Gül’ün rahatsızlığının hatırlattığı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, cumartesi günü Ankara’dan Londra’ya doğru uçarken biz gazetecilere bir ölçüde içini açtı.

Haberin Devamı

Soruyu Hasan Cemal sordu, ‘Yaptığınız atamalarla ilgili sizi eleştiriyorlar’ dedi. Meğer Cumhurbaşkanı da bu konuda çok doluymuş. Kendisine haksızlık yapıldığını, atadığı kişilerin liyakatli ve mesleklerinde başarılı, dünya görmüş kişiler olduğunu anlattı.
Kendisinin siyasi görüşten önce liyakata baktığını kanıtlamak için Cumhurbaşkanı, Alevi kökenli bir kişiyi rektör olarak atadığını, hatta atadığı rektörlerden birinin de daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin bilim kurulunda görev yaptığını söyledi.
Bütün bunlardan ötürü de, eleştirenlerin kendisine haksızlık yaptığını düşünüyordu. Açıkça söylemediği ama ima ettiği şuydu: Tek tek bazı atamalarıma değil bütün atama sicilime aynı anda bakın.
Maalesef Türkiye’de Cumhurbaşkanlarının tek başlarına yaptıkları bu çeşit atamalar hep tartışma konusu oluyor, herhalde bundan sonra da olacak. Turgut Özal’ın atamalarını da çok tartıştık, Süleyman Demirel’in atamalarını da, Ahmet Necdet Sezer’in atamalarını da. Şimdi de Abdullah Gül’ünkileri konuşuyoruz./images/100/0x0/55eb4533f018fbb8f8b6570d
Gül bence gene insaflı, ‘Anayasadaki yetkimi kullandım, kimseye kendimi beğendirmek zorunda değilim’ demiyor, eleştirileri yanıtlamaya, kendisini eleştirenleri iknaya çalışıyor.
Sorun, bir cumhurbaşkanının tercih kullanmaya hakkının olmadığını, onun Türkiye’de adeta bir tarafsız Birleşmiş Milletler gözlemcisi gibi davranması gerektiğini düşünüyor olmamızdan kaynaklanıyor. Oysa böyle bir tarafsızlık imkansız.
Bütün bu tartışmaların kökünde aslında atama yoluyla geldikleri yerde kamu gücü kullanan insan sayısının çokluğu yatıyor. Bu sebeple ‘devlet ele geçiriliyor’ tartışması canlı kalıyor.
Türkiye’nin baştan sona normalleşmeye ihtiyacı var; Demokrasi talebi yerleştikçe bu ihtiyaç da daha net gözüküyor.
Bürokratik vesayeti de konuşmanın zamanı gelmedi mi hâlâ?

Haberin Devamı

Londra da değişirmiş

BU şehre çocukluğumdan beri gelir giderim; ‘Buralar eskiden dutluk’tu seviyesinde değilse de, Londra’nın son otuz yıldaki değişim ve gelişiminin tanıklarından biriyim.
Aslında neredeyse hiç değişmiyormuş gibi gözüküp değişen bir şehirden söz ediyoruz. 40 yıl önce babamın alışveriş yaptığı kitapçı hala yerinde duruyor ama büyük ihtimalle başkasının anne-babasının 40 yıl önce alışveriş yaptığı bir dizi butiğin yerinde artık Apple Store var.
Hep görmeye alışık olduğum pub yerinde duruyor ama onun yanındaki kırtasiyeci gitmiş, yerine bir uluslararası giyim firması gelmiş. Altındaki lokantaya gitmekten hoşlandığınız bina yıkılmamış ama kapsamlı bir renovasyona alınmış.
Alışkanlıklar, hem de çok uzun sürebilen alışkanlıklar şehri olan Londra bu kez beni şaşırttı; çünkü eskiden olan pek çok şey gitmiş, yerine başka şeyler gelmişti.

Haberin Devamı

Kraliçenin elinden ödül almak

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün bugün yoğun bir programı olacak. Önce bir çalışma kahvaltısına katılacak, ardından Britanya Başbakanı David Cameron ile görüşecek, sonra kendisine ödül verilecek olan Chatham House’da konferans verecek, ardından The Financial Times yayın kuruluyla görüşüp Oxford’a hareket edip bir konferans da burada verecek.
Gül, salı akşamı da Birleşik Krallık Kraliçesi Elizabeth’in elinden Chatham House 2010 Ödülünü alacak.
Nedir bu Chatham House diye merak ediyor olabilirsiniz; tam adı ‘Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü.’ Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı’ya Sevres koşullarının dayatılacağı meşhur 1919 Paris Barış Konferansı sonrası, galip ülkeler olarak İngiltere ve Amerika, ‘Gelecekte olabilecek savaşları önlemek amacıyla’ bir ortak enstitü kurmaya karar veriyorlar.
Bu kararın sonunda 1920 yılında Londra’da Britanya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü kuruluyor, 1927’de de kraliyet tüzüğü kabul ediliyor, enstitü ‘kraliyet’ adını taşımaya başlıyor.
Chatham House adı kuruluşun faaliyetlerini sürdürdüğü binadan, binanın isminden geliyor. (Binanın adı ‘Çınar Apartmanı’ olsaydı, kuruluşun ve ödülün adı da ‘Çınar Apartmanı’ olabilirdi yani.)
Chatham House’ın bir de kardeşi var Amerika’da, Dışilişkiler Konseyi isimli.
Cumhurbaşkanı Gül, Chatham House ödülünü alacak altıncı kişi olacak, ödül 2005’ten beri veriliyor. Kraliçe Elizabeth 2005’teki törende Ukrayna Cumhurbaşkanı Yuşçenko’ya ödülünü bizzat vermişti, şimdi bir de Gül’e verecek. Geçen yıl aynı ödülü Brezilya Cumhurbaşkanı Lula aldı ama ona ödülünü Kent Dükü Prens Edward vermişti.

Yazarın Tüm Yazıları