Mehmet Öz

Uzun ve güzel yaşam için 5 küçük formül

4 Mayıs 2013
Sadece daha uzun değil aynı zamanda daha kaliteli bir yaşama sahip olmanıza yardımcı olacak planımı sizlerle paylaşıyorum.

Yaşamınıza yıllar katmak için her gün uygulayabileceğiniz beş küçük değişimi bilmeniz yeterli olacak. Ayrıca hayati önem taşıyan organlarınızı beslenme yoluyla nasıl koruyacağınızı da öğreneceksiniz

Uzun yaşamın anahtarı sizin elinizde. Uzun bir ömrün üçte biri genlerinize bağlı olsa da geriye kalan üçte iki yaşam tarzınıza bağlıdır. Bu da mantıklı ve sağlıklı seçimler yapmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Aşağıdaki beş değişikliği günlük alışkanlıklarınız haline getirin ve hayati önem taşıyan organlarınızın sağlığı için doğru beslenin.
Uzun yaşam reçetemi, kadınlardaki en büyük üç ölüm nedeni olan kalp rahatsızlığı, kanser ve diyabet üzerine, en son yapılan tıbbi araştırmaları baz alarak hazırladım. Bu ölümcül hastalıkları uzak tutmak daha uzun yaşamanıza yardımcı olacaktır. Aşağıdaki adımları takip ederek bunu başarmanın yollarını öğrenin...

1-Sadece hafta sonu et tüketin

Yapılan araştırmalar, bitkisel beslenme ağırlıklı diyetle hastalıktan korunma arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Kırmızı etin, kalp hastalığı ve kanser riskinin artmasıyla bağlantılı olduğu söyleniyor. Yeni bir Harvard araştırmasına göre, daha az kırmızı et tüketen kişilerin erken ölüm riski neredeyse yüzde 20 oranında düşüyor.
Ayrıca vejetaryenlerin, et tüketen kişilerden daha uzun yaşadığını ortaya koyan bir araştırma da var. Bunun nedeni, et yerine meyve, sebze, baklagil ve tam tahıl ağırlıklı bir diyetin daha az kalori, daha az yağ ve kolesterol içermesi olabilir.
Hastalıklara savaş açmak için burgerlerden vazgeçmek zorunda değilsiniz. Gerçek şu ki, et tüketiminizi sadece hafta sonuyla sınırlamak bahsettiğim Harvard çalışmasında belirtilen faydalardan yararlanmanıza yardımcı olabilir. Öğünlerinizi sebze ve baklagil ağırlıklı hazırlamaya özen gösterin. Örneğin hamburgerinizin içini et yerine baklagillerden hazırlayabilirsiniz. Hafta sonu geldiğindeyse yağsız biftekle veya yağsız etten oluşan bir hamburgerle kendinizi şımartabilirsiniz.

2-Günde 1 bardak light bira

Yazının Devamını Oku

Ağrılara 7 doğal çözüm

27 Nisan 2013
Belki bel ağrısından şikâyetçisiniz. Ya da boynunuzdaki o korkunç ağrıdan. Veya en olmadık zamanda vuran şu şiddetli baş ağrısından... Hangisi olursa olsun, ağrılarınız varsa, yalnız değilsiniz. İşte size, hayata kaldığınız yerden devam etmenize yardımcı olacak, tamamen doğal öneriler...

Sırt ve boyun ağrısı için

En baş belası noktalar genellikle boyun ve sırt bölgesinde. Çünkü her hareket ettiğimizde omurgamızı eğerek omurga kemiklerinin arasındaki diskleri sıkıştırıyor ve eziyoruz. Bazen, diskin maruz kaldığı bu basınç diskin dışarı fırlamasına ve bir sinirin üzerine gelerek sinirin iltihaplanmasına ve beyne dinmeyen bir ağrı sinyali vermesine neden oluyor. Vücudumuzda omurilikten çıkan 50’den fazla sinir var.
 B12 vitamini: B12 vitamini takviyesi kullanmak, vücudunuzun sinirlerin etrafında, koruyucu tabakasını kalınlaştırmasına yardımcı olarak kısa devre yapmalarını ve ağrıya neden olmalarını engelliyor. Günde sadece bir-iki mg yeterli.
Kapsaisin: İyileştirici etkisi olan bu kremi boyun ve sırt kaslarınıza masaj yaparak sürün. Önce biraz yanma hissedebilirsiniz çünkü kapsaisin acı bibere acılığını veren maddenin ta kendisi! Herhangi bir kronik ağrıya karşı günde üç defa uygulayabilirsiniz. Şaşırtıcı olabilir ama kapsaisin spreyini iki kere sıkmak, baş ağrınızı dakikalar içinde geçirmenize yardımcı oluyor!

