Mağaradakiler

Şehirlerin yakılıp yıkıldığını...

Medeniyetlerin yok edildiğini...

Milyonlarca insanın öldürüldüğünü...

Yokluk, açlık, yoksulluk ve kıtlık vs...

Neyi değiştirebildik ki...

Hiç...

*

Okudukça, sanki başka ülkelerin haberi olsaymış savaşların böylesine acımasız olmayabileceğini düşünüyorduk...

Cengiz Han, Hülagu Han, İskender, Atilla, Vikingler’in kaç medeniyeti yok ettiğini, şehirleri nasıl yakıp yıktığını hâlâ da okuyoruz...

Neyi değiştirebildik ki...

Hiç...

*

Asırlar sonra güya iletişim çağının zirvesindeyiz...

Her katliam, savaştan saniyeler içinde haberdar oluyoruz...

Ne yapıyoruz?

Dizi veya film gibi koltuklarımızda oturup savaşları seyrediyoruz...

*

Tepkisizlik asırlar önce ne ise bugün de aynı...

Büyük kalabalıkların sessizliği hiç değişmemiş...

Japonya’ya atom bombası atıldı ama hiç kimse ABD’yi soykırım yapmakla suçlayamadı...

Yüz binlerce insanı trenlere bindirilip kapılarını kilitleyip Sibirya’ya aç ve susuz gönderen Stalin’in Rusya’sına da kimse bir şey diyemedi...

*

İletişimin zirvesinde yaşıyoruz ama Irak, Afganistan, Yemen, Libya, Suriye’deki savaşları durduramıyoruz...

Sosyal medya adreslerinde resim, görüntü ve birkaç sözden ibaret paylaşımların ötesine geçemiyoruz...

Medya terminali haline gelmiş insana kim ne sunuyorsa öylesine inanıyor...

Yayınlanan her bilgi doğru olsaydı büyük kalabalıklar böylesine aldanmazdı...

Virüs, aşı gibi milyarlarca insanın sağlığını ilgilendiren ve sayısız kurumların varlığını etkileyen konuda bile sayamayacağımız kadar komplo teorisi piyasaya sürülüyor...

Hangisinin doğru olduğunu bile bilmiyoruz...

*

Sanal gerçekliğin hüküm sürdüğü nehirlerde herkes meçhule doğru kürek çekiyor...

Sonunun nerede biteceğini de kimse bilmiyor...

Gündelik yaşıyoruz...

Yarınlara sadece umutları yüklüyoruz ama bizi nelerin beklediğini de tahmin dahi edemiyoruz...

Mağaradakiler gibiyiz...

Bilmekle bir şeyi değiştiremiyoruz...

Aksine daha da büyük katliamlara yol açabilecek silahlar yapıyoruz...

Ve bugün tüm savaşları izliyoruz, yarınlarda yaşayacak kuşakların ise sadece tarihin sayfalarındaki savaşların hikâyelerini okuyacaklarına inanıyoruz...