Mehmet Öz

Tuz, şeker ve yağ… Bağımlı mısınız?

22 Aralık 2013
Katkı maddelerinin, özellikle de tuz, şeker, yağ üçlüsünün bağımlılık yaptığı neredeyse kesin.

Üstelik hızla artan obezite oranlarında da ciddi miktarda payları var. Peki gıda üreticileri bu gerçeği bile bile bize bunları neden yediriyor dersiniz?

Fast food ve muhtelif abur cubura karşı giderek artan bağımlılığımız ve yine giderek artan obezite vakaları... Ortada bir yanlışlık olduğu kesin. Peki nerede bu yanlış? Saymaya şöyle başlayayım: Bu yiyeceklerin çoğu işlenmiş kaynaklardan üretiliyor. Yani bitkisel kaynaklı olmak yerine bitkisel yağlarla yapılan gıdalar... Beslenme alışkanlıklarımızda da ciddi bir yer kaplıyorlar. ‘Atıştırma’ dendiğinde aklımıza bir kâse elma değil, cips veya muadili bir şey geliyor. Asıl sorunsa bu besinlerin içindekiler. New York Times’dan Michael Moss, fast food’lar da dahil olmak üzere çoğu abur cuburun içindeki bağımlılık yaratan maddeler olduğun söylüyor. Üstelik de bu maddeler size hiç yabancı değil: Tuz, şeker ve yağ!
Moss’a göre tuz ‘mucize katkı’ olarak görülüyor çünkü ucuz yoldan lezzet katmak anlamına geliyor. En önemli özellikleri şekeri daha tatlı hale getirmesi ve kraker ya da cipslerin kıtır kıtır olmasını sağlaması. Ürünlerin raf ömrünü uzatması da cabası. Ancak işin gerçeği şu ki fazla tuz tüketmek sadece yüksek tansiyona ve kalbinizin zarar görmesine yol açmakla kalmaz aynı zamanda daha şiş görünmenize ve vücudunuzun su tutmasına neden olabilir. Üstelik tuzun tadını artırmak için üreticiler normal sofra tuzu yerine geniş yüzeyli, büyük taneli kosher tuzu kullanıyor. Çünkü kosher tuzu dilinizde daha çabuk çözülerek ağzınızda bir aroma patlamasına neden oluyor.
“Vücudumuz şekerli yiyecekleri arzulamaya istemsiz olarak programlı gibidir. Gıda üreticileri bunun farkında. Bu durumu fırsat bilip mümkün olduğunca fazla şeker ekleyerek daha güzel görünen gıdalar üretiyorlar” diyen Moss’a göre bardağı taşıran son damlaysa ‘bliss point’ denilen haz noktası. Bu nokta, tüketicinin ayaklarını yerden kesmek için eklemeleri gereken şeker miktarını tanımlıyor.
Gelelim yağa. Yağ, şekerden daha da etkili. Birçok türü var ve ürünlerin etiketlerinde kolay kolay fark edilmiyor. Yağ, şekerin iki katı kadar enerji sağlar ve gıdaların raf ömrünü çok daha fazla uzatır. Aynı zamanda da gıdaları daha hacimli gösterir. Moss’a göre gıda üreticisi bir ürüne ne kadar fazla yağ eklerse, o ürün o derece karşı konulmaz hale gelir. Aynı peynirin damakta bıraktığı yapışkan tat, makarnalarda kullanılan alfredo sosunun kremsi yumuşaklığı veya kızarmış tavuk parçalarının iştah açan çıtır çıtır lezzeti gibi...

ORADA NELER OLUYOR?

Yapılan çalışmalara göre tıpkı beyaz renkli pudranın bir kokain bağımlısını tetiklediği gibi çeşitli uyarıcı etkenler (reklam, koku veya yiyecek görselleri) de beynimizi harekete geçiriyor. Yapılan çalışmalar yağ ve şeker oranı yüksek yiyecekler tüketmenin vücutta morfin gibi etki gösteren opioid kimyasalı salınımını artırdığını gösterdi. Bu çalışmalar aynı zamanda beynin eroin ve morfin bağımlılığı reseptörlerini bloke eden ilaçların, şeker ve yüksek yağ içeren gıdalara karşı koyamama durumunu da bloke ettiğini gösterdi.

Yazının Devamını Oku

Dört adımı uygula zayıfla

15 Aralık 2013
İki yıldan fazla süre verdiği kiloları koruyabilenlerin oranını bir tahmin edin. Yüzde 75, 60,50, hangisi dersiniz?

