Şehirlerin yakılıp yıkıldığını...
Medeniyetlerin yok edildiğini...
Milyonlarca insanın öldürüldüğünü...
Yokluk, açlık, yoksulluk ve kıtlık vs...
Neyi değiştirebildik ki...
Hiç...
*
Okudukça, sanki başka ülkelerin haberi olsaymış savaşların böylesine acımasız olmayabileceğini düşünüyorduk...
Dünyanın ve ülkelerin gerçekleri artık siyasi ideolojiler etrafında dönüp duruyor...
İktidar veya muhalefetin kalabalıkları sadece oy kullanmakla yetinmiyor ve sosyal medya adreslerinde taraftarlığın ötesinde bilgi paylaşımı yerine öfke biriktiriyor...
Kimse başka birini ikna etmiyor...
Siyasi taraftarlık gittikçe fanatizme kayıyor...
Ki birçok yerde kaymış bile...
*
Futbol taraftarlığı ile aynı noktaya gelinmiş...
Karşılaşma öncesi, karşılaşma süreci ve karşılaşma sonrası yaşanan her duygunun siyasi arenaya taşındığı gibi...
Ve yaşatılıyoruz...
Sanal ile gerçekliği ayırt etmek gittikçe zorlaşıyor...
*
Türk Edebiyatı dergisinin 2021 Temmuz sayısında “Gerçekliğin Çölüne Hoş Geldiniz” yazısıyla yaşananlara dikkat çeken Tarık Fatih Ardıç diyor ki:
Simülasyon, gerçeğe ait tüm göstergeleri ele geçirmiş ve gerçeğin yerine geçmiş sahtedir...
*
Dijital kuşaklarının artık her şeyi, masa başındaki ekrandan ibaret...
Sanal para, arsa, ev, gökdelen, köprü, kule derken
Çünkü büyük kalabalıkların bir arada huzur içinde yaşamasını istedik...
Birlik ve beraberliğin her şeyden önce geldiğine inandık...
Devleti ve kurumlarını da yıpratmamaya çalıştık...
*
Şiddet ve teröre bulaşmayan farklı ideolojilere, ırklara ve inançlara saygılı olduk...
Kimin neye inandığıyla ilgili değil, neyin doğru olduğuyla daha çok ilgilendikçe ikiyüzlü ve duruş bozukluğu yaşayanların rağbet gördüğüne de şahitlik ettik...
*
Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu her geçen gün kaybediyoruz...
Ve kimse iflah olmuyor...
Sözlerinin nereye varacağını da hesaplayamıyor...
*
Şarkılarıyla insanların sevgisini kazanan sanatçılarımızın elbette siyasi bir fikri olabilir... Çünkü günümüz dünyasında herkes için geçerli tek bir siyasi parti veya model bulunmuyor.
Lakin siyasi fikirlerine göre hiçbir sanatçımızın toplumu terörize etmeye, karalamaya ve aşağılamaya hakkı yoktur...
*
Ve nefret söylemlerinden uzak duramayan, öfkesini içinde tutamayan bazı sanatçı, yazar, gazeteci, aydın, akademisyen ve siyasilerin söylemlerini okudukça, duydukça ve izledikçe üzülüyoruz...
Kimlerle bir arada yaşamaya çalıştığımıza inanamıyoruz...
Son yüzyıldan beri İslam coğrafyasında parmak ile gösterilecek bir ülke yok...
Neden?
Ya krallık ya emirlik ya da başkanlık...
Lakin demokrasi ve refah yok...
Olmayınca da neyle yönetildiklerinin bir anlamı yok...
*
Saddam, Kaddafi, Esad, Mübarek ve daha niceleri ülkelerini aynı anlayışla yönettiler... Yerlerine gelenler de aynı kafayla yönetmeye devam ediyor...
Ne oldu?
26 Aralık 1991 yılında SSCB dağılmıştı...
Ve güya soğuk bir günde ‘Soğuk Savaş’ sona ermişti...
*
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri kurulmuştu...
Bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi...
‘Demir Perde’ sınırlardan çekilmiş ve hürriyete kavuşmuşlardı...
Yaşadıkları kirli hatıralardan ders alamadıkları için bir türlü devlet kurmayı başaramadılar...
Oligark şebekelerine, güçlü bürokrat yapılarına ve aile hanedanlıklarına olağanüstü ayrıcalıklı imkânlar tanıyarak meseleyi çözdüklerini sandılar...
Birileri karıştırıyor...
Ve kim oldukları da belli...
LPG’ye yapılan yüzde 25’lik zam gerekçesiyle ‘ayaklandırılan’ kalabalıklar birçok kentte eylemlerine devam ediyor...
Sonuç, 50 ölü, 750 yaralı...
Rusya ve Ermenistan barış gücü askerlerini gönderme kararı aldı...
Belarus, Kırgızistan, Ermenistan, Tacikistan, Rusya ve Kazakistan’ın kurduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden barış gücü birlikleri talep edildi...
Konseyin dönem başkanı ise Ermenistan Başbakanı Paşinyan...
Yani?