Atatürk’ün köpeği de kedi yavrusu da aynı

ANKARA Hürriyet en başından beri, sadece genel bir bakış açısı ile kenti değil, kent içinde ’yaşama dair’ ne varsa, her detayın içinde olmayı, her detayı kent ile birlikte yaşamayı hedefledi. Bu nedenle çeşitli etkinliklerimizde, kendimizi ifade etmenin en iyi yolu olduğu için ’Kentini yaşayan gazete’ sloganını mutluluk ve heyecanla kullandık.

Kentimizin karanlıkta kalan sokaklarında da biz vardık, ilçe olma vaadi ile kandırılıp gururu ile oynanan Çayyolu’nun gizli öfkesinde de..
/images/100/0x0/55ea3d1af018fbb8f8734a4a
Kimi zaman bir ressamın elindeki fırçanın tuale dokunuşunu sorguladık, kimi zaman baz istasyonların sağlımıza nasıl dokunduğunu..

Keşfetmenin heyecanı

Bu yılın hemen başında Söğütözü’ndeki yeni binamıza taşındık. Yani mahalle değiştirdik. Ev değiştirip taşınmanın sıkıntısı kadar, yeni evimizi ve yeni mahallemizi keşfetmenin heyecanını da yaşadık.

Yeni yerimizde iki sokak köpeğini sahiplenip, onlara sağlıklı bir ortamda bakabilecek imkanlara da kavuştuk. Bu köpeklerden birisi olan Botoks’u, Hürriyet’in 60. yılı nedeniyle verdiğimiz özel ekte Ankara Büro ekibinin fotoğrafı içinde gördünüz.

Kentin, en az insanlar kadar önemsenmesi gereken sakinleri olan hayvanlarla yeni binamızda bir aradayız. Üstelik sadece iki köpeğimiz değil, kimseden kötü muamele görmeden binanın etrafında özgürce dolaşan bir yavru kedimiz de oldu.

Yavru kedi her ne kadar 60. yıl fotoğrafını kaçırmış olsa da, kocaman bir bahçede ve otopark katlarında güven içinde yaşamını sürdürüyor.

Bizler ise ’yaşama dair’ gerçeklerin, bize daha yakın olmasından mutluyuz.

Yılan Osman ve Pakize

Gazete olarak kentimizi yaşarken, yine en başından beri büyük duyarlılık gösterdiğimiz konulardan birisi de sokak hayvanlarına yapılan ve ’hayvanlığa sığmayan’ eziyetler oldu.

Ortaya çıkarttığımız köpek katliamlarının peşini hiç bırakmazken, AOÇ Hayvanat Bahçesi’nden kısa süreli yok olan Yılan Pakize’yi de hep birlikte dikkatle izledik.

Geçtiğimiz günlerde Bülten Sokak’ta bir apartmanın bodrum katında kafasına vurulup bayıltılan ’Yılan Osman’ da kent yaşamının bir parçası oldu, gönüllü kent muhabirlerinin hayvan sevgisi ile dolu haberlerine konu ettikleri yüzlerce hayvan da..

Mustafa Kemal ve Foks

Büyük önder Atatürk’ün de yaşamında havyan sevgisinin özel bir yeri olduğu çeşitli kaynaklar tarafından aktarılıyor.

Birinci Dünya Savaşı sırasında kapısının önünde yatan köpeği, Kurtuluş Savaşı sırasında bir Yunan komutanına ait olan bir köpeğe baktığı, anlatılanlar arasında..

Ağabeyimiz Bekir Coşkun’un aylık Performans Gazetesi’nde Dr. Altan Armutak’ın yazısından köşesine taşıdığı bilgilere göre, Atatürk’ün en sevdiği hayvan olan ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde her zaman el üzerinde tutulduğu anlatılan Foks’un öyküsü özetle şöyle:

"Atatürk, Foks’un ne yiyip ne içtiğinden, ne zaman çiftleşeceğine kadar hemen her şeyiyle yakından ilgilenirdi. Ama gün gelir, Foks’la yolları ayrılır. Köşke ikinci bir köpek gelmesini kıskanan Foks, bir gün kendisini kaldırmak isteyen Atatürk’ün elini ısırır. Ancak (yaşamı boyunca hayvanların öldürülmesine karşı çıkan, başıboş kedi ve köpeklerin Hayvanseverler Derneği aracılığıyla sahip edinmelerini sağlayan) Gazi, Foks’un davranışına hiç sinirlenmemiş, eli pansuman edilirken şöyle demiştir: (Fenalık yapmak için ısırmadı)..

Ama yakınları ’Sahibini ısıran köpekten hayır gelmez’ diyerek, ilaçla sonsuza dek uyutulması için Atatürk’e ısrar ederler. İzin verdi mi vermedi mi bilinmez ama Foks o günlerde öldürülür. Foks’un ölümü Atatürk’ü adeta yıkar. Günlerce yüzü gülmez olur. Artık Foks’un konusu her açıldığında, gözleri acıyla dolar.

Veterinerin aymazlığı

Bu arada Atatürk Orman Çiftliği’nin veterinerleri, Foks’un ölüsünü gömmezler. Herhalde Atatürk’ün köpeği olduğu için, derisini yüzüp içini doldurarak bir vitrine yerleştirirler. Amaçları Atatürk’e bir sürpriz yapmaktır.

Bir gün Atatürk’ün yolu çiftliğe düşer. İçeri girip Foks’un doldurulmuş bedeni ve donuk gözleriyle karşılaşınca donakalır. Gazi, gördüğü manzara karşısında çok ıstırap çekmiştir. Bir ara öfkelenir gibi olur, ama veterinerlerin şaşkın bakışları arasında çiftliği terk eder... Foks’un doldurulmuş cansız bedeni, ertesi gün hemen kaldırılır. Uzun yıllar Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda muhafaza edilen Foks, Anıtkabir’de Genelkurmay Başkanlığı tarafından düzenlenen ve 26 Ağustos 2002’de Cumhurbaşkanı Sezer tarafından açılan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde sergilenir."

Unutmadık, unutmayacağız

Bizler kent habercileri olarak, ’yaşama dair’ hangi detay varsa onun peşinde koşmaya hiç yorulmadan devam edeceğiz. Atatürk’ün köpeği de, bodrumdaki kedi yavrusu da, sokaktaki aç hayvan da bizim için bir..

Hayvan sevgisinin siyasete, kişisel tatminlere alet edilmemesi için gereken hassasiyeti göstereceğiz.

Bodrum katlarını seçen yavru kedileri de seveceğiz.

Kent yaşamının renkli bir parçası olan hayvanları koruduğunu, kolladığını açıklayan herkese tavsiyemiz, kamuoyunun önüne yaşamlarındaki hayvanlarla birlikte çıkmaları..

Ankara Hürriyet çalışanları olarak, kentimizi yaşarken hayvanların da aramızda olduğunu hiç unutmadık, unutmayacağız..
Yazarın Tüm Yazıları