Eklem ağrısı için

Çoğumuz, özellikle de yaşımız ilerledikçe, eklem ağrısı yaşıyoruz. Yıllar geçtikçe, doğal yağlanma ve kıkırdak işlevi azaldığından eklemlerimizin de yüzeyi pürüzlenerek sürtünme ve ağrıya neden oluyor.
Boswellia özü: Hint buhuru olarak da bilinen boswellia, kıkırdak hasarını azaltarak eklem ağrısını hafifletiyor. Sağlık ürünleri satan mağazalarda bulabileceğiniz boswellia özünün faydalarından maksimum derecede faydalanmak için total konsantrasyonun yüzde 40’ını oluşturan ürünleri almaya özen gösterin. Eklem ağrılarını azaltmak ve hareketliliğinizi arttırmak için günde en az 300 mg alabilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Bandıra bandıra değil sindire sindire

20 Nisan 2013
Sindirim sorunları bazılarımız için uyku düzenini bile bozabilen ciddi bir mesele. Ancak biraz özen göstererek ve hayatımızda birkaç küçük değişiklik yaparak bu şikâyetlerden kurtulabiliriz. İşte sindirim sisteminize iyi gelecek uygulaması çok kolay 8 basit öneri

* Susuz kalmayınSindirim sisteminiz ve genel sağlığınız için neredeyse sudan daha yararlı bir şey yok. Yeteri kadar lif almamak gibi, yeteri kadar su tüketmemek de sindirim sistemimizi yavaşlatıyor. Özellikle spor yaptıktan sonra, bol bol su ve sıvı tüketin.
* Hareketlenin
Fiziksel aktivite sindirimi hızlandırıyor, organlara giden kan akışını arttırıyor ve sindirim kanalınızdaki kasları harekete geçirerek organlarımızın daha iyi çalışmasına yardımcı oluyor. Her gün 30 dakika egzersiz yapmayı hedefleyin. Yürümeyi, bisiklete binmeyi, yüzmeyi, bisiklet kullanmayı veya evinizdeki merdivenleri inip çıkmayı deneyin.
* Yağları sınırlayın
Yağlar, en sevdiğimiz pantolonlara sığmayı zorlaştırdığı gibi, sindirim sürecini de yavaşlatıyor. Tam yağlı ürünler yerine yağsız veya yarım yağlıları tercih edin. Tereyağı ve margarin yerine zeytinyağı kullanın.
* Daha fazla lif
Lif, bağırsaklarınızda her şeyin yolunda gitmesini sağlayan trafik polisi gibi. Günlük hayatınızda düzenli olarak tüketin ki sindirim sisteminiz de düzene girsin. Yetersiz lif, gaz, şişkinlik, hazımsızlık ve kabızlığa neden olur. Ama lif takviyesi kullanmak yerine lif zengini besinlere ağırlık vermeyi deneyin.

Yazının Devamını Oku

Yolun yarısı tedbirleri YAŞ 35!

13 Nisan 2013
Orhan Veli’nin yolun tam yarısına mihenk taşını diktiğinden beri insan ömrü çok uzadı ama modern tıp, 35 yaşın hâlâ çok önemli bir dönüm noktası olduğunda ısrarlı. 35 yaşını geçtiyseniz daha iyi yaşamanız, daha iyi görünmeniz ve her zamankinden daha iyi hissetmeniz önerilerim var.

Tabiat eczanesinden iki doğal mucize

* Stresinizi melisa otuyla azaltın

Hepimiz, stresi kontrol altına almanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz fakat bu, 35 yaşından sonra daha da önemli hale geliyor. Yaşımız ilerledikçe obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi strese bağlı birçok hastalığa daha yatkın hale geliyoruz. İyi haber şu ki, asırlardır kullanılan ve tamamen doğal olan melisa otu en etkili stres azaltıcılardan biri. Melisa otu, beyin reseptörlerine bağlanarak sizi rahatlatıyor ve anksiyeteyi azaltıyor.
Melisa otunun birçok formu mevcut. Çok hızlı sonuç verdiğinden sıvı formlu melisa otu özünü deneyebilirsiniz. Stresli olduğunuzda ve rahatlamaya ihtiyacınız olduğunda günde üç defaya kadar, şişenin içindeki damlalıktan dökülecek kadar melisa otu özünü suyunuza ekleyebilirsiniz.

