×
Net karşısında yassı pil gibi kalmak
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Evde kablosuz internet ambiansı yarattıktan sonra net’te eskiye oranla epeyce vakit geçirmeye başladım.
İnternet sayesinde insanoğlunun geleceğini şekillendirecek büyük bir proje filan üretmiyorum tabii.
Ya ne yapıyorum?
Müzik, spor ve genel manada dünya gelişmelerine hızla bakıp gidip parasız bir sitede poker oynuyorum.
"Doesitreallymattersburg" şehrinden katılıyorum ben.
Karşımda Hawaii’den oyuna katıldığını söyleyen ancak İngilizce yorumlarından anladığım kadarıyla aslen Ganalı olan vatandaş, bir adet alkollü İngiliz (paso rest yapıp duruyor ve arada bir içki almaya gittiğini söylüyor), az önce 2 bin çip paramı 3 asla indiren Hintli takılıyoruz.
*
Sıkılınca veya "ütülünce", genellikle yahoo’ya gidip o anda aklıma gelen şeyi kutucuğa yazıyor ve peşinden net’te yelken açıyorum.
Bu arada çok güzel ve çok faydalı siteler de buluyorum.
Geçenlerde, Bob Marley’in "Exodus" albümünün 30’uncu yılı şerefine, hayranı olduğum bu büyük müzisyenin peşinden yola çıktım.
Birkaç yazı okuduktan sonra Bob Marley aşkım depreşti.
Plağı koydum, "Natural Mystic"i dinleyerek yoluma devam etme kararı aldım.
Net seyahati sırasında daha önce kulağıma çalınan bir web sayfasından bahsedildiğini gördüm: lastfm.com.
*
Hımmmmm. Web ve müzik?
Müziğini mümkün mertebe plaktan dinleyen biriyim.
Fakat ayrılamayacağımı düşündüğüm cd’lere filan da ezik muamelesi yapmam; onları da seviyorum.
Geçen sene bir adet "mepeüçsel dinlengeç" de edindim.
500 şarkı alan, faydalı bir çalışma.
Ancak bilgisayarı açıp müzik dinlemek müzikle kurduğum alakaya tamamen ters.
Mış gibi yapmak, hadiseye gereken ciddiyeti vermemek gibi bir his.
Fakat, bu lastfm denen hadiseyi görünce, kendimi teknolojik açıdan cep kanyağı büyüklüğündeki eski yassı piller gibi hissettim.
Birşeyleri övmeyi çok sevmiyorum.
Övgü samimiyeti törpülüyor sanki.
Bu yüzden lastfm.com’u size, özellikle müzikle kuvvetli bağı olan meraklı ruhlara tanıtmakla yetineceğim.
*
Burası kocaman bir müzik platformu.
Girip para ödemeden kayıt olup, dibi yokmuş izlenimi yaratan bir müzik dünyasına giriyorsunuz.
2005’te Britanya’da kurulmuş, bundan birbuçuk ay önce de CBS tarafından 280 milyon dolar ödenerek satın alınmış paralel bir sanal evren.
O an dinlemek istediğiniz sanatçıyı yazıyorsunuz, onu ve benzerlerini ve benzerlerinin benzerlerini çalmaya başlıyor.
Müzik dinledikçe profiliniz oluşuyor, profiliniz oluştukça benzer profildeki insanlarla tanışıyorsunuz vesaire vesaire.
Bu arada bazı şarkıları ücretsiz indirebiliyorsunuz filan. Ama asıl eğlence içinde kaybolmak.
Rock klasiklerini cover’layan Bugotak diye Sibirya civarından bir eleman buldum mesela. Vay vay vay!
Metallica’dan "Nothing Else Matters", Deep Purple’dan "Highway Star", Beatles’dan "Come Together" çalmış. İnanılmaz... Hem de bedava indirilebiliyor.
*
Normal şartlar altında klipleri müzik kanallarının posta ofisine bile ulaşamayacak, şarkıları bir kez olsun radyoda çalınamayacak ne topluluklar var bir görün.
Ayrıca adını duyduğum ama hiç dinleyemediğim bazı sanatçılara ve oradan hareketle aklımın hayalimin alamayacağı güzellikte müziklere ulaştım.
Kabakulak’ı (Hürriyet Cuma’da yazdığım albüm kritikleri) takip edenler bazen "Nick Cave dedin, dinledim sevdim. Şimdi ne dinleyeyim ben?" tarzı sorular gönderir.
Cevaplamayı sevdiğim tarzdaki bu soruları artık lastfm.com üzerinden halledebilirim.
*
Karşımdaki ekrana hayranlıkla dalıp gitmişken tanıdık bir ses kapladı odayı: "Trrrrrrp-ça! Trrrrrp-tıp-tırp-ça! Tırp-ça... Tırp-ça..."
Exodus’un ilk yüzü bitmiş, iğne plağın dibine dayanmış uyarı sinyali çakıyor!
Ekranın sağ üst köşesindeki kırmızı kutucukları bütün ekranlar kapanana kadar tıklıyorum.
"Ding-donk-uuuuueeee!" şeklinde kapanan sanal alem kapılarına "Sonra görüşürüz genç! Bob ağbi söyleyecek ben dinleyeceğim, mühim iş bunlar, öyle dokunmadan olmaz plağın kapağına" dedim.
B yüzünü çevirince ilk parça "Jamming"dir.
Dedim size müzik dinlemek mühim iştir diye.
lastfm’e takılın.
Fakat kendinizi kırmızı kaplı ve her an akacak gibi duran eski yassı piller gibi hissetseniz de plaksız kalmayın.
