Paylaş
Bu cevap epeyce tartışılmıştı.
Kızımızın çocukluğun o eşsiz masumiyet günlerinde hayatın güzellikleri yerine idamı düşünmesinin nedenlerini elbette biliyoruz.
“Çocukların yanında konuşulmayacak hadiseler” günlük siyaset malzemesi olarak hanelere dolarken, kaba milliyetçilik normalleştirilirken öğrenciler de bundan uzak kalamıyordu işte.
Sevgi, paylaşım, özgür düşünce, barış (ki neredeyse yasaklı, en azından cezalıdır dilimizde) gibi kavramlar yerine kuru hamaset yüklemesi yapılınca el kadar çocuk da “İdam cezası geriye dönük uygulanamıyor ama ben uygulayacağım” deyiveriyor işte.
Eğitim kalitemiz ortada, eğitimci kalitemizdeki düşüş ortada, öğrencilerin veya daha geniş ölçekte bakıldığında toplumun bilgi, kültür seviyesi ortada.
“Utanç tablosu” başlığı atmaktan bitap düştü editör arkadaşlarımız.
Öğrencilerin uluslararası ölçekte fen, matematik ile okuma becerilerinin ölçüldüğü PISA 2015’in sonuçlarına göre eğitimde 2003’ün gerisinde olduğumuza dair haberin şokunu atlatamamışken...
Mesela 40 ülkede 27 bin kişiyle yapılan ve katılımcılara “kendi ülkeleriyle ilgili” sorular yöneltilen bir araştırma neticesinde “Dünyanın en cahil 9’unucu ülkesi” çıkıveriyoruz...
Örnekler can sıkıcı derecede çoğaltılabilir, biliyorsunuz, biliyoruz...
Bunun insan kalitesiyle alakası yok elbette. İyi ve yüksek kaliteli erişime sahip vatandaşlarımızın her alanda dünyanın en önemli kişileri haline gelebildiklerinin sayısız örneği var.
Evrensel muhabirleri Yavuz Seymen ve Metin Doğan’ın imzasıyla yayınlanan haberde, Kocaeli Körfez ilçesindeki bir ilköğretim okulunda, birinci sınıf öğrencilerine dağıtılan “heceleme” ödevinde seçilen kelimelere dikkat çekiliyordu dün.
Dilimizde başka kelime kalmamış gibi “idam” kelimesini hecelemeleri istenmiş çocuklardan mesela.
Sonra “Nereden çıkıyor bu idam?” deniyor bir de. Al işte, televizyondaki haber bülteninden çıkmasa, alıştırmada çıkıyor!
Bazı veliler “Ben bu yaştaki çocuğa idamın ne olduğunu nasıl açıklayacağım?” diye haklı olarak tepki göstermiş, uzmanlar “Olmaz böyle şey!” diye isyan etmiş vesaire...
Haberi hazırlayan arkadaşlarımız konuyu okulun yönetimine de sormuşlar. Buyurun okuyalım:
“Müdür yardımcısı Tekin Okulmuş da ‘Benim böyle bir kâğıttan haberim yok. Biz sadece derslerin müfredata uygun olup olmadığını, sınıf ders defterinden teyit ediyoruz. Kâğıt hakkında bir bilgim olmadığı için kelimeler hakkında yorum yapamam’ dedi...”
Müdür yardımcısı haklı, muhabir arkadaşlarımız haksız.
Bence de bu soru Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı’na veya Tayland-Hint-Brezilya-Japon Horozunu Koruma ve Yaşatma Derneği’ne yöneltilmeliydi.
Yanlış olmuş, kusura bakmayın müdürüm, yardımcım...
Paylaş