* Şişkinliğinizi ananas suyuyla giderin

Yaşımız ilerledikçe meydana gelen hormonal değişiklikler, yediklerimizi kontrol altında tutsanız bile, dümdüz bir karına sahip olmamızı zorlaştırıyor; şişkinliğe yol açar. Karın bölgemizi tamamen doğal ananas suyuyla kontrol altında tutabiliriz. Ananas suyu, eğer parçalanmazsa şişkinliğe ve gaza neden olan yiyecekleri parçalamaya yardımcı bromelain adlı sindirim enzimlerini içeriyor. İşinizi kolaylaştırmak adına, ananas suyunu buz kalıplarına doldurup buz haline getirin. Günde altı küpü suyunuza atarak için.

Kırışıklıklar için botoksa alternatif

35’inizden sonra yaşlılığın ilk belirtileri kırışıklıklar. Bu belirti cildinizin eskisi kadar sıkı ve gergin olmadığını göstermek adına bir uyarı aslında. Eczanelerde bulunan cilt ürünlerini kullanarak botoksun potansiyel riskleri ve maliyetinden kurtulabilirsiniz. Siloksan ve peptidler içeren kremler tercih edin. Aynı botoks gibi bu kremler de çift yönlü etki ediyor: Siloksan kırışıklık görünümünü anında azaltırken peptidler de kırışıklıkları doldurmak üzere kolajen üretimini artırıyor.

Yazının Devamını Oku

Gerçek mi, yoksa efsane mi olduğunu bilmediğiniz 5 beslenme kuralı

5 Nisan 2013
Diyette uyulması gereken kuralların hangilerinin gerçek, hangilerinin uydurmaca olduğunu belirseniz çok daha kolay ve hızlı sonuç alabilirsiniz

1- Diyette uyulması gereken kuralların hangilerinin gerçek, hangilerinin uydurmaca olduğunu belirseniz çok daha kolay ve hızlı sonuç alabilirsinizCEVAP: Yanlış!Yemek yemeyi çok acıkana kadar beklediğinizde açlığınız giderek artar ve iştahınız kontrolden çıkar. Yapılan araştırmalar kahvaltı öğününü atladığınızda toplamda daha çok kalori tükettiğinizi ve kahvaltıyı atlamadığınız günlerin aksine gün içinde daha sağlıksız yemek seçimleri yaptığımızı ortaya koyuyor. Kahvaltıyı atlamak vücudun insülin direncini harekete geçirerek yağ depolanmasını ve kilo alımını tetikliyor. Sonuç olarak, kahvaltıyı atlamayın ve kurt gibi acıkana kadar beklemeyin.  Gün boyunca birkaç saatte bir yemeye çalışın. Öğünleriniz kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği ve iştahınızı kontrol altında tutmak için aralarda yiyeceğiniz sağlıklı ara öğünlerden oluşsun. Son olarak 1’den (çok aç), 10’a (tok) kadar iştahınızı derecelendirerek açlığınızı denetleyin. Eğer açlık seviyeniz en düşük olan “1” olana kadar acıkmayı beklerseniz, aşırı yeme bozukluğu dediğimiz kontrolsüz beslenmeye yönelme eğiliminiz artar. 

Açlığınızı değerlendirin
Kontrolsüz yemek, kilo verme çabalarınızı engelleyebilir ve diyetinizi bozabilir. Bir dahaki sefer mutfağa koştuğunuzda önce açlık derecenizi dikkate alın.

Açlık Derecesi


1 - 5 Arası (Aç): Dikkatli olun

Yazının Devamını Oku

10 taktikle 7 yaş gençleşin

30 Mart 2013
Yaşlanmanın etkilerini tersine çevirmek için, pazarlamacıların, ticari amaçlı beslenme programı yapanların ve sözde sağlık gurularının zihninizi doldurduğu tüm yanlış bilgileri çöpe atın. Bu basit ve pratik öneriler sayesinde yalnızca daha genç görünmekle kalmayacak aynı zamanda daha genç hissedeceksiniz.

Yaşlanma karşıtı beslenme

7 yaş daha genç görünmek için cilt bakımından daha fazlası gerek. Dışarıdan uyguladıklarınız kadar neyle beslendiğiniz de bir o kadar önemli. Haftalık alışveriş listenize aşağıdaki yiyecekleri ekleyin ve gelecek yıllara meydan okuyan genç bir cilde sahip olun.