Maalesef gerçek şu: Kilosunu koruyabilenlerin oranı yalnızca yüzde 15-20... İki yıldan sonra diyet yapanların yüzde 80-85’i verdiği kiloları geri alıyor. Popüler diyet akımlarının hiç dikkate almadığı bir şey var, siz dikkate alabilir ve tüm seyri değiştirebilirsiniz. O nedir diye sorduğunuzu duyar gibiyim! Büyük harflerle yazmak istiyorum:
KAN ŞEKERİNİ DENGELEYİN! SİHİRLİ ADIMLAR!

Beslenme uzmanı Mark MacDonald’la oluşturduğumuz dört adımdan oluşan programı okuyarak kan şekeri seviyenizi dengeleyebilir ve kilo vermenin kapılarını açabilirsiniz.
1-Anahtar kelimeniz ‘3’
Her 3 saatte bir, tabağınızı 3 besin grubuna bölerek yiyeceksiniz. Tabağınızın üçte biri protein, üçte biri yağ ve diğer üçte biri karbonhidrat olmalı. Vücudumuz her 3 saatte bir bir şeyler yememizi ister. Çoğu insan gerektiği kadar protein almaz, bunun yerine karbonhidratlara (yaklaşık yüzde 60) ve yağlara (yüzde 30) yüklenerek kan şekerinin fırlamasına neden olur. Tabağınızı protein, karbonhidrat ve yağ olmak üzere ‘eşit’ oranlara bölmek kan şekeri seviyenizin dengede kalmasına yardımcı olur. İşte örnek bir tablo.
Kahvaltı: Yumurta beyazı, hindi jambon ve yulaf
Öğlen yemeği: Tam tahıl ekmeğiyle yapılmış avokadolu hindi burger

Yazının Devamını Oku

Etken madde: El becerisi

12 Aralık 2013
Eczaneden aldığınız ilaçların içindekileri okumaya çalışmaktan yoruldunuz mu?

Öyleyse, kendi mutfağınıza yönelmenin vakti! Malzemeleriniz, damar tıkanıklığından sindirim problemlerine kadar birçok derdinize derman olabilecek 9 mucize bitki

Gül
Gül yaprağı reçeli, hassasiyet ve adet sancılarını azaltarak ‘adet öncesi sendromu’ denilen (PMS) problemi hafifletmeye yardımcı olur.

Isırgan otu
Isırgan otunun enflamasyona (yangı) iyi geldiği bilinir. Isırgan otu aynı zamanda kaşındırıcı alerjilere iyi gelmesi için de kullanılır. Isırgan otu yaprağı kapsülü kullanabilir veya sağlık ürünleri satan mağazalardan çayını alabilirsiniz.

Zencefil
Zencefili, yemeklerinize aroma katmasının dışında bu denli özel yapan şey nedir biliyor musunuz? Zencefil aynı zamanda, mide bulantısı ve özellikle taşıtlarda meydana gelen hareket kaynaklı bulantılara karşı kullanılan mucize bir bitkidir. Üstelik eczanelerden aldığınız bulantı önleyici ilaçların yan etkilerini yaşatmaz.

Nane

Yazının Devamını Oku

Kalbe giden yol mideden geçer

1 Aralık 2013
“Ne yersen osun” lafı gerçekten doğru mu? Söz konusu kalp sağlığı olunca cevap kesinlikle evet.

Doğru beslenmek, diyet yapmak anlamına gelmiyor. Çünkü diyet, yeme alışkanlıklarında geçici değişiklikleri vurgular. Doğru beslenmede, her gün daha da iyi seçimler yaparsınız ve o seçimler artık sizin yaşam biçiminiz haline gelir. İşte, daha sağlıklı bir kalbe sahip olmak için birkaç beslenme önerisi

