17 Mart 2008
BEŞİKTAŞ’mı iyi, Trabzonspor mu kötü? Siyah beyazlı takım, karşısında rakip olmadığı zaman çok iyi oynuyor ve kazanıyor. Karşılaşmayı izlerken bordo mavili kulübe Anayasa Mahkemesi kapatma kararı mı verdi diye düşündüm. Karadeniz’in savaşçı ekibine ne olmuş, anlayamadım ve de tanıyamadım. Futbol kişiliği, sistemi iflas etmiş. Al Yattara’yı vur Memiş’e. Ayman’a top değdiğini kimse görmedi. İstatistiklere baktım en çok top kaybı yapan oyuncuların liste başında yerini aldı.
Sezon başında teknik heyeti kırmamak için hatır gönülle alınan oyuncular topluluğu oluşturulur, para kazanmak için star futbolcular satışa çıkartılırsa, başarı beklemek hayalden öteye gitmez. Bordo mavili takımın yönetimi beni ilgilendirmez ama İnönü Stadındaki futbolunu ibra etmiyorum.
İşte böyle bir tabloda sahne alan Beşiktaş’ta maçın ilk yarısında Delgado adeta tango yaptı. İlk golün başlangıcında start verdi Holosko’yu devreye soktu. İkinci golde ise kullandığı frikik atışında kalede bir değil 10 tane Tolga olsa kimsenin yapacağı bir şey yoktu. Hele 79’ncu dakikada Paf takımından gelen Aydın Karabulut’a bir pas verişi var. Ronaldinho halt etmiş! İnönü Stadında sezon başından bu yana karlı, yağmurlu havalarda bile böylesine esmedi Delgado.
Kahraman Rüştü
Cisse’nin yokluğunu hissettirmeyen İbrahim Toraman’ın sahanın basmadık yer bırakmamasını 52’nci dakikada hakem Bülent Yıldırım kırmızı kartı ile engellerken, düdüğündeki adaleti tek taraflı değil eşit dağıtmalıydı. Sertliği ile şov yapan Yatara, Ayman yerine yaşı ufak olduğu için Barış Memiş’i atması haksızlık değil de nedir?
Maçın ikinci yarısında İbrahim Toraman’ın oyundan atılması Rüştü’yü kahramanlaştırdı. Umut ve Yattara’nın gollük pozisyonlarını eritirken ilk kez alkışlandı.
Özellikle maçın son 30 dakikası Trabzonspor forveti ile Rüştü arasında geçmesi ve Beşiktaş’ın ikinci bölgedeki isimlerinin etkisiz kalışı notlarımda kötü bir anı olarak kaldı. 71’nci dakikada oyundan alınan Tello’nun 9 haftadır sahalarda yürüdüğünü benim kadar kimse görmüyor mu. Aydın Karabulut attığı golle Teknik direktörüne mesaj verdi "Harcama beni hoca". Tello’nun yokluğunu, Sağlam atlasa bile, Sinan Engin, unutmamalı. Süper ligde şampiyonluğun takım ruhuyla kazanıldığı futbolculara hatırlatılmalı.
Yazının Devamını Oku 8 Mart 2008
LİDERLER, teknik direktörler, futbolcular, futbol müsabakalarını izleyenlere çoşku, heyecan veren vizyona sahip olmalı... Stratejik tercihler yapabilmeli... Hedefe ulaşmayı sağlayacak bir organizasyonu tasarımlayıp, yapılandırabilmeli... Beşiktaş’ta sezon başından bu yana liderlik pozisyonunu üstelenecek isim ortaya çıkmadı. Tıpkı dünkü maçta olduğu gibi. Sezon başından bu yana kişiliksiz futbolu ile siyah beyazlı takımı önce Şampiyonlar Ligi sonra da Fortis Türkiye Kupası’ndan uzaklaştıran Ertuğrul Sağlam’ı sistemi değil, gizli lider karizması bulunan İbrahim Toraman kurtardı dün. Toraman, rüzgarsız, reklamsız takımın jokeri olarak sezon başından bu yana mücadele ediyor. Dün de Cisse’nin yokluğunu kapattı, golünü atarak şeref tribününde takımın kötü oyunundan nefesi tutulan Başkan Yıldırım Demirören’i oksijen çadırından çıkardı. Bobo maçın son saniyesinde attığı golle hayat verdi ve liderlik bayrağını dalgalandırdı. Kritik maçların büyük oyuncuları gibi sahnede yerini aldı.
