TAM bir yıl önce bu köşede, Büyükşehir Belediyesi’nin ODTÜ’nün ortasından otoban geçirme girişimi, 1990’ların ortasında şiddetli bir savaşın içinde olan Saraybosna’da eğitime ve eğitim kurumlarına verilen özel önemi anlatarak eleştirmiştim.
Saraybosna’da başta üniversitede öğrenim görenler olmak üzere, öğrenciler savaş boyunca küçük gruplar halinde nispeten güvenli evlere alınmış ve eğitimlerine olabildiğince devam etmeleri için çaba gösterilmişti. Yaylım ateşi, tank mermisi altında ‘ev okulları’.. Geçtimiz hafta sonunda değer verdiğim bir bürokrat arkadaşım, büyük bir heyecanla şahit olduğu bir olayı anlattı. Maya Koleji, grip salgını nedeniyle okulların tatil olduğu hafta, derslere kesintisiz devam etmişti. Hem şaşırdım, hem mutlu oldum. Gözümün önüne, savaş sırasında gördüğüm Saraybosna ile o talihsiz kentin ‘ev okulları’ geldi. Domuz gribi salgının savaştan tek farkı, ortalıkta ateşli silah olmaması.. Bu nedenle Ankara’daki bütün okulları tatil edip öğrencilerimizi sığınaklarına, evlerine göndermedik mi..? Arkadaşımdan, Maya Koleji’nin derslerine nasıl kesintisiz devam ettiğini de dinledim. Altıncı, yedinci ve sekizinci sınıf öğrencileri, evlerinden öğretmenlerinin sanal ortamda anlattıkları derslere canlı olarak katılmışlardı. Ders sırasında öğretmenlerin soruları cevaplamış, öğretmenlerine soru sorabilmişlerdi. Bu sistemin kurulması için, Türkiye’nin en önemli eğitim/bilişim firmalarından birisi olan Sebit’ten teknik destek almışlardı. Kutluyorum.. Ancak tek başına benim ya da birilerinin Maya Koleji’ni kutlaması yeterli değil.. Milli eğitim ile ilgili kurumların, bu örneğe dikkatini de çekmek gerekiyor.. İki yıl önce, geçmişte siyaset adamı olarak önemli hizmetler vermiş olan ve bu misyonu hala devam ettiren Ekrem Pakdemirli de, bir sohbetimiz sırasında üzerinde çalıştığı benzer bir sistemi heyecanla anlatmış, demo uygulamalarını göstermişti. Aradan geçen süre içinde ne oldu bilmiyorum.. Ekrem Hoca’nın sisteminde de, öğrenciler ile öğretmenler sanal bir sınıfta bir araya geliyorlardı. Her öğrenci evinden bir internet adresine bağlanıyor, web kameraları aracılığıyla, karelere bölünmüş ekranda öğretmenle birlikte bütün sınıf birbiri ile görüntülü ileşitim kurabiliyordu. Bu uygulama modeli, eğitimin birçok alanında büyük fayda sağlayabilir.. Belki öğrenci arkadaşlarım bana kızacaklar.. ‘Aşı tatili’, ‘kar tatili’, ‘grip tatili’.. Okulu kırıyorduk ne güzel, diyecekler.. Ama ben, hala belini tam olarak doğrultamamış bir ülke olmamızda, bu tatillerin, izinlerin de önemli rolü olduğunu düşünüyorum.. ‘Atam izindeyiz’ dedikten sonra bu sözümüzü, ‘izne çıktık’ olarak algılayan bizler değil miyiz..?