Paylaş
Kahraman bir vatandaş tarafından cep telefonu marifetiyle kaydedilen nefes kesici görüntüler hafızamızın “tazeler arşivinde” yerini korumakta.
“Yol verdin, bulvar vermedin” şeklinde başlayan tartışma neticesinde içinde eşi ve çocuklarının da bulunduğu araçtan inen, ailesinin gözleri önünde “polise direnen” ve “görevli memura çıldırmış gibi saldıran” ve bir manga emniyet mensubunun “ellerinin uf olmasına” filan sebep olan genç adam hepimizi şoklardan şoklara sürüklemişti.
Polislerin kendilerini savunmak için biber gazı ve cop kullanmalarına rağmen, yattığı yerden çevresine dehşet saçan (!) genç adamın hesaplayamadığı faktör yüce Türk adaleti oldu!
Soruşturma neticesinde polisler ifadelerinin ardından serbest kalırken, “dayakçı genç adam” için “5 yıl filan” hapis istendi.
Öztürk Serengil vurgusuyla haykırıyoruz bu noktada: Yeşşeeee!
* * *
Hafızamızın yine tazeler arşivindeki bir başka olayı hatırlayalım.
İzmir’de karakola götürülen bir kadın, elleri kelepçeli olmasına rağmen polislerimizi darp etmişti.
O ürkünç(!) görüntüleri de hemen hatırlamışsınızdır sanırım.
Karakolun güvenlik kameralarına rastlayan görüntülerde polisin tokadına yanağıyla korkunç şekilde şiddetle karşılık veriyordu(!) kadın.
Neyse ki polisimiz “O kadın konsomatristir” diye açıklama yaptı, mahalleli “Konsomatris istemiyoruz” diye ayaklandı, kadın evinden atıldı, kocası işe gidemez hale geldi de toplumsal vicdanımız rahatladı!
* * *
Sorun büyüktür ey vatandaş.
Polisimize sahip çıkmamız lazım. Gözü dönmüş vatandaşlar(!) tarafından cop, biber gazı ve kelepçeye rağmen hırpalanan polisimizi korumalıyız.
Bu kaçıncı hadise! Kafası bozulan vatandaş sokak, karakol, AVM demeden polise direniyor, hakaret ediyor, darp ediyor.
* * *
Türkçe “Bekçilere kim bekçilik edecek?” şeklinde çevrilebilecek Latin özdeyişi “quis custodiet ipsos custodes?”i yeniden yorumlamak zamanı gelmiştir hatta dikkati bakarsak göreceğimiz üzere geçmektedir.
“Otoritenin de denetlenmesi gerekir” noktasından yorumlamaya alıştırılmışız bu cümleyi kimbilir hangi dış mihrakın dürtmesi neticesinde.
* * *
Oysa cümleyi doğru okuyalım, olduğu gibi okuyalım isterim öhöm, öhöm... Hakikaten “Bekçilere kim bekçilik edecek?”, “Polise kim polislik edecek?” demek gerekir artık(!!!)
Tam teçhizat 11 polisi yerde yatan genç bir adam perişan edebiliyorsa, ekip otosuna kafa atmak suretiyle devlet malına zarar verebiliyorsa, cop gibi nazik bir enstrümanı sırt darbeleriyle kullanılamaz hale getirebiliyorsa, biber gazı sıkıldığında “İyi geldi, bi daha ver” diyecek kadar canavarlaşmışsa, karakolda elleri kelepçeli hap kadar kadın polisin elini kolunu çizebiliyorsa yanmışız!
Hemen polisi koruyacak bir polis gücü daha oluşturmayı düşünmeliyiz.
* * *
Bu hususta üstüme kaya şeklinde yuvarlanarak düşen sorumluluktan kaçmam mümkün olamaz, olabilemez.
Bir hizmet olarak “The Simpsons” dizisiyle dünyaca tanınan filozof, derin düşünce insanı, aydınlık geleceklerin teminatı Homer Simpson’ın unutulmaz önerisini hatırlatmak ve vatani bir görevimi daha ifa etmek isterim.
Marge Simpson (Homer’ın hanımı oluyor) sorar: “Peki polise kim polislik edecek?”
Yüce düşünür Homer Simpson, yüce göbeğini hoplatmadan cevap verir: “Bilmem, Sahil Güvenlik olur mu?...”
Bu parlak düşüncenin ışığında Sahil Güvenlik birimlerini yurt sathında polisi korumak üzere göreve davet etmek isterim.
Sahil Koruma uyuma, polisi azgın vatandaştan koru.
Paylaş