ÜYE ülkeler, BM kuruluşlarının yönetim kadrolarına kendi vatandaşlarının seçilmesi veya atanması için her zaman büyük bir rekabet içinde olmuşlardır.
Bu rekabette büyük devletler ve küçük olsalar bile BM’ye önemli mali katkıda bulunan ülkeler doğal olarak daha avantajlıdırlar.
Genel Sekreter’in BM Kalkınma Programı (BMKP-UNDP) yöneticiliği için Kemal Derviş’i Japonya ve Norveç adaylarına tercih etmesi Derviş’in yetenek ve deneyiminin tartışmasız takdir edildiği anlamına gelir. BMKP 2000 yılında ekonomik ve sosyal gelişme amacına yönelik olarak BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ’Binyıl Hedefleri’nin önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesinde kritik bir rol üstlenmeye namzettir.
Derviş’ten, Dünya Bankası’ndaki 20 yılı aşkın tecrübesi, Türk ekonomisinin en ağır bir krizden kurtarılarak istikrar içinde büyüme aşamasına geçmesinde oynadığı kilit rol ve siyasi, ekonomik ve sosyal vizyonu ile BMKP’nin genişletilmiş misyonuna ivme vermesi bekleniyor.
Derviş,Kofi Annan’ın, Irak’a yönelik ‘gıda karşılığı petrol’ programının uygulanmasında ortaya çıkan yolsuzlukların genel sekreterlikte yarattığı sarsıntıları gidermek ve yeni yapılanmayı düzenlemek üzere kendisine bağlı ofisin başına getirdiği Mark Malloch Brown’un yerine geçiyor. Brown şimdi genel sekreterin başlıca akıl hocasıdır.
***
Derviş’in seçilmesi vesilesiyle üstleneceği görevin BM hiyerarşisindeki yeri hakkında çok şey söylendi. BM sisteminde ‘Uzmanlık Kurumları’ ile ‘Program ve Fonları’nı birbirinden ayırt etmek gerekir. Birinciler uluslararası sözleşmelerle kurulmuş, ikinciler ise BM’nin temel organları tarafından oluşturulmuştur.
Uluslararası Çalışma Örgütü, UNESCO, Dünya Sağlık Örgütü gibi uzmanlık kurumlarının yöneticilerini kendi kurulları seçer ve dolayısıyla bunlar daha bağımsızdır. Dünya Bankası ile IMF de aynı kategoriye giriyorlarsa da onların bağımsızlığı daha mutlaktır. Dünya Ticaret Örgütü ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, BM sistemi ile irtibatlı kurumlardır.
BMKP, UNICEF, Dünya Gıda Programı, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, BM Çevre Programı gibi program ve fonlara gelince bunların yöneticilerini genel sekreter tayin eder ve genel kurulun onayına sunar. Genel sekreter, tayinleri kilit ülkelerle danışma içinde yaptığından genel kurulda bir problem çıkmaz.
Bütün bu kuruluşların yöneticileri Türkçe’ye ‘Genel Sekreter Başyardımcısı’ şeklinde çevirebilecek ‘Undersecretary General’unvanını taşırlar. Onların altında ‘Genel Sekreter Yardımcıları’ (Assistant Secretary General) bulunur. Bu unvanlarla daha önce görevde bulunan, hatta program yöneticiliği yapan Türkler olmuştur. Halen de Dünya Sağlık Örgütü’nde Prof. Dr. Tomris Türmen eşdeğer bir görevdedir.
***
BMKP’nin bir özelliği, daha merkezi bir konumda olması ve 166 ülkede faaliyet göstermesidir. Birçok BM kuruluşu temsilcilerinin bulunduğu ülkelerde BMKP temsilcisi eşgüdümü sağlar. BMKP’nin dikkatini yoğunlaştırdığı alanlar arasında demokratik yönetişim, fakirliğin azaltılması, kriz önlenmesi, enerji, çevre ve AIDS ile mücadele de var.
BMKP’nin son yıllarda hazırladığı ‘İnsani Gelişme’ raporlarının büyük yansımaları oldu. Kemal Derviş gerçekten önemi artacak olan bir kuruluşun başına getirilmektedir.
Türkiye’de kalsa daha mı iyi olurdu suali bazen soruluyor. CHP’deki tecrübesinden sonra herhalde Türkiye’de bugünkü siyasi parti kültürüyle bağdaşamayacağını daha da iyi anladı.
Bizdeki lidere kilitli ve yeteneğe prim vermeyen bir sistemde tamamen kişisel çabaları dışında yapabileceği bir şey yoktu.