Önce Terim yönetiminde eleme grubu maçlarındaki mucizevi çıkışı artık bir kenara koyalım. Çok yakın gelecekteki gerçeğe bakalım. Bu Milli Takım, Fransa için hazır mı?
Terim’in kafasında, ayaklarına hakim, pas gücü yüksek bir orta saha planı var. Aktif alanların daraldığı anda bu plan etkili olabiliyor; ama oyun geniş alanlarda oynanınca hem gidemiyoruz hem de gidenlere ‘dur’ diyemiyoruz. Çünkü kontratak Türk futbol felsefesinde pek itibar görmüyor.
İlk yarı gol pozisyonu görmeden golü bulduk. (Hakan gibi Avrupa’nın en iyi frikik ustası bizde)
HEP PAS PAS PAS!
Ani ataklardan gol atma şansı olmayan bir kadroyla hep orta saha futbolu oynarız. Hep pas, pas, pas... Selçuk’la Çalhanoğlu’yla
Arda’yla yavaş yavaş gideriz ve rakip ceza sahasını görmeden geri döneriz. Ve bu futbol anlayışıyla Fransa’da gruplardan öteye zor gideriz.
Sayın Hocam
Ne için? 2016 Avrupa Şampiyonası Finalleri için. Dünkü futbol kimi tatmin etti? Vur, kır, parçala bu maçı kazan felsefesi dışında...
Önce Terim yönetiminde eleme grubu maçlarındaki mucizevi çıkışı artık bir kenara koyalım. Çok yakın gelecekteki gerçeğe bakalım. Bu Milli Takım, Fransa için hazır mı?
Terim’in kafasında, ayaklarına hakim, pas gücü yüksek bir orta saha planı var. Aktif alanların daraldığı anda bu plan etkili olabiliyor; ama oyun geniş alanlarda oynanınca hem gidemiyoruz hem de gidenlere ‘dur’ diyemiyoruz. Çünkü kontratak Türk futbol felsefesinde pek itibar görmüyor.
İlk yarı gol pozisyonu görmeden golü bulduk. (Hakan gibi Avrupa’nın en iyi frikik ustası bizde)
Avrupa Ligi'ne veda edişin birinci nedeni Vitor Pereira'dır.
Maça başlarken kurduğu kadro ve skor 1-1'e gelmişken 2. yarıya çıkarken yorgun adamlarda ısrarı, en başta sezonun istikrar ismi Mehmet Topal'ı bitirdi.
Hakem zaten başka bir alem!
Futbolcu psikolojisini okuma sıfır. Kararlarda standardizasyon sıfır.
Gözüm sahada ama aklım hep başka yerde...
Yine kaç vatan evladını kaybettik korkusu ve ülkemin içine düştüğü durumun derin kaygısıyla ne yazacağımı düşünüyorum.
Yazsam ne olur, yazmasam ne olur...
Yazacağım ve şöyle başlayalayacağım, “Yeter artık, yeter. Lanet olsun bu teröre ve destek verenlere.”
“Bu zeminde teknik seviyesi yüksek bir maç olmaz” dedi maç öncesi Pereira, yani Kadıköy’deki Lokomotiv, Beşiktaş ve Bursa deplasmanındaki atak, göze hoş gelen futbolu unutun dedi ve dediği oldu...
Portekizli teknik direktörün futbol felsefesi, önce sağlam savunma, sonrasında gol ve gollerle kazanma üstüne kurulu...
Fenerbahçe, kendi sahasının ortalarından 30-40 metre mesafeli toplarla zemini değil de havayı kullanarak ve de Van Persie’yi pas istasyonu yapıp Akhisar kalesine gitmek isterken, uzaktan atılacak şutarı ve duran topları da gol hesapları içine koymuştu.
Fenerbahçe için sonuç odaklı maçtı ve Vitor Pereira’nın maç öncesi planlarında olduğu gibi, 35. dakikada 35 metreden Şener’le bulunan gol bile yeterliydi 3 puan için...
Yeri geldiğinde kullanılır.
Zaman ve alan o kadar değerli ki, bunu kontraataktan daha iyi değerlendirme şekli yoktur.
Pereira, Türkiye'ye geldiğinden beri en iyi işi yaptı dün gece...
Maç kadroları açıklandığında Alper ve Volkan Şen'le başlaması, Beşiktaş'ın oyun formatını bozacağını, rakip alanı hızlı ve kontraataklarla geçeceğini anlamak zor değildi.
Anladık ki, İstanbul’da Lazio’nun dominant futbolu, Galatasaray’ın korkusundan kaynaklanmış.
İstanbul’da 5 stoperle oynayıp korkusuna ve kaygısına itimat eden Galatasaray’ın, Trevi’deki Aşk Çeşmesi’nin 6 kilometre ötesinde, Koray Günter yerine Yasin ile başlayıp cesur olmayı düşünmesini Lazio’lular yemedi elbet.
İstanbul’da Seyrantepe’de yüzde 51 ile kazanmak, Roma’da tur rüyalarına dalmaktan daha akılcıydı...
GÖLGE BOKSU...
Geride kalan 12 lig maçını formalite maçı mı sanıyor?
Fenerbahçe dün kazansaydı şampiyon mu olacaktı, 2 puan gitti ve şampiyonluk bitti mi?
Pereira egosu şişik bir teknik direktör. Ünlü mistik Osho “Ego her zaman korkudan ortaya çıkar.Gerçekten korkan bir insanın egosu olmaz” der.
Fenerbahçe bu sezon hiçbir maçta bu kadar dominant olmadı.