B Planı yok
Beşiktaş’ı sıradan takım yapan Sağlam oyuncularına saha içi paylaşımı hala öğretememiş. Siyah beyazlı takım sahaya safları sıkıştırarak çıkıyor. Sol kanatta Serdar Özkan kontratağa kalıyor. Ali Tandoğan sağ kanatta olacağına orta alanda Delgado’ya refakatçılık yapıyor. Beşiktaşlı futbolcular bu sahada topu yere indirip pas yapamıyorsa düşünülmesi gerek.
Sağlam takımına gol atmayı değil gol yememeyi yerleştirmiş. Delgado, Holosko her atakta defansla birlikte çıkıyor. Beşiktaş’ta sakatlıklarla ilgili sağlık kurulu mu yoksa teknik kadro mu suçlu sorgulanması lazım. Beşiktaş’ın yediği gol Sağlam’ın sisteminden kaynaklandı. Baki rakibine pres yaparken sağında Gökhan Zan ve solunda Ali Tandoğan yerlerini terk etti, Kerem de beraberlik golünü skor tabelasına yansıttı. Sağlam takımı gol attığında veya yeğinde sistemini değiştirmiyor. B Planı yok. S.Özkan oyundan alınıyor üç forvet ile oynatıyor. Ama Sağlam o forvete asist yapacak oyuncuyu düşünmüyor. Başkente lider gelen takımın oyunu, sistemi, düşüncesi duruşuna yakışmadı. İyi ki İ.Toraman gibi savaşan, Bobo gibi golcü oyuncusu var.
Yazının Devamını Oku 3 Mart 2008
BEŞİKTAŞ tarihinde önemli yer tutan İngiliz Teknik Direktör Gordon Milne’nin "Şampiyon olacaksan Fenerbahçe, Galatasaray’ı evinde yeneceksin" sözü zaferlerin hazırlayıcısı olmuştur. Bu kadar puan kaybının ve kötü futbolun izlendiği Süper Lig’in önemli derbisinde, tek tehlikeli atak ve gol Delgado’nun ustalığından fışkırdı, Nobre tarafından topu ağlara göndermesiyle sahneye kondu.
Maça gelmeden önce 100’ncü yılda G.Saray ile Beşiktaş derbisini izliyordum. Sergen, Tümer’e verdiği pası takip edip gol atıyor. Tribünde yöneticiler birbirlerine sarılıyor. O muhteşem tabloyu düşünerek İnönü Stadı’na geldim. Sezon başından bu yana banka kredisi, çeklerini kulübün menfaatlerine ve Ertuğrul Sağlam’ın düşüncelerine sunan Başkan Yıldırım Demirören, tribünlerin "İnanın çocuklar. Güzel günler göreceğiz, şampiyonluk şarkıları söyleyeceğiz" marşlarına eşi Revna ve çocuklarıyla coşkuyla eşlik ediyordu.
Maçın ilk yarısında akıllarda kalacak pozisyon yok denecek kadar azdı. Dört şut atıldı, onlar da kaleyi bulmadı. İkinci yarıda birbirlerine top atan oyuncular topluluğu izledik.
Yolunu aydınlattı
Büyük takımların büyük oyuncuları olur. Holosko topu her ayağına aldığında tribünler ayaklandı. Ama sezon başında katalogla gezen Sağlam, elinde bonservisi, genç ve söz dinleyen oyuncu arayacağına, tekniği ve fiziğini sahada dinleten oyuncudan yana tercih kullansaydı, bugün siyah beyazlı takım rakiplerine puan sıralamasında fark atmış olacaktı.
