Derin çelişkiler ülkesine hoş geldiniz

PKK, Ankara’da sivillerin üzerine bomba yüklü aracı sürmüş, patlatmış, onlarca hayat yarım kalmış.

Haberin Devamı

Bu korkunç katliam sonrası hepimiz terörize olmuşuz, sokağa çıkmamış, metroya, otobüse binmemişiz.

Daha dün İstanbul’da çocuğu okullarda olanlar arasında bir panik ki sormayın; Alman Konsolosluğu kapatılmış, Alman Lisesi eğitime ara vermiş. Gerekçe güvenlik.
Bugünlerde ülkemizin hali böyle.
Ama tam tersi manzaralar da var. Önceki gün Gaziantep’teydim. Suriye’deki iç savaştan en çok etkilenen üç ilimizden biri. Sokaklarında Suriyeli mültecilerin yaşadığı Gaziantep.
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, bakanlığının sekizincisini düzenlediği ‘Sivil Toplum Buluşmaları’ için kentteydi; ben de bu buluşmaları merak ettiğim için tanık olmak istedim.
Toplantı için 1200 kişilik dev bir salon ayrılmış. Ama Gaziantep’ten 2000 kişi, binin üzerinde sivil toplum örgütünü temsilen toplantıya gelmek üzere ‘Ben geliyorum’ demiş.
Salon tıklım tıklım. Gaziantep’teki her çeşit ama her çeşit sivil toplum örgütü orada. Fotoğraf Derneği de orada, Esnaf Sanatkâr Odası da, Sürücü Kursları Derneği de, Suriyeli mülteci kadınlara eğitim veren dernek de, başkaları da...
Her birinin üçer dakika vakti var; yüzlerce derneğin temsilcilerinin kürsüye çıkıp kendilerini tanıtmaları ve gelecek projelerini anlatmaları saatler sürüyor; Bakan Volkan Bozkır her birini tek tek dinliyor, not alıyor.
Ana salonda bu devam ederken yan salonlarda AB fonlarından ve ulusal ajansın fonlarından nasıl yararlanılacağına, başvuruların nasıl yapılacağına dair eğitimler başlıyor. O salonlara bakıyorum; onlar da tıklım tıklım.
Bir yanda doğrudan savaşın etkileri, onun üstüne binmiş olan terörün etkileri, tedirginliği ama bir yanda da Avrupa ile bütünleşmek isteyen, Avrupa merkezli projeler yapıp Avrupa fonlarından yararlanmak isteyen gönüllüler ordusu.
İnanılmaz çelişkiler bunlar. Hepsi aynı anda ve neredeyse aynı fiziki mekânda, şehirde yaşanıyor.
Bir yanda kendileri ve başkaları için iyi şeyler yapmaya çalışan, gencecik, pırıl pırıl insanlar, bir yanda Slovenya’da, Çek Cumhuriyeti’nde, Fransa’da, Almanya’da, Hırvatistan’daki akranlarıyla birlikte proje geliştiren, ulusal sınırların ötesine geçmiş yerel dernekler ama bir yanda sokakta dilenen Suriyeli çocuklar, otobüs durağına gitmekten çekinen insanlar.
Bir yanda iyimserlik, bir yanda kötümserlik. Bir yanda geleceğe duyulan ümit, bir yanda bugünden duyulan korku.
Derin çelişkilerin ülkesi burası.

 

 

Haberin Devamı

Brüksel’de bugün çok uzun bir gün olabilir

 

 

Haberin Devamı

TÜRKİYE, 6-7 Mart’ta Brüksel’de yapılan Türkiye-AB zirvesinde Avrupa’yı şaşırtan bir dizi öneri getirdi.
Kabaca beş başlık var: 1. Ege’deki Yunan adalarındaki mülteciler sıfırlansın; belli bir tarihten sonra Ege’den geçecek bütün mültecileri Türkiye geri alsın ama karşılığında AB de Türkiye’nin geri aldığı mülteci sayısı kadar mülteciye göç imkânı versin; 2. Schengen Bölgesi’ne Türk vatandaşlarının vizesiz girişi, Türkiye’nin AB ile geri kabul anlaşmasını uygulamaya sokacağı haziran ayıyla eşzamanlı kılınsın; 3. Türkiye-AB tam üyelik müzakerelerinde Kıbrıs’ın tek taraflı durdurduğu başlıklar (Kıbrıs’ı gümrük birliğine dahil etmediğimiz için AB Konseyi kararıyla durdurulan 8 başlığa ilaveten Kıbrıs kendi başına 5 başlığa daha ambargo koydu, kastedilen bu 5 başlık) açılsın; 4. AB, Suriyeli mültecilere harcanmak üzere vereceği 3 milyar Euro’ya ilaveten 2018’e kadar harcanmak üzere 3 milyar daha versin; 5. Suriye’de güvenli bölgeler oluşturulması için çaba harcansın.
Bu beşli paketin özellikle birinci maddesi Avrupa için ve en çok da Yunanistan için çok çekici. Açıkçası Avrupa’nın vaat etmekte zorlandığı madde ise Kıbrıs’ın tek başına blokajında olan müzakere başlıkları. Ki bunlar içinde sınır güvenliği ve mülteci meselesiyle ilgili başlık da var.
Hep birlikte göreceğiz Kıbrıs ikna edilebilecek mi edilemeyecek mi? Volkan Bozkır’ın tahmini, AB zirvesinde özellikle bu akşamın çok uzun bir akşam olması.
AB, Türkiye’nin önerilerini kabul edemezse, böyle bir uzlaşma çıkmazsa ne olacak? O zaman 29 Kasım’da varılan ilk uzlaşma geçerliliğini koruyacak.

Yazarın Tüm Yazıları