Paylaş
Bir haftadır hem Türkiye'de olan biteni izliyorum, hem de yurtdışından gelen mesajlara, aramalara yetişmeye çalışıyorum.
Tunus'ta, Suriye'de, Mısır'da tanışıp oradaki olayları birlikte takip ettiğimiz meslektaşlarım beni arayıp mihmandar, fixer, stringer soruyor. Ve tabii bir de neler olduğunu…
En sık sorulan, tartışılan da "Bu, Türkiye'nin Tahrir anı mı?" Onlara verdiğim yanıtı size de söyleyeyim:
Hayır. Ortadoğu-Kuzey Afrika coğrafyasında insanlar, özgürlük ve hak almak için sokağa çıktı. Bugün Türkiye'de insanlar hak ve özgürlüklerini korumak için sokakta. Arada ciddi fark var…
Taksim'e her gittiğimde yabancı sayısının arttığını görüyorum. Hatta önceki gün, bir tur rehberinin 8-10 kişilik, 60-70 yaşlarındaki ABD'li bir turist grubu Gümüşsuyu, Gezi Parkı ve Taksim Meydanı civarında gezdirdiğini gördüm.
EN HAZIRI YUNAN GAZETECİLER
Az ileride Norveçli iki gazeteciyle karşılaştık. "Atladık, geldik. Çok ilginç şeyler oluyor burada" dediler ve onlar da gördükten sonra Türkiye'de olanların Arap Baharı'na benzemediğini kabul ettiler.
Sonra meydana çıktığımda Bulgar televizyonunun Ahmet Şık'la röportaj yaptığını gördüm.
Dolmabahçe'de üstlerinde "Press" yazılı gömlekler, ellerinde gaz maskeleri hazır ve nazır bekleyen Yunan gazeteciler de var.
Sanırım son yıllarda ekonomik kriz nedeniyle kendi ülkelerinde edindikleri tecrübeden bu tarz olaylara en hazırlıklı olanlar onlar…
Evet, doğru Türkiye'ye olağanüstü bir ilgi var… Ama bu ilginin arkasında hakkını yemeyelim Türk diasporası da önemli rol oynuyor.
Daha 31 Mayıs günü, İstanbul'daki eylem saati gelmeden Amsterdam, Berlin, Stuttgart, Brüksel'de de organizasyonlar yapılmıştı. Ertesi gün New York, Londra da katıldı.
Hatta Twitter'da "dünyanın öbür ucundayız bizi unutmayın" mesajıyla Yeni Zelanda'dan fotoğraf paylaşanlar bile gördüm.
TÜRK DİASPORASI İŞ BAŞINDA
Ve tabii, Meselenin uluslararası basında bu kadar yoğun ele alınmasında Atlanta'da, New York'ta, Doha'da, Londra'da, yani büyük uluslararası haber kuruluşlarının genel merkezlerinde çalışan Türk meslektaşlarımın katkısı büyük.
Medya kuruluşlarının İstanbul bürolarında çalışanlar kadar, genel merkezlerindekiler de "bu işin sıradan" olmadığını çok iyi anlattılar.
İşin mizah boyutu, graffitiler ve duvar yazılarındaki yaratıcılık da ilgiyi daha da artırdı.
ESPRİLERDEN BLOG YAPILDI
ABD'nin ünlü yayın kuruluşu NPR'in sosyal medya editörü olan ve Arap Baharı'nda sosyal medyanın kullanımıyla ilgili yazdığı kitap kısa bir süre önce yayımlanan Andy Carvin, "Türkiye'deki ayaklanmanın mizah yönünü" gösteren bir mikro blog oluşturdu.
Ve sonunda bu olağanüstü ilgi ortaya çıktı. Kanada'dan, Çin'den, ABD'den yıllardır görmediğim insanlardan mesajlar alıyorum. İyi olup olmadığımı soruyorlar ve anlamaya çalışıyorlar:
"Ama siz mutlu değil miydiniz? Ama yüzde 50 oy alan bir hükümetiniz yok mu? Ama Arap devrimleri sizi örnek almıyor mu?"…
Dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum, anlatamayınca, benim yerime anlatmış olanların yazılarını paylaşıyorum.
Türkiye'ye olağanüstü ilginin benim açımdan bir haftalık seyir defterinde işte bunlar yazıyor.
“SİZ COOL TÜRKLER”
Türkiye'nin imajının sarsıldığını düşünenler var. Ancak benim aldığım mesajlar, gördüklerim, okuduklarım imajı sarsılanın Türkiye veya halkı değil, hükümeti olduğunu gösteriyor.
Bir uluslararası toplantı sırasında yedi yıl önce tanıştığım ve sonrasında da neredeyse hiç temas kurmadığım ABD'li bir tanıdığımın Facebook'tan gönderdiği şu mesajsa imaj durumunu çok iyi özetliyor:
"Hey dude, I didn't know you Turks were such cool people!"*
* Siz Türklerin bu kadar 'cool' insanlar olduğunu bilmiyordum, dostum
Yazarın son yazıları |
#31 Mayıs 2013 Acil çıkışı istemeden bir daha düşünün!
#24 Mayıs 2013 Dünya tarihini değiştirecek sütun
#17 Mayıs 2013 Ben Affleck’i kıskandıracak gizli operasyon...
#10 Mayıs 2013 İsrail'in "Gizli Mesajı"
#3 Mayıs 2013 Ve “O kitap“ çıktı
#26 Nisan 2013 Kanser metastaz yaptı!
Paylaş