İbrahim Toraman sezon başından bu yana bir tek kalede yer almadı. Dün ön liberoda ve ofansif alanda etkisini hissettirdi. Taraftarlar Serdar Özkan’ı özlemiş. Oyuna girişiyle kontrataklarda ses getirdi. İbrahim Kaş, Baki, Gökhan Zan görevlerini eksiksiz tamamladı. Tello ise tel tel döküldü. İnönü Stadında futbol, sistem, taktik ve kenardan oyun okuma mumla arandı. Önemli olan skordu. Onu da Nobre yaptı. Beşiktaş, istediği 3 puanı alarak liderlikle şampiyonluk yolunu aydınlattı.
Yazının Devamını Oku 23 Şubat 2008
BEŞİKTAŞ’ın malzemesi bol, ama tadı yok. Rüştü geldiğinden bu yana hem formsuz, hem de fizik olarak rahatsız görüntüsüne rağmen kaleyi koruyor. Beşiktaş’ın ne defansında, ne de forvetinde etkili, orta alandan hücuma yönelik oyuncusu yok. Siyah beyazlı takımda sezon başından bu yana takıma bir türlü sistem oturtamayan teknik direktör Ertuğrul Sağlam’ın her dediğini gerçekleştiren Başkan Yıldırım Demirören ve yönetim için şampiyonluk umutları sürse bile her maç işkenceye dönüşüyor.
Rakip Denizlispor altı pasa kadar giriyor, Rüştü defansı yanına çekiyor. Defansta bir tek ayakta kalan İbrahim Toraman. Hem arkadaşlarının arızalarını gideriyor, hem de ofansif düşüncesini sahaya yayıyor. Gökhan Zan kağıttan bebek gibi. Rüzgar esse yere yıkılıyor. Gordon Schildenfeld hala güven vermiyor. Denizlispor’un attığı golde hatası üst düzeydeydi. Alt yapıdan yetişen Mehmet Sedef, İbrahim Kaş’ın ne eksiği var merak ediyorum. Beşiktaş’ta, Sağlam’ın sistemsizliğine ve çaresizliğine rağmen her maçta yetenekleriyle takımını galibiyete sürükleyen İbrahim Toraman, Tello, Cisse, Nobre gibi tecrübeli oyuncular var, ama hala lider oyuncu yok.
Suyu olmayan baraj
Hakem Mustafa Kamil Abitoğlu düdüğünden, kartlara kadar süper yönetim gösterdi. 2 golde de katkısı olan Ali Tandoğan’ın sarı kartı bulunmasına rağmen rakibini yerlerde sürüklemesi affedilecek olay değildi. Hakemlerin sürekli agresifliğinden dolayı mimlediği Ali Tandoğan dikkatli olmalı.
Yaşı ne olursa olsun, nefes aldığı sürece sahada izleyenleri tekniği ile büyüleyen Yusuf Şimşek’siz Denizlispor, suyu olmayan baraj gibi. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir cep telefonu karşılığında Christian’ı transfer ederek yabancı kontenjanını oldurmaya çalışan yeşil beyazlıların ligde rahat nefes almak için galibiyete ihtiyacı vardı, ancak Beşiktaş karşısında hedefe ulaşamadılar. İstanbul amatör takımı Selimiyespor’dan alınan Güray Vural’ın takıma katkısı alkışlanacak düzeydeydi. Teknik Direktör Güvenç Kurtar elindeki malzeme ile daha fazlasını yapamazdı.
Yazının Devamını Oku 10 Şubat 2008
KAYSERİ Atatürk Stadı’nda zemin, hakem Bülent Demirlek, Beşiktaşlı oyuncular, oyunu okuyamayan teknik direktör Sağlam çok kötüydü. Demirlek, maçın ilk yarısında Kayserisporlu Aydın ile Beşiktaşlı Serdar Özkan’ı kırmızı kartla atarak gerginliği ortadan kaldırmalıydı. Çünkü saha dışındaki fair play ruhunu saha içinde kimsenin tersine çevirmeye hakkı yoktur.
