Almanca pop ve Fransızca rap şarkılarına kısıtlamalar getirilsin. Karşılığında, iyi niyetimizin, saf yüreğimizin bir nişanesi olarak Tekno-Laz müziğinden vazgeçilebilir.Belçika’dan midye ve Pierre Marcolini marka çikolata dışında bir şey istemiyoruz. Evet, dantel de istemiyoruz. Hayır, böğürtlenli biraya karşı değiliz. Evet, İşeyen Çocuk Heykeli temalı hediyelik eşyaları da istemiyoruz. Karşılığında Peribacası formatında şarap şişelerinin üretimine sınırlandırma getirebiliriz. Getirelim hatta!Perulu sokak müzisyenlerinin faaliyetleri yasaklansın. Veya daha geniş manada bir uygulama düşünülsün ve pan flütle sokakta müzik yapmak yasaklansın. Bunun karşılığında ‘sokakta kağıt mendil satan çocuk sektörü’nden kademeli olarak çekilebiliriz. Laterna konusunda da çekimseriz ama haydi neyse...Kilim desenli Euro basılsın. Bunun karşılığında sadece İsviçre’ye özgü olmak kaydıyla Türkü Bar açmama garantisi verebiliriz.Kültürlerin kaynaşması bakımından karşılıklı televizyon programı alışverişi yapılsın. ‘Best of Ateş Hattı’, ‘Televole’nin Görkemli Anları’, ‘Sadettin Teksoy’la Gizli İlimler ve Tırtstırıcı Öyküler’ gibi programlar AB’ye bağlı ülkelerin devlet televizyonlarında yayınlansın. İsveç televizyonunun ana haber bültenini altyazıyla yayınlamak gibi bir riski göze alabiliriz karşılık olarak.Avrupa Parlamentosu’nda görev yapacak Türk parlamenterler için odacı, sekreter kadroları açılacak, lamı cimi yok! Bu jeste mukabil Yozgat’ta bir caddenin adını Jean Monnet Bulvarı olarak değiştirebiliriz. Heykel olmaz kardeşim, bizim millet sevmiyor, kırıyor zaten...Kokoreç hadisesini tartışma konusu bile yapmayız tamam mı! Bambi’de şimdi bir kaşarlı kokoreç yapıyorlar, parmaklarınızı yersiniz vallahi. Karşılığında Danimarka veya Alman Mutfağı’nı, ciddiye alabilir ve bir mutfak olarak kabul edebiliriz.Avrupa Birliği’ni temsil eden sarı-lacivert bayrak değiştirilsin. Yoksa tribün terörü olur, bak ben söyleyeyim. Ali Sami Yen’de, Avni Aker’de veya İnönü’de o bayrak dalgalanamaz anladınız mı canikolarım? Haaa; kırmızı-beyaz olsun, herkes sevsin. Buna karşı biz de Türkiye’de curling sporunun sevilmesi, yaygınlaştırılması için bir federasyon kurarız.Türk filmleri her şart altında sevilecek. Sevmemek yasak olacak. Sonra ‘Gelmeyin üstüme, kırarım şevkimi bakın şuracıkta’ diyen sanatçılarla uğraşıyoruz biz burada. Bir de söz veriyoruz Bremen Halk Dansları öğreteceğiz okullarımızda... Gala geceleri için getirilebilecek standardizasyona sıcak bakıyoruz. Mum yok dedik kardeşim, bi ikna olun siz de be!