Necefli maşrapa raporu

CUMA akşamı Habertürk ekranında Ece Üner’in konuğu Mehmet Altan.

TSK’nın komuta kademesinin istifasının henüz dumanının tüttüğü saatlerde çılgınlaşan gündemi değerlendiriyorlar.
Canlı bağlantılar, telefon hattından ulaşan değerlendirmeler, şok gelişmeler...
“Şok gelişme” diyorum siz anlayın, son dönemde kriz olmazsa uyku tutmayacak hale geldiğimizden “Haa, komutanlar mı istifa etmiş, iyi. Sonra bizim bakkala dedim ki; usta ne bu gofretlerin hali, sıcaktan şokellaya dönmüşler valla...” diye lafa devam edecek kıvamdayız.
* * *
Henüz, olay patladığında Jandarma Genel Komutanı olan Necdet Özel’in Başbakanlık ziyaretinin sürdüğü ve önce Kara Kuvvetleri Komutanı sonra Genelkurmay Başkanlığı’na doğru ilerlediği saatlerdeydik.
Haliyle Ece Üner ve Mehmet Altan da hepimiz gibi neler olduğunu, neler olabileceğini anlama, anlatma/yorumlama çabasında.
Hal böyleyken yayına kanal yöneticisi, büyük Türk mütefekkiri Yiğit Bulut bağlandı ve “necefli maşrapa”(*) hamlesini yaptı:
“An itibariyle normal yayına dönüyoruz. Haberi uzatmanın manası yok. Türk halkı değerlendirecektir bu istifaları ve neticelerini. Başbakanımızın Dolmabahçe’de düzenlediği toplantıyı hatırlatmak isterim diğer kanal yöneticilerine de. Haberi verdik, tamam.”
* * *
Haberlerin kanallar tarafından sakız gibi uzatılmasına, aynı lafların tekrarlanıp durmasına sıcak bakacak kadar kendimi kaybetmiş değilim.
Yani bir yerde Bulut’a hak vermek gibi pek de aklımdan geçmeyecek bir noktaya da sürüklenebilirim.
Fakat haber “dünyanın her yerinde büyük” türdendi ve o sırada gelişmekteydi. Yine de kendi tercihidir tabii, saygıyla karşılamak gerekir, falan fişman...
* * *
Yine de bu “necefli maşrapa” hamlesi içimdeki “RTÜK’ten çok RTÜK’çü” şahsı omzundan dürtmüş oldu.
Hemen diğer kanallardaki duruma bakıp bir rapor hazırlamaya karar verdim.
Raporun özeti şu Yiğit Bey: “Merak edecek bir durum yok. Kendini bilmez birkaç haber kanalı dışında kimsenin umurunda bile olmadı. Kimse yayın akışını değiştirmedi. Rahat olun yani...”
* * *
Mesela Show TV’de 24 saatin 8 saatinde olduğu gibi “Yaz Sürprizi” vardı ki; bu kadar yayınlanan bir program sürpriz niteliğini de kaybediyor.
Yine de yaz konserine gidecekseniz bir muska takmanız gerekiyor, onu öğrenmiş oldum: “Ajda büyüledi... Üstüne Hadise büyüledi... Yetmedi Serdar efsunladı... Demet seyircilere davul tozu ve minare gölgesi yolladı...”
TRT’de “Gez Göz Arpacık” diye bir program vardı ama endişeye mahal yok; militarist bir yaklaşım söz konusu değil. Gezi programı, “Yozgat/Kadışehri” tanıtılıyordu.
Kanal D’de “Koruyucu” diye bir film vardı. Konusu şöyle: “Büyük bir kazada ekibini kaybeden efsanevi kurtarma yüzücüsü Ben Randall, sahil güvenlik için cankurtaran yetiştiren bir okula eğitmen olarak gönderilir.”
Bir askeri tayin söz konusu tabii ama YAŞ’ı bağlayacak gibi durmuyor; “Filim icabı...”
* * *
Kanal 7 işini garantiye alıp Kemal Sunal’a yüklenmişti: “Orta Direk Şaban.”
Flash TV’de Cüppeli Hoca’yla Sohbet, Samanyolu TV’de “Ve İnsan Aldandı” adlı drama vardı (İnfo tuşuna basınca konuyu okuyoruz: Şeytan ile insanın amansız mücadelesi.)
Beyaz TV’de “Fırtınadan Sonra” vardı ama onun da gündem rüzgârlarıyla alakası yok, “ekşın tarzı” bir film.
* * *
Haber kanallarının çoğu da “normal” akıştaydı.
Kanal 24 vizyon filmlerine, CNN Türk şok Göltürkbükü dosyasına abanırken, TGRT haber “Futbol Özel” konumundaydı.
Geçerken gördüm, Habertürk’te de futbol skandalı konuşuluyordu.
Yani Yiğit Bey, her kanal Dolmabahçe’den kendince dersini çıkarmış, müsterih olunuz.
Yazarın Tüm Yazıları