MAHALLE baskısı tartışmaları sırasında mücadele alanı olarak Laiklik Ovası seçilince, Kürtçe ile ilgili bir hadise arada kaynadı.
Bir vatandaş, toplu taşıma araçlarında Türkçe bilmeyen bir akrabası tarafından aranması durumunda telefona cevap veremediğini söylüyordu.
Kürtçe konuşmak, potansiyel PKK militanı olarak algılanmanıza ve tepki görmenize yol açabilir günümüz Türkiyesinde.
"Olur mu öyle şey canım! Demokratız biz, hiç lahana yemeyiz!" diye karşı çıkılsa da hakikat bu.
Fakat işler değişiyor.
Ve işaretlere bakılırsa, daha da hızlı değişecek.
* * *
Kürtçe diye bir dil olmadığını, Dağ Türkleri’nin karda yürürken çıkan "kart kurt" sesleriyle karıştıklarını öne süren zihniyetten TRT Şeş’e geldiğimize göre kör/topal da olsa ilerliyoruz demektir.
TRT Şeş tek başına Kürt sorununu papatya tarlasına çevirecek bir kanal değil elbette.
Sadece bu kanalı seyreden bir Şırnaklı çocuk, büyük ihtimalle 1980’li yıllarda İzlanda’da yaşadığını zannederek büyür filan...
Zap sırasında TRT Şeş’e gelince ekranın sağ alt köşesindeki program ismine bakıp çözmeye çalışıyorum.
Mesela, İsveç’in efsane santrforu Larsson’la ilgili "Efsaney?n Futbol?" adlı belgesele rastlayınca anlıyorum ki; Hakkári’nin dağ köyünde yaşayan yaşlı nine "Bana top getirin, oynayacağım" diyecek.
Mesela "Anatomiya Cengek?" yazıyorsa ve bir de Bosna Savaşı görüntüleri akıyorsa "Bir Savaşın Anatomisi" diye Türkçe çeviri yapabiliyorum.
Ama bunlar da değişir, daha yolun başında TRT Şeş...
* * *
"Değişecek de ne değişecek? Ne diyorsun yahu?" diyenlerden müjdemi isterim, asıl diyeceğime geldim.
TRT Şeş’te ne kadar uğraşsam da reklam kuşağı yakalayamıyordum.
Taraf Gazetesi’nden Pelin Cengiz’in, "Kulis Tarafı" adlı köşesinde yayınlanan doyurucu yazı sayesinde bu konuda aydınlanmış oldum (15 Mart 2009 Pazar).
TRT Şeş’te şu anda reklam yok. Fakat başta gıda firmaları olmak üzere büyük firmalar Kürtçe reklam filmi hazırlıklarına başlamış.
Diyarbakır’da Kürtçe yayın yapan Söz ve Gün TV gibikanallarda Turkcell, Vodafone, Ülker ve Procter & Gamble ürünlerinin reklam filmleri Türkçe (renkli/orijinal) yayınlanıyor.
Ancak hazırlıklar yapıldığını, ilk etapta Kürtçe dublaj yapılmış reklam filmlerinin, sonra da Kürtçe (renkli/orijinal) çekilmiş filmlerin geleceğini belirtiyor Pelin Cengiz.
TRT Şeş’in diğer Kürtçe yapan kanallara nazaran siyasi risk oranının düşük olması, reklamı verecek olan için de olumlu manada önemli bir faktör.
Otobüste Kürtçe konuşamayan vatandaşın durumuna düşmek de var.
* * *
Ancak Kürtçe’ye karşı duyulan tedirginliğin aşılmasında reklamların ve arkadan geleceği bence kesin olan diğer medya kuvvetlerinin etkisi büyük olacak.
Şu anda çok çekici durmasa da Güneydoğu ve Kuzey Irak’la birlikte bakıldığında geniş bir pazardan söz ediyoruz.
Erbil’de gerçekleşen ve basında "Murat Belge spazm geçirdi mi, geçirmedi mi?" yönüyle yankı bulan Abant’ta Buluşuyoruz, Hoşgörüyle Coşuyoruz Toplantısı’na katılan yazar tayfasının neredeyse tamamının izlenimlerinde "Hep Türk markaları vardı..." tespiti yer aldı.
"Kürtçe ve Zazaca bilen kreatif direktör aranıyor" ilanlarını göreceğimiz günler köşede belirmiş durumda...
* * *
Daha neler olacak acaba?
Bazı reklam sloganlarının Kürtçe olanları -gençler arasında espri olarak vb.- daha fazla tutacak.
Bazı "armutlar" bu Kürtçe sloganlarla veya reklamların Kürtçe versiyonlarıyla -akıllarınca- dalga geçecekler.
İlk Kürtçe reklam yıldızı kim olacak? (İbrahim Tatlıses açık ara favori...)
Kürtçe reklamda "Beyaz Türk’e gönderme esprisi" yapılacak mı?
Büyük medya grupları bugün küçük dursa da potansiyeli olan bölgeye yönelik yayıncılık yapmaya başlayacak mı?..
Hepsinin cevabını birlikte bulacağız herhalde.
Yine de sorayım: "O vatandaş, o otobüste korkmadan Kürtçe konuşabilecek mi?