Birileri de hayal kuruyor...
Hayalci ve kâbuslarıyla yaşayanlara açıklıkla diyebiliriz ki, o dönem bitti ve asla geri gelmeyecek...
Ve gelmeyecek şeyin de hayalini kurmaya da kâbusunu yaşamaya da gerek yok.
Hayalini kuranlara aldırış etmeye de...
*
Niye gelmeyecek?
O büyük kalabalıklar yeryüzünde yok...
Yani diyorum ki...
- İslamiyet’i kurtarmayı bırakalım, İslamiyet’le kurtulmaya bakalım...
*
Kendini kurtaramayanlar sürekli İslamiyet’i kurtarmaya çalışıyor...
Din bezirgânları ise tarih boyunca ‘gerçekleri’ saklayıp körkuyularda sakladıklarını din diye insanlara anlatıp yalan pazarlamış...
Diğer hak dinleri de böyle bozmuşlardı...
Hak kitapları böyle değiştirmişlerdi...
Dinler ve kitaplar bozuldukça Allah yeni bir din, yeni bir kitap ve peygamber göndermiştir...
Son din İslam ve son peygamber ise
Herkesin kendisiyle muhasebeleşmesi, hesaplaşmasıdır yani...
Ve suskunluğudur...
Günahlardan uzaklaşmasıdır...
Tövbe vakitleridir.
Pide ve hurma ayı hiç değildir...
Bayramının adı da şeker değildir!
Tabii ki iman edenler ve inananlar içindir oruç...
İnanmamaya kimsenin bir şey demeye hakkı da yoktur...
Tatile çıkmadığına göre, niçin geldiği de biliniyor...
Rusya, Afganistan’da kaybettiği savaştaki unvanını geri alacağı bir yer arıyor...
Ukrayna işin hikâyesi...
*
ABD; Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Yunanistan, Girit ve Malta adalarına yeni askeri üsler kuruyor...
AB ülkeleri de güvenliğini gerekçe gösterip destek oluyor...
İsrail, İngiltere ve Arap ülkeleri de ABD’nin yanında yer alıyor...
Tek amaç Rusya ve Çin’i durdurmak...
Bitmeyecek de...
Ve tabii ki ABD ve AB ülkelerinin de...
Yaralar kaşınıyor sürekli...
*
Pandemi günlerinin başlamasından beri evlerindeki kargaşayı, huzursuzluğu, işsizliği ve isyanı bitirmek isteyenlerin bin yıldan beri uyguladığı klasik bir metot sefere çıkmak...
Yani savaşmak...
Arıtılmış gerçekler piyasaya sunuluyor...
Ve herkesin sanal gerçeklerden oluşan bir gündemi var...
Yeni dünya düzeni ve dostluk anlayışı da böyle bir şey...
ABD, NATO ve AB dahil çifte standart uyguluyor...
Yunanistan, Rusya’dan alınca hiç kimse bir şey demiyor...
Türkiye aldığında ise yaptırımlarla tehdit ediliyor...
Neden?
*
Eski başkan Trump dahi ABD’nin uyguladığı çifte standardı G-20 Zirvesi’nde gündeme getirmiş ve Obama dönemini suçlamıştı...
ABD’den yıllarca hava savunma sistemlerini istedik vermedi...
Kavala, Selanik, Volos ve Girit’e üs kuruyor... Yunanistan Biden ile anlaştıklarını açıklıyor...
Bir yandan askeri ortak tatbikatlar, diğer yandan yeni üsler kurulmasının altında yatan amaç belli...
Rusya tehlikesine karşı korumak bahanesiyle Avrupa’ya yerleşmek isteyen ABD, diğer yandan Türkiye’ye karşı da Yunanistan’ı kışkırtmaya devam ediyor.
Doğu Akdeniz, Suriye ve Libya’daki Rusya varlığına karşı da kendi varlığını sürdüreceğinin mesajını veriyor.
Ve ayrıca Ege Denizi, Karadeniz ve Balkanlar’ı da kontrol edeceğini söylüyor.
*
Yunan medyasındaki haberlere göre ABD’nin 50 yerde askeri üs kuracağını ve bunun karşılığında ise büyük çapta hibe silahların verileceğini açıklıyor.
Hibe silahların listesini ise Washington’da bulunan Yunanistan Başbakanı
Ve AB’nin gerilemesi tehlikesine dikkat çekiyordu.
Ekonomisi modernleştirilmiş siyasi bir Avrupa Birliği’nin kaçınılmaz olduğunu ve “ortak bir ordu kurulması” teklifini gündeme getiriyordu...
ABD’nin iş yaptığına, AB’nin ise hâlâ düşündüğüne bir anlam veremediğini belirten Verhofstadt demişti ki:
- AB bir bisiklete benzer. Durması halinde ayakta kalamaz yıkılır!
*
Yıkılması halinde 50 yıllık emeklerinin boşa gideceğini, Euro’nun son bulacağını, sınır kapılarının yeniden oluşacağını ve serbest dolaşımının sona ereceğini anlattığı kitabında Türkiye’nin AB’ye katılımının faydalarına değiniyordu...
AB ülkelerinde aynı değer, gelenek ve kültürlerin buluşturulamayacağını vurgulayan Verhofstadt siyasi ve sosyal uyumun yeterli olabileceğini ifade etmişti...
Ortak bir para birimi sahibi olmanın bir anlamı olmadığını ve 50 yıldan beri bir savunma birliği kurma fikrini hayata geçiremediklerinden şikâyet eden