En büyük hata: Kötü yağ

Kolesterol seviyenize en büyük etkiyi yemeklerdeki kolesterolün değil, diyetinizdeki yağın yaptığını biliyor muydunuz? Yiyeceklerden alınan kolesterolü kısıtlamak büyük önem taşısa da doktorlar en önemli şeyin alınan trans ve doymuş yağ miktarı olduğunu söylüyor. Özellikle de diyabetiniz varsa. Kırmızı et, tereyağı ve kaymak gibi tam yağlı günlük süt ürünleri, yumurta sarısı ve hindistancevizi yağı, hurma çekirdeği yağı gibi doymuş yağlar, toplam kolesterolünüzü yükseltir. Margarin, hazır kurabiyelerin çoğunda ve kraker, kek gibi sağlıksız atıştırmalıklarda bulunan trans yağlarsa özellikle kötüdür çünkü iyi kolesterolünüzü (HDL) düşürürken kötü kolesterolünüzü (LDL) yükseltir. Ayrıca trans yağlar karaciğerinizin daha fazla kolesterol oluşturmasına neden olur. Sağlıklı bir diyetin sırrı kötü yağlar yerine iyi yani sağlıklı yağları seçmektir. Amerikan Kalp Vakfı bu yüzden günlük alınan kaloriler içinde doymuş yağların yüzde 7’den, trans yağların ise yüzde 1’den az olması gerektiğini söylüyor.
Zeytinyağı en iyi arkadaşınızdır
Zeytinyağı gibi tekli doymamış ve çoklu doymamış iyi yağlar bazı hastalıklara karşı taşıdığınız riski azaltmaya yardımcı olabilir. Zeytinyağı iyi kolesterolünüzü (HDL) olumsuz etkilemeden kötü kolesterolünüzü (LDL) düşürebilecek antioksidanlar içerir. Zeytinyağının kalp dostu özelliklerinden faydalanmak için Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi diğer yağlar yerine günde iki yemek kaşığı zeytinyağı kullanmanızı öneriyor. Zeytinyağını salata soslarında kullanabilir, sebze veya ekmek üzerinde gezdirebilir, etleri marine ederken veya tereyağı yerine yemeklerde kullanabilirsiniz. Kalorisi yüksektir bu yüzden önerilen miktardan daha fazlasını tüketmeyin. ‘Light’ zeytinyağı kullanmanın daha iyi olduğunu düşünebilirsiniz ancak bu light yağlar daha çok işlenmiştir. Etiketinde ‘light’ yazması yalnızca rengi ve tadını etkilemiş oluyor. Daha fazla kalp dostu antioksidanlar içeren ekstra sızma zeytinyağlarına yönelin.

Sofrada zenginleştirilmiş besinlere yer açın

Eğer kolesterolünüz yüksekse bitkisel sterol ve stanollerle zenginleştirilmiş besinler tüketebilirsiniz. Bu maddeler, tahılların çoğunda, soya fasulyesi, çiğ kuruyemişler ve baklagillerde doğal olarak küçük miktarlarda bulunur. Yapılan çalışmalar bu sterollerin kolesterol emilimini bloke etmeye yardımcı olduğunu ve kötü kolesterolü (LDL) önemli ölçüde azaltabileceğini gösterdi. Artık, portakal suyu, kahvaltılık gevrek, pişirmede kullanılan yağlar ve yoğurt gibi bitkisel sterol eklenmiş zenginleştirilmiş gıdalar oldukça yaygın.

Yazının Devamını Oku

Bir nefes sıhhat gibi: Çay

24 Kasım 2013
Çay, alternatif tıpta pek çok hastalığın tedavisinde yüzyıllardır kullanılmakta. Yapılan çalışmalar da bu kullanımın boşuna olmadığını, çayın kalp hastalığı, alzheimer ve birçok kanser türünden korunmada yararlı olabileceğini gösteriyor. Ancak tek bir çay türüne takılıp kalmaktansa ihtiyaca göre seçim yapılmalı.

Sükunete davet
Çarkıfelek bitkisinde (Passiflora), anksiyete önleyici özellikleri olan chrysin flavonoidi bulunur. Bu bitki, anksiyetenin yanı sıra sürekli aynı düşüncelere takılıp kalan, obsesif eğilimli kişiler için idealdir. Zihninizi yatıştırmak için yatmadan önce bir fincan çarkıfelek çayı içmeyi deneyin.

Gençlik iksiri
Beyaz çay, çayın diğer türlerine oranla daha az işlenmiştir. Böylece içerdiği bir tür antioksidan olan polifenoller daha etkin hale gelir. Beyaz çayda yeni yağ hücrelerinin oluşmasını engelleyen ve kırışıklık gibi yaşlanma belirtilerine karşı savaşan ECGC antioksidan bulunur. Aroması değişkendir, hem hafif hem de keskin olabilir.

Bitmeyen enerji
Güney Amerika’da çok popüler olan yerba mate, Paraguay çayı olarak da bilinir ve hem antioksidanlar hem de vitamin bakımından oldukça zengindir. Yağla savaşan matein etken maddesi içerir. Matein metabolizma hızınızı ve enerjinizi artırır. Yeme krizlerini bastırmasıyla bilinen bu çay, aç olmadığınız halde yöneldiğiniz gereksiz kalorileri almanızı engeller. Ayrıca bazı insanların kahve tüketince yaşadıkları kafeine bağlı olumsuz etkileri yaratmaz ve uzun süren taze bir enerji verir.

