JAK Deleon 2005’te henüz çok gençken aramızdan ayrılırken ardında onlarca belge kitap bırakmıştı.
Bir İstanbul âşığı olan Deleon, Boğaziçi Üniversitesi’nde profesördü. Unutulan, unutturulan İstanbul’u, İstanbul insanlarını, azınlıkları ön plana çıkarırdı genellikle kitaplarında. Sadece İstanbul hayatı üzerine yoğunlaşmamıştı. Dans, özellikle bale tarihine de eğilmişti. Tanışırdık Jak Deleon’la. Henüz çok genç bir muhabirken, “Balat ve Çevresi” kitabı için benden fotoğraf çekmemi istemişti, çektiğim fotoğrafları kitabına ek yapmıştı. Sessizce aramızdan ayrılan Jak Deleon’u niye andığımı yazının sonuna saklıyorum. * * * Bu yazıya “bir Emek yazısı daha” diye bakabilirsiniz ama niyetim o değil. Serkldoryan Operasyonu’nun vahim sonuçlarını sezen çoğu Beyoğlu sever gibi bu konudaki endişelerim sürüyor, o ayrı. Emek’i kurtaralım derken Majik Operasyonu beliriyor ufukta. Majik’in ön cephesinin korunacağı ancak altına ve üstüne katlar çıkılarak “birşeylere dönüştürüleceği” konuşuluyor. Bir nevi Majik fotokopisi tutuşturacaklar elimize benim anladığım. * * * Sadece Serkldoryan ve Majik mi? Dün Cem Erciyes, Radikal’deki sütununda yeni operasyonları “gelecek program”, “pek yakında” şeklinde sayıp döküyordu. Hacı Salih Lokantası gibi mühim güzelliklere ev sahipliği yapmış olan Anadolu Pasajı’nın yerinde bugün “Ortadoğu ve Balkanlar ve hatta tüm dünyaların” en büyük ayakkabıcı kompleksi var. Dönüştürmenin ibret vesikası olarak hizmet vermekte. Sırada Suriye Pasajı, Afrika Han, Narmanlı, Botero Apartmanı bekliyor. Bulundukları yerde çöküp gitmelerini kimse istemez elbette. Ama Anadolu Pasajı’nın dönüşmüş halini gören gözler pek umutlu olamıyor haliyle. Elimize tutuşturulacak fotokopilerle yetinmek zorunda kalabiliriz, biliyoruz ve bu yüzden sıkılıyoruz. Emek’in fotokopisini, yapılacak AVM’nin üst katlarında yaşatacağına söz veren anlayışla uyuşamamamızın nedeni bu zaten. * * * Geçen sene, Beyoğlu’nda masa/sandalye operasyonlarının ve bu operasyonlara tepkinin sürdüğü günlerde Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan bir kitap yolladı gazetecilere. Demircan’ın bu kitabı, Jak Deleon’un “Pera Hatıratı”nı yollamasının nedeni “Bakın Beyoğlu’nda bir zamanlar sadece barlar, gazinolar yoktu...” mesajını vermekti. Doğru tabii. Jak Deleon’un kitabına aldığı 1881 ve 1912 tarihli ticari yıllıklara bakınca “Saatçi Blum”u, “Halıcı Filippovich”i, “Hırdavatçı Garabet Daridyan”ı ve nicelerini görüyoruz. Ne şartlarda, hangi olaylar neticesinde buralardan gittiklerini de okuyan bilir zaten... * * * Kitabı ilginç kılan nokta, biraz da Beyoğlu’nun kaderini işaret ediyor olması. Sayın Başkan, kendisine sahaf Nedret Emin İşli’nin ilettiği kitabı yollamış gazetecilere. Bunu, kitabın ilk sayfalarındaki ithaf ve imzadan anlıyoruz. Toprağı bol olsun, Jak’ın Nedret Bey’e imzaladığı nüshayı renkli fotokopiyle çoğaltıp kitap haline getirmiş Başkan. Kitabın yayıncısı olan Gözlem’den bu işlem için izin aldığını düşünüyorum Demircan’ın. Başkanı “masumane” de olsa “korsan kitap üretmek” zannıyla baş başa bırakmak istemem. Bu fotokopi kitap gibi bir fotokopi Beyoğlu’yla baş başa kalmak da istemem. Ya ne isterim? Beyoğlu aslına sadık kalarak yenilensin isterim. Hacı Salih’in yerine açılan mega ayakkabıcı ibret olsun isterim. Fotokopi Beyoğlu istemem, gerçeğini isterim.