Manşetteki hakem!

DALDAN dala atlayarak bir lig panoraması yazmak istiyorum... Şimdi bir moda esiyor ligde. Her teknik adamın ağzında aynı sözler...

Bizden iyi oyun beklemeyin.

Neden?

Final haftalarına girdik, stres yüklüyüz.

Öyleyse, yazımın manşetine kimi alsam... Tümer'in Malatya kalesinin sağ köşesine çaktığı müthiş vole golünü mü?

Ya da Preko'nun İstanbulspor'a attığı beraberlik golündeki estetik güzelliği ve vuruş tekniğini mi manşete alsam...

Yoksa, Körfez'de futbolun 90 dakikalık kısacık ömrüne 8 gol sığdırma becerisi gösteren Kocaeli-A.Gücü maçını mı?

Üç büyüklerden G.Saray ile Beşiktaş'ın deplasmandan çıkardıkları 3'er puan için neler düşünürsünüz...

Manşete çeksem yadırganır mı?

F.Bahçeli Andersson'un Göztepe kalesine topukla yuvarladığı golün bir benzeri hiç görüldü mü?

Yanılmıyorsam, Pascal Nouma geçen yıl Başkent'te oynanan Atatürk Kupası finalinde G.Saray'a böyle bir gol atmıştı...

Acaba Andersson’un golü, manşetin bir köşesine konur mu?

Birden aklıma, Rizeli Tetteh'in Bursaspor'a attığı 3. gol geldi.

Diğerleri kadar güzel değil mi? Topu sanki eli ile üst köşeye yapıştırdı.

Bunların her biri neden yazının manşetini süslemesin...

Peki, Antalya-Trabzon maçının olaylarına ne denir?

Dört Trabzonsporlu futbolcunun kırmızı kart görmesi, Karadeniz ekibinin 7 kişi kalması akıllara hemen Kadıköy'deki F.Bahçe-G.Saray maçını getiriyordu. Ya, Kadir Tozlu'nun eli bir kez daha kırmızı karta uzansaydı. Ve bu da yine bir Trabzonsporlu futbolcu olsaydı.

6 kişilik Trabzonspor, bırakın manşeti, tarihe geçmez miydi?

TOZ DUMAN!

Yine de bu maçta canı yananların her bir sözü tam manşetlik değil mi? Ne dedi kaptan Hami...

Bu Kadir Tozlu, bir yıldır maç yönetmeye yönetmeye tozlanmış!

Bir de kaleci Metin Aktaş'ın feryadına kulak verelim...

Kafama atılan tokmakları görmüyor musun hocam dedim. Oyundan atıldım!

Ya, Osman'ın çığlıklarını manşetin hangi köşesine sıkıştıralım...

Hocam, vicdanın rahat mı diye sordum, yan hakemden kasığıma tekme yedim. Bütün bunlara karşın, Kadir Tozlu'nun haklı kararlar verdiği doğrultusunda kamuoyunda oluşan düşüncelere ne dersiniz...

Bunların herbirini bir yana bırakıp, yazımın manşetine hakemleri alacağım. Ve birini de baş köşeye koyacağım...

Kim ne söylerse söylesin...

Samsunspor-G.Saray maçının hakemi Serdar Tatlı'nın yönetimi beni çok etkiledi. Fizik kondisyonu mükemmeldi. Zor maça çabuk ve iyi motive oldu. Her kritik pozisyondaki üç kağıtçılığı anında yakaladı. Kendini ve seyirciyi yanıltmayı yeğleyen her futbolcuyu kulağından tutup, kartları ile kamuoyuna teşhir etti.

İşte bu yönü dört dörtlüktü Serdar Tatlı'nın.

Peki, hiç mi hata yapmadı?

Yapsa da, oyuna hakimiyeti ve sahadaki kişiliği ile beni etkiledi.

Öyleyse ne duruyorum, al bu hakemi manşete, kurtul sıkıntıdan...

NE DEDİ?

LORANT
basın toplantısında dedi ki...

Elimdeki şu tespih bana sabırlı olmamı öğretti. Ve sabırlı davranarak, Andersson'u kazandım. Göztepe maçında attığı gol bu sabrımın ürünüdür.

İyi de bir gazeteci de kalkıp sorabilirdi...

Hocam, 35'lik Andersson'a gösterdiğin sabrı niye 27'lik Oktay'a göstermedin.

X X X

G.SARAY
Teknik Direktörü Lucescu da ilginç bir konuya değindi.

Bu hafta İstanbulspor'u yenersek, fisktür bakımından F.Bahçe ve Beşiktaş ile aynı seviyeye geliriz.

Bu söylemden sayın Lucescu'nun ne söylemek istediğini pek anlayamadım. Ancak, bir de Hikmet Karaman'ın sözleri var. Ben yazıyorum, yorumunu sizler yapın...

F.Bahçe, Beşiktaş'ı yenerse şampiyon olabilir. Çünkü, Kocaelispor, G.Saray'ı yenecek.
Yazarın Tüm Yazıları