Okudum ve yazdım Mehveş

YAKIN zamanda okuduğum bir kitap var “He’s A Stud, She’s A Slut”.

Jessica Valenti yazmış. “Erkekse Damızlıktır, Kadınsa Sürtük” şeklinde çevrilebilecek başlıkla beraber toplam 50 çifte standardı sıralıyor.
Örnek vererek netleştireyim durumu:
* Erkekse metroseksüel olur, kadınsa anoreksik.
* Erkekse bekârdır, kadınsa evde kalmış.
* Erkekse sadece sinirlidir; kadınsa regl dönemindedir.
* Erkek erkektir, kadın annedir.
* Erkekse genç kızlarla “çıkar”, kadınsa “çıtır götüren dişi panter”.
* Erkekse ‘cool’dur, kadın frijit.

Bildiğim kadarıyla California’da ikamet eden, aynı zamanda www.feministing.com adlı web sayfasının kurucusu da olan Valenti’nin yazdıkları kadınlara karşı ayrımcılığın bütün dünyada yaşandığını gösteriyor.
Kadınlara karşı kullanılan dil, iş hayatında yapıştırılan yaftalar vesaire büyük problem.
Defne Joy Foster’ın ölümünden sonra kullanılan dil, haklı olarak “Yetti gari!” dedirtti ve www.defnedevrimi.com adlı sitede bir imza kampanyası başlattılar.
“Başka bir medya hakkımız” çağrısı altında medyada kadına karşı hoyratça kullanılan küçümseyici, ayrımcı dilin değişmesi çağrısında bulunuyor kampanyayı başlatanlar.
Sadece kadına karşı kullanılan dilden ibaret değil şikâyetleri. Medyada yerleşik dilin homofobiden, ırkçılıktan, her türlü ayrımcılıktan arındırılmasını istiyorlar.
“Renkli başlık” uğruna üfürülen saçma sapan ifadelerden kurtulmayı amaçlıyorlar.
Mesela “Türbanlılar Papermoon’da” başlığına da karşılar; “Bir kadına ofsaytı anlatmak” zihniyetine de.
Altına imza attım.

Bunların hepsi problemdir ama bütün bunları aşan bir problem var.
Kalemi Mehveş Evin’e veriyorum. Milliyet’te dün “Erkek basın bunu da yazın!” başlığı altında şunları yazmıştı Mehveş:
“Hepimiz biliyor, ama susuyoruz: Kadın cinayetleri bu toplumun en büyük, fakat konuşulmayan yarası.
Son yedi ayda, 246 kadın öldürüldü.
Kasım 2010’da yapılan bir araştırma, cinayetlerde yedi yılda yüzde 1400’lük artışa işaret ediyordu.
Sadece 2011’in ilk iki ayındaki cinayetleri hesaba katarsanız, rakamlar çok daha vahim boyutlarda.
Peki sorumlular ne yapıyor? Devlet görevlileri hiç üzerine alınmıyor... Sorumlu bakanlar, ‘münferit olay’ değerlendirmeleri yapıyor...
Basında birkaç kadın köşe yazarı hariç, herkes havalara bakıp ıslık çalıyor.
Bu sessizlik, sağır etmiyor.
Öldürüyor.”

Bu memleket...
Ne acı ki...
Giderek artan bir sıklıkla...
Çocuklara ve kadınlara nasıl davranılabildiğini, haberlerde, senaryolarda, sokakta gördüğümüz bir memleket.
Elini düzeltse dilini düzeltemeyen, ikisi de yaygın bu zihniyet bozukluklarını görmek istemeyen bir memleket.
Demokrasi havarisi kesilmiş yazarın “Bütün solcu bacılar çirkindir; öperseniz düzelirler belki” diye makale döşendiği bir memleket işte...
Üzerinden çok örnek verilen ABD’de kendisini “liberal” olarak tanımlayan bir yazar, hitap ettiği kişiye cinsellik konusunda aba altından sopa gösterirken “dizüstü.. lap-top...” gibi imalarda bulunabilir mi?
Bulunur elbet ama bunu adama yüksek sirkülasyonlu gazetelerde yaptıracak bulunmaz.
Baskıya dayanamaz, gider homofobik bir “fanzin” bulur, orada tamamlar belki kariyerini.
Burası ise “kirli dil”e karşı çıkanların peşinen marjinal, çatlak, işi gücü kalmamış, provokatör ilan edildiği bir yer.
Mehveş ne dese haklı beyler...
Yazarın Tüm Yazıları