1-Kırışıklıklar için sarı biber: Biber yalnızca yemeklere lezzet katmakla kalmaz aynı zamanda cildinize de iyi gelir. Sarı biber, cilde zararlı serbest radikalleri durduran C vitamini bakımından oldukça zengindir.
2-Sarkan cilde yumurta: Yapılan araştırmalar yumurtada bulunan yağsız proteinlerin cildin sarkmasını önlemek adına cilt dokularını dolduran ve protein zengini bağlayıcı dokular olan kolajen üretimi sağladığını gösteriyor.
3-Hasar görmüş cilde tam arpa: Tam arpa, cildi güneşin zararlı UV ışınlarına karşı koruyan selenyum minerali bakımından oldukça zengindir.
4-Lekeler için somon: Somon balığı ciltte leke ve sivilce oluşumuna neden olan enflamasyonu yatıştırmaya yardımcı omega-3 yağ asitleri bakımından oldukça zengindir. Somon balığı aynı zamanda kendisine pembemsi rengini veren astaksantin isimli kimyasalı içerir. Bu kimyasal, cildinizde aynı etkiyi yaratarak genç bir görünüm kazanmanızı sağlayabilir.

Dinlendirici bir uyku

Yanlış uyku alışkanlıkları yalnızca yorgunluğa ve buna bağlı huysuzluğa yol açmakla kalmaz aynı zamanda erken kırışıklıklara ve ağrılara neden olabilir. İşte yaşlanma etkilerini tersine çevirebilmeniz için doğru uyku alışkanlıklarını edinebilmenin yolları...

Yazının Devamını Oku

Erkeğiniz sizden ne saklıyor?

23 Mart 2013
Bu haftaki yazım kadın okurlarıma: Erkekler önemli tıbbi sorunları saklayarak sağlıklarına ve ailelerine zarar veriyor. İşte onların en büyük üç sırrı ve suskunluklarını nasıl bozacağınıza dair öneriler.

Büyük sorun

Kimse konuşmak istemez ama neredeyse her erkek hayatının bir noktasında bunu muhakkak yaşar: Erekte olma ve ereksiyonu sürdürebilme yetersizliği. Gerçek şu ki, araştırmalara göre 60 yaşın üzerindeki erkeklerin yarısından fazlasında ve 20 yaşın üzerindeki erkeklerinse neredeyse yüzde 20’sinde ereksiyon bozukluğu görülüyor. Peki neden bu konu hakkında konuşmuyorlar?
Uzmanlar, erkeklerin çoğunun, problemin temelinde yatan şeyin duyguları olduğunu düşünerek kendilerini suçladıklarını söylüyor. Ancak ereksiyon bozukluğu vakalarının çoğu yüksek tansiyon, diyabet, obezite ve sigara içmek (cinsel hayatınızı sağlıklı tumanın ötesinde genel sağlığınız için de dikkatleri çekmek gereken bir durum) gibi sağlık problemlerinden kaynaklanıyor.
Çözüm: Ereksiyon bozukluğu için, penise giden kan akışını hızlandıran ilaçlardan penil protez de denilen penil implantlara kadar etkili birçok tedavi yöntemi bulunuyor. Bazen, kilo veya alkol tüketimi gibi temelde yatan problemlerin belirlenmesi de tedavide yardımcı olabiliyor.

Baskı oluşturan problem

Yaşlanmanın olağan bir parçası: Erkekler yaşlandıkça prostatları kalınlaşmaya başlayarak idrar yoluna baskı yapıyor ve idrarın geçmesini zorlaştırıyor.
Bu yüzden erkekler sık sık tuvalete gidebilir fakat idrar çıkarmak veya bitirmek uzun sürebilir ve biter bitmez tekrar idrar çıkarma ihtiyacı hissedebilirler.

Yazının Devamını Oku

Başlamadan durdurun

16 Mart 2013
Burun akması ya da sulanan gözler… Tam da alerjilerin bizi çileden çıkardığı mevsimdeyiz. Açık hava alerjilerine pek çare yok ama sizi perişan hale getiren gizli alerjilerden korunmanın birkaç yolu var!

Birçok alerjen evinizde yaşar

Toz akarı/pupa
Bu mikroskobik böcekler ev tozunun biriktiği yerlerde yaşar ve ölü deri hücreleriyle beslenirler. Yatak, halı, kumaş ve tüylü oyuncaklar etrafında yaşarlar.

Evcil hayvanlarEvcil bir hayvan kendini yaladığında ve tükürüğü kuruduğunda ‘hayvan kepeği’ denilen protein parçacıkları havaya yayılır.

Küf
Bu küf mantarları ılık, nemli ve karanlık ortamlarda yaşar. Bodrum katları gibi nemli yerlerde görülebilir.

Birkaç basit öneri

Ev tozu akarlarının yatağınıza girmesini önlemek için ‘hipoalerjenik’ olarak satılan özel 1 mikron veya lateks yastık ve yatak kılıflarını kullanın. Bu kılıflar, çarşaf gibi sarmamalı, fermuarlı olmalı.

Yazının Devamını Oku