Paylaş
1962’nin sonbaharında stüdyoya girdiler. Kaydettikleri ilk şarkı ‘Love Me Do’ ve bu 45’liğin B yüzünde yer alacak ‘PS I Love You’ oldu.
İlk kez stüdyoya girmişlerdi. Biraz savruktular açıkçası. Mesela davulcu Ringo yetersiz bulunmuş, yerine yeni davulcu bulunup “bir de onunla denenmişti.”
Plak çıktığında listelerin alt sıralarında biraz boy gösterdi. Liverpool’daki hayranlarının plağı ‘çılgın gibi’ satın almaları bile pek yeterli olmadı.
İkinci kayıt Kasım 1962’de yapıldı: ‘Pleade Please Me’. Ocak 1963’te yayımlanacaktı bu şarkı. 1962 sonunda popüler müzik dergisi New Musical Express (NME), klasik en sevilen gruplar anketini yayımladığında birinci sırada 21 bin 843 oy toplayan The Springfields vardı. The Beatles ise 3 bin 906 oyla listenin sonlarındaydı.
KIKIRTILI TELEFONLARIN BAŞLAMASI
İşlerin değişeceğine dair ilk işaret fişeği 12 Ocak’ta satışa çıkan ‘Please Please Me’nin 16 Şubat’ta 1 numaraya yükselmesiyle belirdi Britanya semalarında.
Şubat ayında bir parça saç isteyen veya gecenin bir vakti John, Paul, George ve Ringo’nun evine gelen ‘kıkırtılı’ telefonlar da ilk kez ortaya çıkar. Ok yaydan çıkmıştır.1963’ün Şubat ayında ilk İngiltere turnesine çıkarlar; Helen Shapiro’nun alt grubu olarak.
Mesela Shapiro’nun kulis odasında televizyon vardır, onlarda yoktur. Ve mesela Helen Shapiro alkışları toplarken, dört genç adam için bir “Bravo!” bile gelmez seyircilerden. Otellerde John ve George bir odayı, Paul ve Ringo diğer odayı paylaşırlar.
Mart 1963’te ‘az da olsa tanınan’ bir grup kimliğiyle turneye devam ettiler; gazete, dergi, televizyon ve radyolarda daha görünür hale geldiler.
Nisan ayında yayımlanan şarkılarını da içeren ilk albümlerini, Please Please Me’yi ve yine bir numara olacak üçüncü 45’likleri ‘From Me To You’yu yayımlarlar.
Küçük bir tatilin ardından bu kez Roy Orbison’la turneye çıktıklarında işlerin tuhaflaşabileceğine dair ilk kuvvetli işaretler gelmeye başladı.
Sahneye çıktıklarında çığlıklar yükseliyor, sahneye bir şeyler fırlatılmaya, konser salonlarının dışında nümayişler düzenlenmeye başladı.
O güne kadar sadece bir turne elemanıyla gezerlerken, yeni durum karşısında ikinci bir hayran engelleyici görevlendirmek durumunda kaldılar.
Ağustos 1963’te dördüncü hit parçaları She Loves You’nun yayımlanmasının ardından da çarşı tamamen karıştı, ‘Beatlemania/Beatles çılgınlığı’ resmen başladı. She Loves You, yayımlanmadan 500 bin adet sipariş alınmıştı. Eylül ayında hem albümler, hem kısa albümler (EP) hem de 45’likler listesinde 1 numaraydılar.
BEATLES ÇIĞLIKLARIYLA GELEN ORGAZM
Artık ciddi gazetelerin de birinci sayfasında boy gösteriyorlardı. Psikologlar oturup bu çılgınlığın kodlarını çözmeye çalışyor, siyaset dünyası ‘Bu zibidilerin konserleri için emniyet güçlerinin ekstra mesai yapmak zorunda kalmasını’ ciddi ciddi tartışıyor, uzmanlar her yaştan kadın hayranların çığlıklarını cinsel bir patlama olarak açıklayıp bir nevi orgazm teşhisi koyuyorlardı.
Ekim ayında gittikleri İsveç’te hadisenin uluslararası bir çılgınlığa evrildiği gözlemlendi. Yine çığlıklar, taşkın kalabalıklar, olaylar, olaylar, olaylar!
Ekim ayında artık tek başlarına konser salonlarını –büyüklükleri ne olursa olsun- tıka basa dolduran, beşinci 45’likleri ‘I Want To Hold Your Hand’ çıkmadan 1 milyon adet satmış bir gruptu artık onlar.
Üstünde isimleri yazan ürünler çılgınca satmaya başladı. Plaklarını yayımlayan EMI kasasını doldururken, Decca gibi “Bunlar tutmaz” demiş şirketlerin yöneticileri tarih sahnesinden silinmekteydi.
İkinci albümleri ‘With The Beatles’ çıkmadan 250 bin sipariş almıştı ki; ondan önceki rekor 200 bin adetle Elvis Presley’e aitti. Bir film anlaşması, aidat ödeyen 80 bin kişiden oluşan bir fan-kulüp ve sadece Britanya’da satılmış milyonlarca
plak vardı ortada.
Hatta Noel döneminde Dora Bryan ‘All I Want For Christmas Is A Beatle/ Bu Noel Tek İstediğim Bir Beatle’ adlı şarkıyla listelerde arz-ı endam eyledi!
Yıl sona ererken, bütün listelerde ve anketlerde açık ara 1 numaraydılar.
50 yıl geçti, grup olarak 1 milyardan fazla albüm sattılar, bütün zamanların en önemli grubu, kültürel bir ikon, müzikal bir fenomen olmaya devam ettiler.
Bütün bu efsanenin temeli 50 yıl önce, 1963’te işte böyle atıldı...
Paylaş