N’oluyo ya?.. Ben böyle sosyal mesaj verir gibi oldum.
Dağılalım, müzik dinleyeceğim ben.
Sevgiler.
Ya ne yapıyorum?
Müzik, spor ve genel manada dünya gelişmelerine hızla bakıp gidip parasız bir sitede poker oynuyorum.
"Doesitreallymattersburg" şehrinden katılıyorum ben.
Karşımda Hawaii’den oyuna katıldığını söyleyen ancak İngilizce yorumlarından anladığım kadarıyla aslen Ganalı olan vatandaş, bir adet alkollü İngiliz (paso rest yapıp duruyor ve arada bir içki almaya gittiğini söylüyor), az önce 2 bin çip paramı 3 asla indiren Hintli takılıyoruz.
*
Sıkılınca veya "ütülünce", genellikle yahoo’ya gidip o anda aklıma gelen şeyi kutucuğa yazıyor ve peşinden net’te yelken açıyorum.
Bu arada çok güzel ve çok faydalı siteler de buluyorum.
Geçenlerde, Bob Marley’in "Exodus" albümünün 30’uncu yılı şerefine, hayranı olduğum bu büyük müzisyenin peşinden yola çıktım.
Birkaç yazı okuduktan sonra Bob Marley aşkım depreşti.
Plağı koydum, "Natural Mystic"i dinleyerek yoluma devam etme kararı aldım.
Net seyahati sırasında daha önce kulağıma çalınan bir web sayfasından bahsedildiğini gördüm: lastfm.com.
*
Hımmmmm. Web ve müzik?
Müziğini mümkün mertebe plaktan dinleyen biriyim.
Fakat ayrılamayacağımı düşündüğüm cd’lere filan da ezik muamelesi yapmam; onları da seviyorum.
Geçen sene bir adet "mepeüçsel dinlengeç" de edindim.
500 şarkı alan, faydalı bir çalışma.
Ancak bilgisayarı açıp müzik dinlemek müzikle kurduğum alakaya tamamen ters.
Mış gibi yapmak, hadiseye gereken ciddiyeti vermemek gibi bir his.
Fakat, bu lastfm denen hadiseyi görünce, kendimi teknolojik açıdan cep kanyağı büyüklüğündeki eski yassı piller gibi hissettim.
Birşeyleri övmeyi çok sevmiyorum.
Övgü samimiyeti törpülüyor sanki.
Bu yüzden lastfm.com’u size, özellikle müzikle kuvvetli bağı olan meraklı ruhlara tanıtmakla yetineceğim.
*
Burası kocaman bir müzik platformu.
Girip para ödemeden kayıt olup, dibi yokmuş izlenimi yaratan bir müzik dünyasına giriyorsunuz.
2005’te Britanya’da kurulmuş, bundan birbuçuk ay önce de CBS tarafından 280 milyon dolar ödenerek satın alınmış paralel bir sanal evren.
O an dinlemek istediğiniz sanatçıyı yazıyorsunuz, onu ve benzerlerini ve benzerlerinin benzerlerini çalmaya başlıyor.
Müzik dinledikçe profiliniz oluşuyor, profiliniz oluştukça benzer profildeki insanlarla tanışıyorsunuz vesaire vesaire.
Bu arada bazı şarkıları ücretsiz indirebiliyorsunuz filan. Ama asıl eğlence içinde kaybolmak.
Rock klasiklerini cover’layan Bugotak diye Sibirya civarından bir eleman buldum mesela. Vay vay vay!
Metallica’dan "Nothing Else Matters", Deep Purple’dan "Highway Star", Beatles’dan "Come Together" çalmış. İnanılmaz... Hem de bedava indirilebiliyor.
*
Normal şartlar altında klipleri müzik kanallarının posta ofisine bile ulaşamayacak, şarkıları bir kez olsun radyoda çalınamayacak ne topluluklar var bir görün.
Ayrıca adını duyduğum ama hiç dinleyemediğim bazı sanatçılara ve oradan hareketle aklımın hayalimin alamayacağı güzellikte müziklere ulaştım.
Kabakulak’ı (Hürriyet Cuma’da yazdığım albüm kritikleri) takip edenler bazen "Nick Cave dedin, dinledim sevdim. Şimdi ne dinleyeyim ben?" tarzı sorular gönderir.
Cevaplamayı sevdiğim tarzdaki bu soruları artık lastfm.com üzerinden halledebilirim.
*
Karşımdaki ekrana hayranlıkla dalıp gitmişken tanıdık bir ses kapladı odayı: "Trrrrrrp-ça! Trrrrrp-tıp-tırp-ça! Tırp-ça... Tırp-ça..."
Exodus’un ilk yüzü bitmiş, iğne plağın dibine dayanmış uyarı sinyali çakıyor!
Ekranın sağ üst köşesindeki kırmızı kutucukları bütün ekranlar kapanana kadar tıklıyorum.
"Ding-donk-uuuuueeee!" şeklinde kapanan sanal alem kapılarına "Sonra görüşürüz genç! Bob ağbi söyleyecek ben dinleyeceğim, mühim iş bunlar, öyle dokunmadan olmaz plağın kapağına" dedim.
B yüzünü çevirince ilk parça "Jamming"dir.
Dedim size müzik dinlemek mühim iştir diye.
lastfm’e takılın.
Fakat kendinizi kırmızı kaplı ve her an akacak gibi duran eski yassı piller gibi hissetseniz de plaksız kalmayın.
N’oluyo ya?.. Ben böyle sosyal mesaj verir gibi oldum.
Dağılalım, müzik dinleyeceğim ben.
Sevgiler.
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
