başlayan karantina günlerinde ise durum gittikçe kötüleşiyor...
Ve her gün 10 bin çocuk açlıktan ölüyor...
*
Diğer yandan ise trilyonlarca dolar silahlara gidiyor...
Güvenlik gerekçesiyle harcanan paraların yüzde biri dahi açlıkla savaşan insanlara yardım amacıyla gönderilmiş olsaydı belki çocuklar ölmezdi...
Savaşların esiri olmuş büyükler...
Ya çocuklar?
Ve tüm krizlerin çözüldüğü adres olma özelliğini de...
Yükünü paylaşmıyor...
Yetkilerini de...
*
Yeni bir partiyle politikaya başlayan siyasiler ise eskilerini yanında götürmeye gerek duymayan bir anlayışa sahip...
Bir günde her şeyi unutabiliyor...
Aklımıza, “Gidenler mi yoksa kalanlar mı suçlu?” sorusu geliyor...
Çizgi dışına çıkarılan ya da çıkanlar kendi kişisel gerekçelerini buluyor...
Anamur muzu yerine Latin Amerika’dan muz ithal ediliyordu...
Ve daha çok sayıda gıda ürünleri...
Ya şimdi?
İthalat çılgınlığına devam ediyoruz...
2019 rakamlarına göre:
- İthalat 219 milyar dolar...
- İhracat 169.5 milyar...
Dış ticaret açığı ise 50 milyar dolar...
Kar yağıyor bir yerlerde...
Birileri ekmeğini eve götürebilmenin peşinde...
Birileri evde oturarak para kazanıyor olabilir, birikimlerini harcayabilir ama birileri ise evde kalarak para kazanamıyor ve faturaları ödenmiyor...
Behçet Necatigil’in “Gündelik korkuların çökerttiği evlerde” deyişi gibi yaşayanlar var...
Virüs yüzünden her gün yaklaşık 200 kişi hayatını kaybediyor...
Her eve hüzün çöküyor kış günlerinde...
*
Yüz yüze eğitim yapmayan özel okullar dahi yıllık ücretlerinden bir kuruş aşağı fiyat indirmiyor...
Ne aklınıza gelir, dargınlığım...” diyen Prof. Dr. Ahmet Tevfik Ozan da içimizdeki ağaçlardan biriydi...
Bir baharı daha göremeden sessizce çekip gitti...
Biliyormuş gibi...
*
Bir şiirinde diyordu ki:
“Karanlık, yatağımda bir beyaz çiçek gibi,
Uzandı, uzanacak gönlümün baharına...
Ki karanlık bir yeşil elbiseye bürünmüş,
Ne politik film festivalleri bitecek...
Ve ne de seyircisi...
*
Eskiden içimizde politikleşmeyen insanlar yaşardı...
Ve ağaçlar gibi ayakta duran...
Aykırı çıkışlarıyla aydınlatan, yanlışları yüze vuran...
Ezberlediklerini söyleyenlerden değil ezberlenmiş sözleri bozanlar vardı...
Bunlardan biri de Prof. Dr.
İnsanoğlunun kaç asırlık bir alışkanlığıdır?
Kimse bilmiyor...
“Kahramanlar savaşlardan çıkar” anlayışına inat barış diyenler sürekli kaybediyor...
Savaşlar, göçler, açlık hiç değişmiyor...
Yemen’de 85 bin çocuk açlıktan ölmüş...
Neden?
S.Arabistan’ın uyguladığı abluka yüzünden...
*
Ah! Taş olsak, toprak olsak denecek çağ geldi.
*
İstanbul’a kar yağıyor...
Soğuk kış günlerinde birileri virüs, birileri aşı telaşıyla günlerini geçiriyor...
Ve birileri de üşümemek için odun, kömür arayışıyla...
Ya da doğalgaz, elektrik faturalarıyla...
*
Bir yerlerde hâlâ savaşlar sürüyor...