Kayserispor uzun süredir yenilmezken, devre arasında da rakibinin aksine kulüp dengelerini bozacak transfer çalışmaları da yapmadı. Helal olsun teknik direktör Tolunay Kafkas ve menajer Süleyman Hurma’ya.. Beşiktaş’ta Cisse, Serdar Kurtuluş ve Bobo’nun sakatlanması takımın dengelerini alt üst etti. Haftalardır yazıyoruz Türkiye’nin en yumuşak orta saha ve forvet oyuncuları Beşiktaş’ta diye. Orta sahadan ne kontratak, ne de asist yapan oyuncu var. Sert ve baskılı oynayan rakipler karşısında eziliyorlar. Cangele her kontratakta, Fatih Terim’in vazgeçilmezlerinden Gökhan Zan’ı sahada ezdi.
Beşiktaş’a transfer olup gelmek önemli değil zaten teknik direktör Sağlam elini kolunu sallayanı bugüne kadar futbolcu diye aldırdı. Önemli olan göndermek değil onu kalıcı yapmaktır. Holosko bu maçta sezon sonunda vedalaşacağını gösterdi.
Başarı istikrardan geçer
Sezon başından bu yana Beşiktaş’ın tüm maçlarını tekrar izleyin dikine gidecek oyuncu bulamazsınız. Geçen yıl Kayserispor’u çalıştıran Ertuğrul Sağlam’ın, Ali Turan ve Aydın’ı tanıması ve siyah beyazlı oyuncularına bu durumu anlatması gerekmez miydi? Çalıştırdığı futbolcuları bile tanıyamayan Sağlam siyah beyazlılara sahada ne ters, ne düz kademe yaptırdı. Beşiktaş sistemli kontratak yerine bireysel yetenekleri ön planda olan oyuncularla gol aramaya çalışırken, Kayserispor dengeli oyuncularla 90 dakika mücadele etti. Delgado, Nobre, Ricardinho kendine oynadı. Kayserispor donmuş zeminde dakika başı pozisyona girerken, kaleci Rüştü kurtarışlarıyla farkı önledi.
Kimse suçlu aramaya kalkmasın. Takımdaki transferlerin tercihini Ertuğrul Sağlam yaptı. Schildenfeld yedek kulübesinde oturtulsun diye mi alındı? Higuain’in suçu ne? O da oturuyordu. Futbol dört bilinmeyenli denklem değil ki. Dünya’daki tüm kulüpleri inceleyin her yıl takıma yeni transferler yapanlar mı, yoksa istikrarlı ekipler mi daha başarılı? Sağlam, sezon bitiminde yine 10 oyuncuyu beğenmeyecek ve alınmasını istediği oyuncular listesini yenileyecek. Kayserispor sürüyle oyuncu aldırma yerine başarının istikrardan geçtiğini gösterdi.
Yazının Devamını Oku 3 Şubat 2008
TÜRKİYE’DE siyasetin gündeminde başörtüsü tartışması var... Beşiktaş’ın gündeminde ise, sistemsizlik. Bu takım ne gol atabiliyor ne de heyecan veriyor. Ne yönetim, ne başkan, ne de başkaları buna çözüm üretemiyor. Bol ofansif futbolcu ile rakiplerinden bol gol yiyor Beşiktaş. Dün de geçtiğimiz haftaların bir benzeri yaşandı. Başkanları Kadir Çakır’ı hastanelik eden Rizespor önünde de bir gol yediler. Yerler elbette çünkü Beşiktaş gişesiz otoban gibi(!) Çünkü yediği her golde rakibe katkı yapıyor Beşiktaş savunması.
Transfer edilen futbolcular mı? Hiç sormayın, onlar takıma hiçbir katkı sağlamadan geldikleri yere doğru yol alıyorlar. Başkan Yıldırım Demirören tarafından bir dediği iki edilmeyen Ertuğrul Sağlam sezon başından bu yana takımdaki disiplini ve kontrolü de bir türlü sağlayamadı. Rizespor öylesine kötü ki, 90 dakika boyunca bırakın organize bir atağı, kontratak bile bulamadı. Cisse’nin önünde oynayanlar hep ofansif, Holosko, Bobo, Nobre, Ricardındo, Serdar Özkan. İleriye çıkan herkes defansı unutuyor.
