Fiş işini önce Ayşegül Atik’e anlatın bence

FİŞ toplanmasını teşvik etmek için 1980’li yıllarda televizyonda gösterilen "Fişingi de aaaaal, Mıstaf-aliiii" (Sadeleştirmek gerekirse: Fişini de al Mustafa Ali) ve "Önce alışveriş sonra fiş" sloganlı tanıtım filmlerini bugün bile titreyerek hatırlarım.

O zamanlar çocukların bakkala dalıp "Bi bergel, bi çukulattaaa bi de galem istiyom" deyip, bakkalın kafaya tartı aletini ekleştirmediği, nispeten naif zamanlar tabii.

Her biri ruhumu ayrıca karartmış olan bu spotlar içinde sinir uçlarına en sıkı düğümleri atanı, kesinlikle Ayşegül Atik’in fiş yerine sürekli elektrik fişi alıp geldiğiydi.

Hadise şöyle gelişirdi yanılmıyorsam:

Patronu "Ayşegül Atik’e, git bişiler al şu parayla ama fiş istemeyi unutma" der.

Ayşegül Atik de "Elin ayağın yok mu, sen niye almıyorsun" demez, kalkıp alışverişe gider.

Dönüşte "Hani fiş?" denildiğinde de elektrik fişini çıkarır.

Şimdi bu spotları seyretmemiş olanlara anlatmak zor ama "Espri bitti arkadaşlar."

Yani Ayşegül Atik’in elektrik fişini çıkardığı an hadisenin en komik anıydı ve hep beraber gülmemiz gerekiyordu.

Endişelenmeyin, ben o yıllarda da kimsenin güldüğünü görmemiştim.

Şimdi yeni uygulamaya göre fiş toplamak gerekmeyecekmiş.

Yeni uygulamayı açıklamak için yeni spotlar çekilir mi, bu spotlar o güzelim "Önce alışveriş sonra fiş"in tahrip gücüne ulaşır mı bilemem.

O dönemde Türk halkı "Yeter artık oynatmayın o filmleri, yerde bile fiş görsem toplayacağım, yeter, çoluğumuza çocuğumuza acıyın" şeklinde isyan etmiş ve fiş toplama bilincine erişmişti.

Hükümete tavsiyem, yeni uygulamayı önce Ayşegül Atik’e anlatmaları olacaktır.

O anladığı anda hepimiz anlamış olacağız.

Sözlerimi burada noktalarken, huzurlarınızdan "Düşünün Antalya’da mutlu bir Hollandalı" şarkısı eşliğinde ayrılırım...

(MÜHİM NOT: Pek ihtimal vermiyorum ama olur ya Ayşegül Atik bu yazdıklarıma alınır. Lütfen alınmayın Ayşegül Hanım, sizi seviyoruz, derdimiz o filmlerleydi sadece. Sevgiler ve hürmetler K.A.)

Erişte Western tarzı bir MHP kongresi

BİZİM bence çok sempatik bir şekilde "kovboy filmi" dediğimiz filmlerin genel adı "western"dir, malumunuz.

İtalyan yönetmen Sergio Leone, daha sonra sinema dünyasına "Spaghetti Western" denen türü kazandırmıştır, şahane de bir iş yapmıştır (İyi, Kötü, Çirkin’i, Bir Avuç Dolar İçin’i hatırlayınız.)

Türkiye’de de, 60’ların sonları ve 7O’lerde, bugün kült mertebesinde değerlendirilen bazı kovboy filmleri çekilmiştir bu Spagetti Western gazıyla.

Bu -bence- şahane filmler de, taşıdıkları yerel lezzetler yüzünden "Erişte Western" kontenjanından değerlendirilir.

Pazar günü yapılacak MHP Kongresi’yle ilgili gelişmeleri takip ederken bir noktadan sonra hadisenin "Erişte Western" tadını yakaladığını fark ettim.

Kasabayı korumaya çalışan şerif (Devlet Bahçeli), kasabayı ele geçirmeye çalışan adama (Ümit Özdağ) karşı...

Şerif "O kişiyi ben salona sokmam", Ümit Özdağ ise "Gireceğim" diyor.

Özdağ’ın korumalarının cipinde görüntülenen sopalar filan...

Inı-nını-nın!
Yazarın Tüm Yazıları