Paylaş
Ben de diyeceğim ki; bu yazıyı okuyacak olan herkes. Özellikle de yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları.
Yani gönül rahatlığıyla üstünüze alabilirsiniz.
Canım birden bire -öyle aniden- size mektup yazmak istedi.
Sabah uyandıktan sonra internet’e girip “N’olmuşuz?” uyurken diye şöyle bir kontrol ediyorum.
Biliyorum bu Türklere özgü bir durum. Diğer memleketlerde akşamdan sabaha büyük değişikler olma ihtimali bize göre bir hayli düşük.
Ama bizde, uyurken sistem bile değişebiliyor, sizin de bildiğiniz gibi.
Sevgili arkadaşlarım;
Günün ilk haberi elektrikle ilgili.
Türk örf ve adetleri arasına çoktan girmesi gereken meşhur zam haberiyle başladım güne.
Uzun süredir Türkiye’de bulunmayanlar unutmuş olabilir diye bir kez daha net bir şekilde hatırlatayım.
Türkiye, elektriğe düzenli olarak, her ay zam yapılan bir ülkedir.
Türkler su, rüzgar ve bunun gibi doğal kaynaklar açısından zengin, fakat enerji açısından fakir bir ülkedir.
Baraj Kralı unvanlı biri tarafından yıllarca yönetilmesine rağmen, Bulgaristan’dan elektrik alır filan falan...
Neyse efendim, bu ay elektrik hep alıştığımız gibi yüzde 2 değil, yüzde 8 oranında zam gördü.
Böylece, Türkiye’nin krize girdiği (Ne zaman çıkmıştık ki diyeceksiniz, siz de haklısınız) 2000 yılının Aralık ayından bugüne elektriğe toplam yüzde 82.6 oranında zam yapılmış oldu.
İşin güzel yanı, buna kimsenin tepki göstermemesi.
Ne hoş değil mi?
Sizin oralarda elektriğe yüzde 8 zam yapıldığında neler olur, bir ara bana hatırlatır mısın lütfen?
Şimdiden teşekkür ederim.
* * *
Sen şimdi uzaktasın, memleket hasreti içini yakıyordur.
Ben sana başka neler olup bitiyor onlardan da bahsedeyim.
Mesut Yılmaz ve Türk Silahlı Kuvvetleri karşı karşıya geldi.
Mesut Yılmaz, Türkiye’nin tabularından birini “Ulusal Güvenlik” kavramını ortaya atınca, her yer karıştı.
Bu kesinlikle uzun uzun tartışılması gereken konuyu, Türkiye’nin tarihinde yaşadığı en büyük buhran döneminde ortaya atmak ayrı bir incelikti.
Sağolsun Sayın Yılmaz.
Umarım ortaya atılan bu konu, enine boyuna tartışılır, bir neticeye varılır, toplumsal uzlaşma sağlanır, biz çok mutlu, müreffeh, bölgemizde ve dünyada lider bir memleket oluruz filan da falan da filan...
Neyse sen canını sıkma.
İyi şeyler de oluyor.
Bak şimdi...
“İyi şeyler de oluyor” cümlesini yazdığımdan beri gazeteleri karıştırıyorum sana iyi bir şey yazabilmek için...
Kabinede değişiklik iyi bir haber mi... Yok değil bence...
Aktüel dergisinin yaptığı “Türk kadınları seks yapmadan ne kadar yaşayabilir” başlıklı araştırmanın sonuçlarını öğrenmek ister miydin? Haklısın, sana ne bundan...
Önce kirletip sonra temizlemeye çalıştığımız Haliç’in yerini Küçükçekmece Gölü almış. Yani kirlettiğimizi temizlerken, bundan ders alıp bir başka güzelliği koruyacağımıza, onu da kirletmişiz.
Çok alem milletiz değil mi?
* * *
Basketbolcu sevgilisi İbrahim Kutluay’dan ayrılan Demet Akalın, eski sevgilisinin manken Demet Şener’le birlikte olduğu haberleri üzerine şu seviyeli açıklamayı yapmış:“İbrahim annemi götürse içim cız ederdi. Ama götürdüğü o kişi içimi cız ettirmedi. Çünkü annem benim için değerli...”
Söyleyecek bir şey bulamıyorsun değil mi?
Ben de bulamadım.
Haa, bu arada unutmadan Demet Akalın, ilişki sonrası sıkıntısını atmak için kendine 200 bin Mark değerinde CLK 430 Mercedes otomobil almış.
Demet Akalın ne kadar mı vergi ödüyor?
Ben nereden bileyim canım.
* * *
İşte böyle sevgili Ali ve Ayşe...
Gördüğünüz gibi biz burada iyiyiz.
Çok iyiyiz.
Vallahi iyiyiz.
Billahi iyiyiz.
İnansanıza işte canım... Daha iyi olamazdık işte.
Haydi kalın sağlıcakla.
Ben size yine yazarım.
Öptüm.
Paylaş