Paylaş
AMERİKA Birleşik Devletleri’nin bir süredir tüm dünyaya yönelik başlattığı ticari savaşın ana konularından biri çelik... Donald Trump’ın başkan olduğu günden itibaren Avrupa Birliği (AB), Güney Amerika gibi pazarlardan yaptığı ithalata karşı vergi düzenlemeleri hep gündemde. Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarını hiçe sayan ABD, kendi yerel şirketlerinin de yakınmalarına kulak tıkıyor. Türkiye ile aslında siyasi bir gerilim yaşayan ABD Başkanı Trump’ın ilk aklına gelen bu kez de çelik ve alüminyum oldu. Başkan Trump, önceki gün yaptığı açıklamada Ticaret Bakanlığı’na ithalata uygulanan vergilerin yüzde 50 arttırılması talimatı verdiğini duyurdu. Bu kararın 13 Ağustos’tan yani pazartesiden itibaren uygulanmasına da karar verildi.
Rakamlara göre Türkiye’nin ABD’ye ihracatı gerilimlerin etkisiyle zaten azalmaya başlamıştı. Ağırlığını inşaat çeliğinin oluşturduğu ihracat geçen yıl 1 milyon 38 bin ton iken bu yıl 513 bin tonda. İhracatçılar tabii ki kaygılı. İlişkilerin giderek kötüleşmesi, ambargo söylemleri, şimdiden çare arayışını zorunlu kılıyor. Öğrendiğime göre ihracatçılar artık çelik ihracatının bir koz olarak kullanılmasından sıkılmış. ABD pazarından umudunu yavaş yavaş kesen ihracatçı, yeni pazarlar peşinde. Bunun için de yeni pazarlarda var olmak ya da paylarını arttırmak için güçlerini birleştiriyor. Bu pazarların başında Batı Afrika ve Karayipler var.
ABD’Lİ ÜRETİCİ KIZGIN
Bu gelişmeyi yıllardır Çelik İhracatçılar Birliği Başkanı olan şimdi de Çelik İhracatçıları Federasyonu Başkanlığı görevini üstlenen Namık Ekinci’ye sordum. Ekinci özellikle nakliye konusunda işbirliği yapacaklarını söylüyor. Bu arada ABD’ye karşı bu haksız karara ilişkin Uluslararası Ticaret Mahkemesi’ne başvuracaklarını anlatan Ekinci, bakanlığın da Dünya Ticaret Örgütü’ne başvuracağını belirtiyor. Ekinci, ABD Başkanı’nın seçilirken ABD’li çelik devlerine sözü bulunduğunu anlatıyor ve “Bu şirketler kar marjlarını arttırıyor. ABD içinde otomotivden inşaata tüm sektörler ise yüksek fiyatlar nedeniyle kızgın. Onlar da haklarını arıyor” diyor.
Türkiye ile ABD arasında nasıl bir orta yol bulunacağı henüz bilinmiyor. Türk-ABD İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, bir süre önce “Sorunun tek çözümü iki başkanın görüşmesi ile olur” demişti. Çelik üreticileri ve tüm ekonomi aktörleri çözümün siyasi olduğunun farkında. Tabii ki Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda sorunun bir an önce çözülmesini bekliyorlar.
FINDIK İHRACATÇISI TMO’YA MEKTUP YAZDI
Karadenizliler bugünlerde sel felaketiyle zor durumda. Üstelik bölgenin en önemli ürünü fındığın hasat günleri bugünler. Geçen haftalarda fındıkta yaşanan sorunları yazmıştım. Üreticinin de ihracatçının gözü merakla Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıklayacağı fiyattaydı. Üretici 15-20 TL arasında fiyat bekliyor. Ancak iki hafta geçti hala ses yok. Piyasa oluşamıyor. Gecikmenin tabii ki çeşitli faturaları var. İstanbul Fındık ve Mamul İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Gören, her gecikmenin dünya piyasalarında kontrat kaybı anlamına geldiğini söylüyor. Gören, birkaç sene öncesinde Türkiye’nin yüzde 80 olan pazar payının yüzde 60’lara gerilediğini ekliyor ve yeni ülkelerin pazara girdiğini hatırlatıyor. Daha fazla kayıp olmaması için de TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu’na bir mektup yazmış Gören. Mektupta yer alan görüşler şöyle:
- Üretici ürününü pazara indirmeye başlıyor fiyat soruyor. Yurtdışı alıcılar alım için fiyat soruyorlar, bizler fiyatların otorite tarafından açıklanacağını ve beklendiğimizi söylüyoruz.
- Piyasalara mal akışı başlayacak. Dolayısı ile alıcıların taleplerini karşılamak için fiyatı açıklamanızın, dünya fındık ticaretinde daha fazla pay alabileceğimize etki edeceği kanaatindeyiz.
- Her açıklanan fiyat bizim için geçerlidir. Bizlerin beklediği, belirsiz ortamın bir an önce kalkması, alışverişe başlamamız.’
EN ÇOK SATAN BİRA TÜRKİYE’DE ÜRETİLECEK
ANADOLU Efes, 6 ülkede sahibi olduğu 21 bira fabrikası ile Türkiye’nin global şirketlerinden. Türkiye dışında Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Ukrayna ve Moldova’da faaliyeti var. 80’den fazla ülkede de ürünleri tüketiliyor. Avrupa’nın en büyük 5’inci ve dünyanın 15’inci bira şirketi konumunda. Türkiye’de ise 3 bira fabrikası, 2 malt fabrikası, 1 şerbetçiotu işleme tesisi ve portföyündeki 18 marka ile en büyük bira üreticisi ve pazar lideri. 2012’de yine önemli bir bira üreticisi olan SABMiller ile stratejik ortaklık kurdu. 2016’da bir gelişme oldu ve Hollanda merkezli Anheuser-Busch InBev SABMiller’in hisselerini satın aldı. Dolayısı ile iki şirket ortak oldu.
Geçen yıl da şirketlerin Rusya ve Ukrayna’daki operasyonları birleşti. Anadolu Efes’in marka portföyüne 1876’dan beri üretilen önemli bir bira markası da girdi. Bu marka Amerika’da da en çok satan bira markası. BrandX Top 100 2017 araştırmasına göre de dünyanın en değerli birası. İşte bu değerli marka artık Türkiye’de ve Anadolu Efes’in Ankara’daki kendi fabrikasında üretilmeye başlandı. Türkiye bira piyasası 900 milyon litre civarında. Aldığım bilgilere göre artan vergilere rağmen tüketimde çok ciddi bir gerileme söz konusu değil. Dünyanın önemli bir markasının Türkiye’de üretilmesi ve buradan dünyaya dağılması sevindirici!
Paylaş