Paylaş
VEFAT İLANI
İtalyan çizgi roman geleneğinin bayrak isimlerinden Gian Luigi Bonelli ve Tea Bonelli’nin oğulları;
‘Gece Kartalı’ Teks ve arkadaşlarının kardeşi;
‘Baltalı İlah’ Zagor Tenay, Çiko (Don Chico Felipe Cayetano Lopez Martinez Gonzales), Kazmakürek Bill ve diğer Darkwood sakinlerinin,
‘Puxa Vida’ Mister No (Jerry Drake) ve Otto Kruger ile tüm Amazon ahalisinin,
Martin ‘Jacques’ Mystere, Java ve bilumum ‘meçhul güçler’in,
Ve daha pek çok dostumuzun babası;
Kuşaklar boyu çocukların ve yetişkinlerin kahramanlarını yaratan kahraman;
Sergio Bonelli ebediyete intikal etmiştir.
29 Eylül 2011 Perşembe günü saat 10.30’da Milano Monumental’de düzenlenecek törenle toprağa verilecektir.
Törene çiçek yollamayınız; bir adet Zagor, Mister No, Dylan Dog veya Martin Mystere veya bir başka Bonelli klasiği okuyunuz.
‘Ugh’ deyiniz, ‘Puxa vida’ diye isyan ediniz, ‘Ahyaaak!’ diye bağırınız.
Dostları ve hayranları adına;
Kanat Atkaya.
Sergio Bonelli’nin ölüm haberi ulaştığında bir vefat ilanı hazırlasaydım herhalde böyle bir metin çıkardı ortaya.
Sergio Bonelli, yayın hayatı ne yazık ki kısa süren ‘Serüven Çizgi Roman Araştırmaları Dergisi’nin Mayıs 2005’te çıkan altıncı sayısında Fatih Okta’nın sorularını cevaplamıştı.
Bonelli’yi İtalya’da katıldığı bir panelin ardından röportaj yapmaya ikna eden Fatih Okta sormuştu:
“Peki bu sorunlu dönem (çizgi roman sektörünün gerilemesi) nasıl aşılacak?”
Bonelli’nin cevabı harikaydı:
“60’lı yıllarda bir Vespa motorun, bir kız arkadaşın, bir de Teks’in varsa daha ne isterdin ki?
Şimdi seçenekler çok fazla: Bilgisayarlar, oyunlar, DVD’ler, televizyonlarda onlarca kanal vs.
Boş zaman geçirmek için bir sürü alternatif var.
Durum böyle olunca artık okuyucular çizgi roman okuma zevkini bırakmak istemeyen tutkunlar oluyor bir tek...”
Bir Vespa, bir sevgili, bir de Teks...
1960’ları bilmem...
Vespa bir yana, bisiklete binmeyi, otomobil kullanmayı filan da beceremem...
Zagor, Teks ve Mister No ile tanıştığımda sadece Charlie’nin Melekleri’ne platonik bir ilgi duyacak yaştaydım...
Ama aile fertleri tarafından rahatsız edilmeyecek şekilde bir köşeye, bir ağaç altına, bakkalın önündeki sete oturup, gazoz eşliğinde arada bir kafayı kaldırıp ‘Ahyaaak!’ diye bağırmanın dünyada hiçbir şeye değişilmeyeceğini bildiğim zamanlar çok oldu.
HER ŞEY İÇİN TEŞEKKÜRLER
Sopanın ucuna taş bağlayarak balta yapma girişimlerimin neticesiz kalmış olması elbette tüm çevrem için hayırlı olmuştu.
Ama yine Okta’nın sohbetinde şu cümleyi okuyunca “Sorun bende değil sendeymiş Zagor Abi” diyerek rahatlamıştım:
“Ben Zagor’u bıçağını çok iyi kullanan biri olarak planlamıştım ama Gallieno’nun (Ferri) ısrarıyla baltaya çevirmiştik. Aslında yumurta biçimindeki o taşı ne kadar bağlarsan bağla öyle durmaz. Haydi bir itirafta bulunayım, fazla asılmadım. Zavallı Gallieno gece gündüz çizimlerle uğraşırken bir yandan da benim yarım yamalak yazdığım konuları tamamlamaya çalışıyordu...”
Peki ya Teks?
Editörlüğünü Levent Cantek’in üstlendiği ‘Çizgili Hayat Kılavuzu’ (İletişim Yayınları, 2002) için Zeynep Akkuş (Pek çok çizgi romanı başarıyla dilimize kazandırmıştır) tarafından yazılan makaleye bakalım.
‘Sergio Bonelli Editore’nin Öyküsü’ başlıklı yazıda Bonelli’den yapılan alıntı Teks’in doğum anlarını görmemizi sağlar.
Bonelli bu yazıyı Teks’in efsane çizeri, babası Gian Luigi’yle birlikte yaratıcısı olan Aurelio Galleppini’nin yani Galep’in ölümünün ardından yazmıştı:
“(Galep’in çizdiği) Yeni ‘strip’imizin ilk karesinde üzerine sımsıkı oturan, dar bir jean giymiş genç bir kovboy vardı ve ağzından şu sözler dökülüyordu: ‘Lanet olsun! Hâlâ peşimdeler mi?’
Böyle doğmuştu, benim mışıl mışıl uyuduğum odanın hemen yanında, babam Gian Luigi’nin girift senaryolarıyla Teks Willer!”
Her şey için teşekkürler Sergio Bonelli.
Hayaller, maceralar ve kahramanlar için.
Ugh!
Paylaş