Ağrı kesici niyetine

Yazının Devamını Oku

Kendi check up’ınızı kendiniz yapın

23 Kasım 2013
Bugün size hem vakitten hem de paradan tasarruf edeceğiniz kolay ve pratik sağlık testleri önereceğim. Bu basit kontrollerle hafızanızı nasıl yoklayacağınızdan diyabetiniz olup olmadığını kontrol etmeye kadar birçok şey öğreneceksiniz. İhtiyacınız olan tek şey 10 saniye ve hepimizin evinde bulunan birkaç ev aleti.

Saç
Test: Başınızdan birkaç saç teli çekerek bir bardak suyun içine atın ve saç tellerinin suyun üzerinde mi durduğuna yoksa dibe mi battığına dikkat edin.
Sonuç: Saçın dış yüzeyinin hasar görmesi saç telini delikli bir hale getirerek su emmesine ve batmasına neden olur. Batan saç telleri, saça ısı vererek şekil vermekten, kimyasal işlemlerden ve diğer çevresel faktörlerden dolayı zarar görmüş olabilir. Nemlendirici kremler ve bakım ürünleri saç telinin dış yüzeyindeki boşlukların kapanmasına yardımcı olarak yeniden canlanmasını sağlar.

DengeTest: Oturun ve bağdaş kurun. Bu pozisyondan ellerinizi kullanmadan kalkmaya çalışın.
Sonuç: Denge, alt beden kuvveti ile işbirliği yaparak düşme riskinizi azaltır. Düşmek, kadınlarda yaş ilerledikçe meydana gelen travmatik ölümlere yol açan başlıca neden olarak sayılıyor. Tek ayak üzerinde 10 saniye durarak dengenizi geliştirin. İlerleme kaydettikçe tek ayak üzerinde durduğunuz süreyi uzatın ve gözleriniz kapalı durmayı deneyin.

Tip 2 diyabet
Test: Boyun çevresi, kol altı ve kasık gibi deri kıvrımlarında; koyu renk, kadifemsi, yama şeklinde lekeler olup olmadığını kontrol edin.

Yazının Devamını Oku

5 temel vitamin önerisi

10 Kasım 2013
Vücudunuzun en çok hangi vitamin ve minerallere ihtiyaç duyduğunu takip etmek kolay değil. Bu vitamin önerileri aklınızı kaçırmadan sağlığınızı korumanıza yardımcı olacak.

D vitamini

D Vitamini eksikliği yaygın bir sorun.
D Vitamini hem kalsiyum emilimi açısından büyük önem taşır hem de osteoporoz ve kemik incinmelerine karşı koruma sağlar. D Vitamini aynı zamanda bazı kanser türlerinin riskini de azaltabilir.

Omega-3 ağ asitleri balık yağı
Omega-3 yağ asitleri balık yağıyla, bazı bitki ve çiğ kuruyemiş yağlarında bulunabilir. Omega-3’ler, kalbi korumaya, beyin fonksiyonlarını desteklemeye ve eklem sertleşmelerini önlemeye yardım eder. Sık sık balık tüketmiyorsanız yeteri kadar omega-3 almıyor olabilirsiniz.
3 çeşit omega-3 yağ asidi vardır: Dokosaheksaenoik asit (DHA), Alfa-linolenik asit (ALA) ve Eikosapentaenoik asit (EPA). Sizi ilgilendiren kısmı DHA.
Günde 600 miligram DHA alın.

Multivitamin

Yazının Devamını Oku

6 mucize karışım

4 Kasım 2013
Enerjiniz mi düşük? Cildiniz eskisi gibi parıldamıyor mu? Yine mi nezleye yakalandınız? Merak etmeyin her derdin bir devası, her sorununuza iyi gelecek ayrı bir karışım var.

1-Karadeniz mucizesi

Günlük ihtiyacınız olan hemen hemen bütün besin maddelerini bu karışımla alabilirsiniz. Diyetinizden yeteri kadar vitamin alamadığınızı düşünüyorsanız bu kokteyl ihtiyacınız olan besin maddelerini almanızı sağlar ve aynı zamanda güçlü bir antioksidan deposu. Papaya, günlük önerilen C Vitamini değerlerinden daha fazlasını sunarak bağışıklık sisteminizi güçlü kılar ve hastalıklardan korunmaya yardımcı oluyor. Karalahana ve ıspanak magnezyum ve kalsiyum ihtiyacınızı karşılamaya yararken elma ve muz da antioksidan almanızı sağlıyor.
Malzemeler:
(Bir porsiyon için)
140 gram papaya
35 gram kara lahana
35 gram ıspanak

Yazının Devamını Oku