Umut Batuhan’da
Düne kadar defansta İbrahim Toraman’ı hedef gösterenler dünkü maç için ne diyecekler merak ediyorum. Suçlu takımın sistemini oluşturanlar mı, yoksa sezon başında yapılan yanlış transfer tercihleri mi? Hedefleri olmayan takımlar karşısında ofansif oyuncularla şov yapılıyor.
Takımda ciddiyetsizlik almış başını gidiyor. Bobo kramponlarını değil de kelini konuşturdu. Ali Tandoğan her maçta değişik oyuncu kadrosunda yerini bir türlü bulamıyor. 10 milyon euroya malolan Holosko’nun 10 kuruşluk futbolunu göremedik. Hedefsiz takımlardan alınan oyuncu ekibini zafere götürmez.
Maçın 87. dakikasında Sağlam’ın yedek kulübesindeki Batuhan’a bakışını yakaladım. Sağlam bugüne kadar transfer ettirdiği oyunculara değil de bir hafta önce PAF takıma yolladığı genç yıldıza umut bağlamıştı.
Madem öyle hocam, milyon eurolar harcatarak alınan oyunculara harcanan paralara yazık değil mi?
Yazının Devamını Oku 13 Ocak 2008
TÜRKİYE'de futbol neden ilerlemiyor? Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, devre arasında, 10 milyon Euro'ya Holosko'yu, Konyaspor Teknik Direktörü Ünal Karaman, Holosko'ya oranla komik sayılacak bir maliyetle Damir Kahriman ve Fatih Özer adlı iki futbolcuyu aldırıyor. Bu iki takımın karşılaşmasında galibiyete daha yakın olan taraf ise Konyaspor oluyor. Acı ama gerçek, tarihinin pahalı kadrolarından birini kuran Beşiktaş'ta ne doğru dürüst futbol, ne de sistem görebildik. Kısacası, ne kadar para harcarsan harca, kapasite bu.
Maçın kırılma noktası, ilk yarının son dakikasında Veysel ve Murat Hacıoğlu ikilisinin kaçırdığı gol pozisyonuydu. Devre 2-0 kapansaydı, siyah beyazlıların işi zordu.
Beşiktaş'ın deplasmanlarda sert ve oyunu yönlendirici iktidar sahibi futbolculara ihtiyacı olduğunu sürekli haykırdık. Delgado, kendi yerine takım için oynasa gol rekoru kırılır. Holosko, hızlı ama teknik becerisi yok.
Savunmada arıza var
Konyasporlu Sedat Ağçay'ın attığı golde ceza alanında dokuz Beşiktaşlı oyuncu vardı. Takım savunmasında ciddi bir sıkıntı yaşandığı apaçık ortada.
Beşiktaş Futbol Takımı'nın her türlü duruma karşı A, B, C planları olmalı. Hagi'yi Hagi, Sergen'i, Sergen yapanın takım oyunu olduğu unutulmamalı. Delgado nerede ne yapacağını hala bilmiyor. Şımarık çocuklar gibi.
Paralara yazık oluyor. Serdar Özkan, bire birde adam eksilten, hareketli bir oyuncu. Böyle büyük bir yeteneğin 74 dakika yedek kulübesine hapsedilmesine kimse anlam veremiyor. Tello, duran topların haricinde daha efektif olmak zorunda.
Beşiktaş Yönetimi’nin harcadığı paralara yazık oluyor. Uzatmalarda Nobre, galibiyet golünü atarak bir anlamda Ertuğrul Sağlam'ı kurtardı. Ertuğrul Sağlam, umarım Konyaspor maçında sergilenen futboldan sağlam dersler çıkartır.
Yazının Devamını Oku 22 Aralık 2007
BEŞİKTAŞ, Süper Lig’de devrenin bitiminde açıldı. Geçen hafta Ankaragücü karşısında süper bir form yakalayan siyah beyazlılar dün de Manisaspor önünde mücadeleci ruhunu ön plana çıkarttı. Siyah beyazlı takımın galibiyetinde aslan payı yine bireysel özellikleri tavan yapan Serdar Özkan’ındı.
Yazının Devamını Oku