İsmet Solak: Bilgi şöleni

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Benim değil Metin Akpınar'ın tanımı: - Ege-Koop seminerleri bilgi şölenidir.

Başkan Hüseyin Aslan ve Hüseyin Baradan'ı yürekten kutlamak gerekiyor.

Gerçekten, Pamukkale'de yapılan Ege-Koop 9'uncu Eğitim Semineri de bir ‘‘bilgi şöleni’’, daha doğrusu, ‘‘zihin fırtınası’’ halinde geçti.

‘‘Türkiye Dünya Devleti mi Oluyor?’’ konulu oturumda Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. İlter Turan ile İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Erol Manisalı farklı cephelerden, Türkiye'nin ana sorunlarını alabildiğine masaya yatırdılar. Gazeteci arkadaşımız Mustafa Balbay ise ince esprileri ile doyumsuz bir Türkiye tablosu çizdi.

‘‘Meclis-Basın İlişkileri’’ konulu paneli ben yönettim. Yavuz Donat ve Hasan Korkmazcan medya ile parlamento arasındaki ince, ama hassas saygının nasıl olması gerektiğini dile getirdiler.

‘‘Kültür Köprüsü Türkiye’’ konulu oturum doyumsuz bir zihin fırtınasıydı. Prof. Talat Halman şiirsi anlatımıyla Türk kültürünün yüceliğini binlerce yıl öteden bugüne taşıdı. Yekta Kara ve Tamer Levent Türkiye'nin kültür köprüsü olmaktan da öte, ‘‘kültür teknesi’’ olduğunu ortaya koydular.

‘‘Küreselleşme-Ulus Devlet İlişkisi’’ konusu nereye koştuğumuzu, acı ama çıplak haliyle dinleyenlere gösterildi. Osman Saffet Arolat, 68 kuşağının lideri olarak günümüzün küreselleşme olgusuna eski deneyimini katarak yaklaştı. İnal Batu, yakın gelecekte sosyal demokrasinin neden bir ihtiyaç olacağını, Sosyalist Enternasyonel belgeleriyle anlattı.

Mustafa Kemal Paloğlu ve Prof. Ergün Aybars ise küreselleşmenin bize taşıdığı tehlikeye karşı koyacak kalkanı ortaya koydular:

- Atatürkçü çizgi, Kemalizm.

Aybars, NATO-Varşova Paktı arasında silahsızlanma anlaşması görüşülürken BM'de konuşan bir Afrika delegesinin sözlerini hatırlattı:

- Bizde bir atasözü vardır. Filler dövüşür, çimler ezilir, filler sevişir yine çimler ezilir. NATO ve Varşova Paktı bizi eziyordu. Aralarındaki barış da yine bizi ezecek.

Küreselleşmenin yoksul ülkelere sağlayacağı fayda ya da zararın bu denli özlü anlatımı olamaz.

‘‘Ekonomide Dünya'nın İlk Yirmisindeki Türkiye’’ konulu oturumu yöneten Prof. Taner Berksoy bile konuşmaların uzamasına karşı koyamadı. Zafer Çağlayan, ‘‘Zihniyet devrimine ihtiyacımız var'' dedikten sonra, bu değişikliğin hükümetten başlamasını önerdi:

- Koskoca ABD'de 14 bakan var. Bir de bize bak; Aileye bakan Bakan, Turizme bakan Bakan, Çocuğa bakan Bakan... Allah aşkınıza, nereye, ne işe bakıyor bu Bakanlar?

Gazeteci Rüştü Bozkurt harika bir konuşma yaptı. Hem üretim, hem teknoloji, hem de eğitim açısından dünyanın kaçıncısı olduğumuzu rakamlarla anlattı:

- Ortak çalışma alışkanlığımız yok. Eltiler kavgası yüzünden batan en az 500 şirket sayabilirim. Bunu aşmamız lazım.

Ulusal sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Kemal Özden, ‘‘Bütün partiler tek tip hale geldi. Amerika'yı yeniden keşfetmeyelim. Küreselleşminin demir kıskacına karşı tek kurtuluş Kemalizm'dir, karma ekonomidir’’ dedi.

Ve son söyleşi yine Metin Akpınar'dan geldi. Büyük sanatçı, ince ince üç günlük seminerin eleştirisini yaparken konuyu küreselleşmeye getirdi:

- Bu küreselleşme bu tutumuyla ve bizim bu halimizle bizi öper. Ulus devlet, her şeye rağmen küreselleşme devine karşı koyabilecek tek olgudur.

Yazarın Tüm Yazıları