Paylaş
Erol Köse’nin Hande’den izin almadan eski şarkılarını piyasaya sürdüğü, bu şarkıların bir kısmının demo olduğu ve Köse’nin bu işi kendine rant için yaptığı yazıldı çizildi son günlerde.
Her kafadan bir ses çıktı bu konuda ama nedense olayın kahramanı Erol Köse sessiz kalmayı tercih etti.
Ben de işin aslını öğrenmek için Erol’u aradım. Söylediklerini madde madde ve yorumsuz aktarıp aradan çekiliyorum. Kararı siz verin...
1 Hande Yener’in izin verdiğine dair elimde imzaları olmasa tescil belgesi ve bandrol almamız söz konusu değildi.
Sanırım sanatçının zihni melekelerinde bir sorun var ki, imzaladığı belgeleri hatırlamadığı gibi Hamburg’ta dünyaca ünlü müzisyenlerle yaptığı şarkıları da demo zannediyor.
2 Başarısını tüm dünyaya kabul ettirmiş ve Hande Yener’in en çok satan iki albümüne imza atmış Bülent Aris gibi bir prodüktör, Ozan Çolakoğlu, Fettah Can, Altan Çetin, Mustafa Ceceli ve daha nice müzisyen, aranjör ve besteci demo için bu kadar çalışır mı?
Ya da meseleye tersinden bakarsak, sadece demo hazırlamak uğruna onlara bu yüksek ücretler ödenebilir mi?
Elbette bütün bu müzisyenler ancak gerçek albümler için kolları sıvar, burada da böyle oldu.
3 Bugüne kadar hiçbir demonun Londra’da mikslenip master’landığı görülmemiştir.
Öte yandan sosyal medyadaki hesabımdan takip edebileceği gibi binlerce dinleyicinin beğenisini yok saymak da hayatın olağan akışına aykırıdır.
4 Evet, Hande Yener bu durumdan mutsuz çünkü “Best Of”ta yer alan 15 hit ve beş yeni şarkının ticari başarısının yüzde 10’una yeni albümlerinde yaklaşamadığı gibi, bir daha asla o vokal tekniğine de erişememiştir.
Hırçınlığı bundandır. Bahsi geçen şarkıcı, 2007’de “Pop müzik bakkal müziğidir, ben artık elektronik yapacağım” diyerek bugüne kadar var olma sebebi olan dinleyicilerine alenen hakaret etmiş; ancak yaptığı müzikte başarılı olamayınca bu sözlerini yutup tekrar popa dönmüştür.
5 Bu dönem yarattığı boşlukta kraliçelik koltuğunu Demet Akalın’a kaptırmıştır.
Hande, bugün albüm satışı ve konser ücreti olarak Demet Akalın’ın fersah fersah gerisindedir. Karizma bir kere çizilmeye görsün...
6 İşte tüm bunlar nedeniyle bu albüm onun yüzleşmek istemediği ama aslında sahip çıkması gereken mazisidir.
Bu “Best Of”, onu taçlandırmıştır fakat nedense bir tek kendisi bunun farkında değildir.
7 Meslek birlikleri aracılığıyla benim kazandığım para, bestecilerin ve Hande Yener’in kazandığına eşittir.
Yani Hande Yener de ben ne kazanıyorsam aynısını bu albümden kazanmaktadır.
Kadın İşi Banka Soygunu’ndan 3 not...
Bir: Her filmde kendini oynamayı doğal oyunculuk zanneden Meltem Cumbul, “Muhteşem Yüzyıl”ın Nigar Kalfa’sı Filiz Ahmet’in performansı karşısında fena ezilmiş.
Bilge karakteriyle Filiz Ahmet döktürüyor... Meral Çetinkaya ve Ayten Uncuoğlu ise ustalıklarını gösteriyorlar.
İki: Filmdeki Gezi sahneleri eylemlere saygı amacıyla mı kullanılmış yoksa filmin gişesine malzeme mi yapılmış karar veremedim.
Üç: Filmi izlerken gülmekten karnıma ağrılar girmedi ama sıkılmadan da seyrettim. Küfür olmadan da komedi yapılabilirin ispatı gibi...
Ortaya karışık
-Putin, “Cinsel tercihine rağmen, Ruslar olarak Elton John’u seviyoruz” demiş. Bir devlet başkanının, Sör Elton John gibi dev bir sanatçıdan bahsederken cinsellik vurgusu yapmasını anlamak mümkün değil. Yatak odasına mı alıyorsun, yoksa şarkılarını mı dinliyorsun diye düşünmeden edemiyor insan.
-Çiçeği burnunda anne Kim Kardashian “Bir milyon çocuk daha yapmak isterim ama annelik hiç de kolay bir iş değil” dedi. Bu zekayla tek çocukta kalması sanırım bütün dünyanın hayrına olacak.
-Ümit Benan, Paris Moda Haftası’ndaki defilesini, ABD’nin ilk siyahi beyzbol oyuncusu Jackie Robinson’a ithaf etmiş. Beyzbol sahasını andıran podyumda Benan’ın tasarımlarının yanı sıra ırkçılığa karşı verdiği mesajlar dikkat çekti. Tüm modellerin siyahi olmasıyla da büyük moda haftalarının tarihinde bir ilke imza atıldı. Bakalım moda dünyası Ümit’in kıyafetlerini mi mesajlarını mı konuşacak...
-Başrolünü Leonardo DiCaprio’nun oynadığı, Martin Scorsese’nin 5 dalda Oscar adayı yeni filmi “The Wolf of Wall Street” (Para Avcısı), Malezya ve Nepal’de yasaklandı. Filmin üç ayrı sahnesi Hindistan ve Lübnan’da da sansüre uğradı. Bu yasaklamalarda, filmde çok fazla seks, uyuşturu ve tam 569 kere geçen “fuck” sözcüğünün etkisi büyük. Bakalım bizde 7 Şubat’ta vizyona girecek filmin akıbeti ne olacak...
-Huffington Post, seyahat sayfasında Pamukkale’den “görmek zorunda olduğunuz doğa harikası” diye bahsetti. Hele de baharda bir başka güzel olur Pamukkale...
-Flamenko ve cazı bir araya getiren büyülü ses Buika 1 Şubat’ta Cemal Reşit Rey’de sahne alacak. Ama kötü haberi benden duyun, bütün biletler tükenmiş bile...
-En iyi yardımcı erkek oyuncu kategorisinde Oscar’a aday olan Jared Leto, bu başarıyı yakalamasını sağlayan film Dallas Buyers Club’ı seyretmediğini açıklamış. Hani bazen yemek yaparken doymuş kadar olursun ya, o hesap olsa gerek.
-Bursa’da yapılan arkeolojik kazılarda 2300 yıl öncesinden kalma Bitinya Krallığı döneminde yapılmış idam ve işkence için kullanılan zindanlar ortaya çıkarıldı.
Bu infaz odalarında sağır ve dilsiz cellatlar hükümlülerin kafalarını kesip vücutlarını kuyuya atarlarmış. Kazdıkça işkence odaları çıkıyor, demek ki bu topraklarda vahşetin tarihi çok eskiymiş.
Paylaş